Sükutumdan dolayı kendimden başka kimse kabahatli değildir. en büyük düşmanım ben idim. napoleon
Mehmet DEMİR
Mehmet DEMİR

Ahlakın Sesssizliği

Yorum

Ahlakın Sesssizliği

( 2 kişi )

4

Yorum

9

Beğeni

5,0

Puan

272

Okunma

Ahlakın Sesssizliği

Ahlakın Sesssizliği

Ahlak… En çok konuşulan, ve ne yazık ki en az yaşanan kelime. Kürsülerden yükselen seslerde hep ondan bahsedilir. Kitapların sayfalarında, nutukların içinde, büyük sözlerin gölgesinde en çok o yer bulur. Ama gerçeğe bakıldığında, ahlak sanki sadece bir süs kelimesi gibi orada durur.
Allah aşkına bir an olsun şöyle bir düşünün, Bir insan, ahlakı dilden düşürmezken davranışlarında onun zerresini taşımıyorsa, o sözler neye yarar? Kuru bir yaprak gibi oradan oraya savrulup gider. Ahlak, konuşulacak değil, yaşanacak bir değerdir ve asla sözle var olmaz, ancak eylemle, duruşla, tavırla hayat bulur.
Bugün toplumun en büyük yaralarından biri işte bu çelişkidir, Söz ile eylem arasındaki uçurum, İnsanlar başkalarına ahlak dersi vermeyi nedense çok severler ama sıra kendi hayatına geldiğinde aynı ölçüyü kullanmazlar. Böyle olunca da ne yazık ki ahlak bir başkasını yargılamak için kullanılan bir sopa haline gelmekte. Oysa ahlak, başkasına sallanan sopa değil, insanın kendi vicdanında taşıdığı terazidir.
Ahlakın sessizliği, insanlığın çığlığından daha ürkütücüdür. Çünkü sessizlik, alışmayı beraberinde getirir. İnsanlar kötülüğe, adaletsizliğe, yolsuzluğa alıştığında artık bunlar olağan görünmeye başlar. Ve bir toplum kötülüğe alıştığında, onun çöküşü çoktan başlamış demektir.
Bir dönüp bakın çevrenize, Birinin hakkını çalmak neredeyse sıradanlaşmış, yalan söylemek günlük dilin parçası olmuş, çıkar için değerler ayaklar altına alınmış. Bunların karşısında susanlar, görmezden gelenler, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” diyenler ve yazık ki böyle düşünen ve davranan herkes aslında o ahlaksızlığa ortak oluyordu. Çünkü ahlak sadece bireysel değil, aynı zamanda toplumsal bir sorumluluktur.
Ahlakın sesi, insanın kendi içinde başlar. Bir haksızlık gördüğünde rahatsız oluyorsan, vicdanın yaşıyordur. Bir yanlışın karşısında sessiz kalamıyorsan, ahlakın yaşıyordur. Ama gördüğün kötülüğe aldırmıyor, onunla yaşamayı normal buluyorsan, işte o zaman ahlak ölmüştür.
Ve unutmayın ki, Ahlaksızlıkla ayakta duran bir toplum, asla uzun süre ayakta kalamaz. Çünkü vicdan olmadan düzen olmaz, düzen olmadan da gelecek kurulmaz. Ahlak sadece bireyin değil, aynı zamanda toplumunda ruhudur. Ruh kaybolduğunda geriye ne kalır? Yalnızca boş bir beden…
Bugün biz insanlar olarak en büyük ihtiyacımız olan ahlakı yeniden hatırlamaktır. Sözde değil, gerçekten, hayatın her alanında. Eylemlerimizde, kararlarımızda, birbirimize davranışımızda. Çünkü ahlakın sesi yükselirse, toplum da yeniden dirilir. Ama o ses susarsa, geriye sadece ve sadece karanlık ve çürüme kalır.
*
Mehmet Demir
12925

