0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
149
Okunma
Kışın Uzun Gecelerinde: Bir Sırrın Peşinde
Kışın dondurucu ayazında, mahalle kahvesi sıcak bir sığınaktı. Sigara dumanı tavanda dans ederken, bir masa etrafında toplanmış gençlerin hararetli define sohbeti, yan masada gazetesine gömülmüş yaşlı bir adamın dikkatini çekti. Yaşlı adam, dayanamayıp gençlerin yanına oturdu ve onlara define peşinde yaşadığı bir hikâyeyi anlattı.
Gençlere, kendisi gibi define heveslisi bir arkadaşının hikâyesini anlattı: Terk edilmiş bir Rum köyündeki mezarlıkta, taşı olmayan bir mezarın altında altın olduğunu duymuşlardı. Hikâyeye göre, Yunanistan’dan gelen bir adam, dedesinin mezarını ve altını arıyordu.
Gecenin bir yarısı, egzozu susturulmuş eski bir arabayla mezarlığa gittiler. Kazmaya başladılar, ama tam yarıya geldiklerinde köylüler bastı. Olay, kavgaya dönüştü, jandarma geldi ve defineciler hastanelik oldu. Hikâye, "Kılavuzu karga olanın burnu pislikten kurtulmaz" sözüyle bitti ve yaşlı adam kahveden ayrıldı.
Gençlerden Mahir, bu hikâyeden çok etkilenmişti. O gece kuzeni Yasin’le birlikte, yaşlı adamın anlattığı terk edilmiş köye gittiler. Mezarlığın en köşesinde, taşsız mezarı buldular. Kazmaya başladıklarında, kürekleri metal bir şeye çarptı. Tam o anda, bir araba farı parladı ve "Eller yukarı! Jandarma!" sesi yankılandı.
Jandarma karakolunda, Mahir ve Yasin şaşkınlık içindeydi. Hikâyenin sıradan bir define macerası olmadığını anladılar. Sabah saatlerinde siyah kabanlı bir adam karakola geldi. Fotoğrafını gösterdiği adamın 1984’te kaybolan kardeşi olduğunu söyledi. Define hikâyesinin, aslında devletin örtbas etmeye çalıştığı bir sırrın kılıfı olduğunu açıkladı. Mezarlıkta gömülü olan sadece bir define değil, adaletin ta kendisiydi.
Mahir ve Yasin, bu olayın ardından serbest bırakıldı. Ancak o gece mezarlığa dönmediler. Yerel bir gazetede çıkan "Bozkır Mezarlığı’nda Toplu Mezar İddiası" haberi çabucak silindi. Olayın üstü örtülmüştü.
Yıllar sonra Mahir, o gece yaşadıklarının anlamını tam olarak anladı. Hikâye, defineyle ilgili değildi; adaletin gömüldüğü bir mezar, bir komplo ve bir sırla ilgiliydi. O gece kazdıkları sadece toprak değildi, aynı zamanda zamanın unutturamadığı bir gerçeğin yüzeye çıkma girişimiydi. Mahir, artık biliyordu ki bazı sırlar, insanların yaşadığı gerçeğin en derinlerinde gömülü kalır.
Kamil Erbil