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Ahlakın sesssizliği Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ahlakın sesssizliği yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ahlakın Sesssizliği yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
serdarascioglu
serdarascioglu, @serdarascioglu
16.9.2025 23:02:47
Ahlak...anlatılmaz ....yaşanır . sana yapılmasını istemediğini başkasına yapmamaktır . Bir huzur ve yaşantı şeklidir.... SATIN ALINAMAZ ..YAŞANIR....! YÜREĞİNE SAĞLIK.
M.Y.
M.Y., @m-y
16.9.2025 21:40:04
"Böyle olunca da ne yazık ki ahlak bir başkasını yargılamak için kullanılan bir sopa haline gelmekte. Oysa ahlak, başkasına sallanan sopa değil, insanın kendi vicdanında taşıdığı terazidir."
demişsiniz.
Sadece yargılamak değil, sınırlamak için de, hem de otorite sahiplerinin kendi sınırlarına uymayanları.
Ahlak eğitim işidir. Temeli belki karakter eğitimidir. Biz ahlaktan dini hurafelere inanmayı anlıyoruz.
Neyse bir yazılık yorum yapmayayım.
Saygılar.
Etkili Yorum
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri, @huzunluperi
16.9.2025 17:59:09
5 puan verdi

Değerli üstat merhaba..

“Ahlakın Sessizliği” yazınızı büyük bir dikkat ve hayranlıkla okudum. Her satırı, yalnızca akla değil, vicdana da dokundu. Günümüzde en çok konuşulan ama en az yaşanan kavramın ahlak olduğunu öyle yalın, öyle sarsıcı anlatmışsınız ki, cümleleriniz insanın içini titretiyor.

Siz “ahlak, başkasına sallanan bir sopa değil, insanın kendi vicdanında taşıdığı terazidir” derken, aslında hepimizin içindeki aynayı da bize tuttunuz. Çünkü gerçekten de bizler, çoğu zaman başkalarını yargılamayı seçiyoruz; kendi duruşumuza, kendi tavrımıza bakmayı unutuyoruz.

Çevreme baktığımda, sizin de yazınızda işaret ettiğiniz gibi, çıkar için değerlerin feda edildiğini, yalanın sıradanlaştığını, adaletsizliğin olağanlaştığını görmek kalbimi sıkıştırıyor. Belki de bu yüzden yazınız beni bu kadar derinden etkiledi. Çünkü toplumun çürümesinin en büyük sebebi, kötülüğe alışmamız, sessiz kalmamız, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dememiz.

Oysa ahlak dediğimiz şey, bazen sadece bir haksızlık karşısında susmamak, bazen gözümüzün önünde ezilen birinin elinden tutmak, bazen de içimizdeki sesi kaybetmemektir. Bu yüzden yazınız bana bir uyarı değil, aynı zamanda bir umut gibi geldi. Çünkü hâlâ kaleminiz gibi güçlü sesler var ve bu sesler bizi yeniden ayağa kaldırabilir.

Kaleminize, yüreğinize sağlık. Bizi sustuğumuz yerden konuşturan, unuttuğumuz değerleri yeniden hatırlatan böyle bir yazı için gönülden teşekkür ederim.

Saygı ve sevgiyle,
Peri


eğitimci/yazar
eğitimci/yazar, @egitimci-yazar
16.9.2025 17:24:40
Evet, aynen katılıyorum fikirlerine. Ne yazık ki bugün toplumumuzda ahlak erozyonu var. Davranışlarımızla, sözlerimiz çelişiyor. Onun için iki yakamız bir araya gelmiyor. Dil ucu Müslümanlığını yaşıyoruz. Necip Fazıl: "namaz, camiden çıktıktan sonra, hac, Kabe'den döndükten sonra başlar" der. Ne zaman Kur'anca hayat sürersek, o zaman hakiki Müslümanlığı yakalarız. Gönlüne sağlık kardeşim. Çok istifade ettim Allah razı olsun.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL