15 yaşında, henüz baharın ilk çiçekleri açarken, Sen, bir yuvanın içine adım attın; Geleneksel duvarların ardında, Gözlerinde henüz solmamış umutların Ve yüreğinde kırılgan ama dirençli bir çiçeğin titrek esintisi vardı.
O günler, ince bir rüzgarın savurduğu yapraklar gibi Hafif, ama aynı zamanda kaderin ağır yükünü taşıyan Sessiz dualarla örülü bir yaşamın başlangıcıydı. Sen, küçük yaşında büyük bir dünyaya açılan kapı, Ailenin kalbine işleyen gizli bir şiir oldun.
38 yaşında, kaderin keskin bir darbesi Gecenin en karanlık anında, Bir yıldız sönmüş gibi, Yalnızlıkla örtülü bir kışın ardından Senin içindeki sıcaklık, Gökyüzüne meydan okuyan bir güneşin ilk ışıkları gibi Yeniden doğdu, Çünkü kaybetmek, sana yeniden var olmayı öğretti.
Yokluğun soğuk rüzgarları, Damarlarında akan ince bir nehir misali Seni sınasa da, Her damlasında aşkı, azmi ve Sessiz çığlıklarınla Bir destanı yazdın; Her eksik parça, senin içindeki gücün Daha da belirginleşmesine vesile oldu.
Sen, ailenin sarmaşığı, Köklerin derinlere inen, Göğsünde hayatın tüm fırtınalarına Direnen bir ağaç gibi oldun. Çocukların senin dallarında büyüdü, Her biri, senin sevginin ve Göğsünde taşıdığın umudun meyvesiydi.
Geleneksel bir evin sınırlarında Kendini keşfederken, Her gün yeniden doğan sabah ışıkları Ve gecenin suskun, ama umut dolu sessizliği Senin varlığını, Bir masalın unutulmaz dizeleri gibi Yaşattı. Her yorgun adımında, Her çatlamış yüzünde Bir anının izini taşıdın; Ve bu izler, Gökkuşağının en parlak renkleriyle Gökyüzüne yazılmıştı.
Demir gibi güçlendi, Yokluğun ve eksikliğin İçinde kaybolmadan, Aile bağlarını örerken, Her gün biraz daha sağlamlaşan Bir sütun, Sonsuzlukta süzülen, Asla sarsılmayan bir yel değirmeni oldun. Sanki her darbe, İçindeki ateşi daha da alevlendiriyordu Ve sen, her seferinde yeniden doğuyordun Kendi efsaneni yazarcasına.
Gözlerin, Zamanın getirdiği acıların ve Ömrün yükünün sessiz tanıklarıydı. Her bakışında, Gözyaşlarıyla sulanmış toprağa Düşen umut tohumlarını Ve er geç filizlenen, Yeniden can bulan bahar çiçeklerini Görürdüm. Senin içindeki o derin hüzün, Bir nehir gibi akıp giderken, Ailenin yollarını birleştiren Altın bir köprüye dönüştü.
Her akşam, Yorgun ellerinde taşıdığın yaşanmışlıklar Birer inci tanesi gibi Geceyi süslerken, Kırık dökük hayallerin içinde Yıldızların fısıldadığı dualar Bir melodinin notalarına karışıyordu. Sen, her darbeden, her eksiklikten Yeni bir güç örerken, Gölgenin ardında kalan Sessiz kahramanlık hikayesine dönüşüyordun.
Kaderin ağır yükünü omuzlarında taşırken, Her çatlakta, her çizgide Yaşamın ve sevginin öyküsünü yazdın; İçinde sakladığın acılar, Birer yaman rüzgarın savurduğu yaprak misali Dökülürken, Kendi varlığının demir çiçeğini Bir kez daha açığa çıkardın. Sen, Yokluğun ve kederin ortasında, Ailenin bir arada tutulduğu O kutsal ateşi koruyarak, Göklerin en parlak umut ışığı oldun.
İşte senin hikayen, Yaşamın en derin köşelerinde, Kaderin darbesiyle şekillenen, Bir annenin, Demirin, Çiçeğin, Ve ebedi bir sevdanın Öyküsüdür.
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Rahatsızlığım nedeni ile özgün ve nadide yazı ve şiirlerinize yorum yapmaktan uzak kaldım...
Bazen hayat küçük sürprizler yapıyor işte...
Çoğumuzun yüreğinde iki isim hep vardır... Birisi ana...birisi yar.... İkisi de göz nurumuzdur...acısıyla tatlısıyla...
Birisine ömrümüzü birisine gönlümüzü adarız...
İşte naif ve bir o kadar da hüzün içerikli bir paylaşım... Ömrümüz... duygularımız...aşımız...aldığımız hava annemiz kokar...Kokladığımız çiçekler "annem diye ninniler söyler kulaklarımıza...
hele de çocukluk yıllarımız... Ya ondan dinlediğimiz özgün hayat hikayesi....Kimi zaman gözlerimizde tebessüm...kimi zaman acı bir gözyaşıdır...
aslında anneler gizli kahramanlarımızdır... Tüm acıları yüreğinde harmanlayan... Çocukları için çile devşiren... Bağrı yanan....koşan..mücadele eden...ömrünü onlar için törpüleyen..
İşte bu anne topladığı tüm çilelerini günü gelir tebessümle evlatlarına aktarır... Oysa bu gülümsemelerin içinde ne hüzünler...ne kederler gizlidir....
İşte bundan sonra evlatlar...körpe yürekler bir yandan hayatın acımasızlığına kafa tutarken diğer yandan annelerinin çektiklerine hıçkırıklarını katarlar...
"15 yaşında, henüz baharın ilk çiçekleri açarken, Sen, bir yuvanın içine adım attın; Geleneksel duvarların ardında, Gözlerinde henüz solmamış umutların Ve yüreğinde kırılgan ama dirençli bir çiçeğin titrek esintisi vardı."
on beş yaşın adandığı bir ömür hikayesi... Aslında bu başlangıç belkide Anadolunun ortak kaderidir... Her evin bacasında bu yaşın hicranları tüter durur... solmamış umutların direnci...dirençli bir çiçeğin titrek esintisi... Ne kadar manidar ve ne kadar gerçekçi bir adanmışlıktır...
"O günler, ince bir rüzgarın savurduğu yapraklar gibi..." ..... "Sessiz dualarla örülü bir yaşamın başlangıcıydı...."
"Ailenin kalbine işleyen gizli bir şiir olmak..." Bazen acılı hayat hikayeleri en naturel bir şiirdir...kalemlerin yazmadığı ancak; Hayatın yüreklere kazdığı....
ve her yaşta hayatın farklı ve ağır darbeleri...yüreklerde açılan hüzün uçurumları....
yaşamın kıyısında, doludizgin ıstıraplara boyanan bedenler çoüu zaman yeniden doğuşun da müjdecisidir bir bakıma...
"Sessiz çığlıklarınla Bir destanı yazdın; Her eksik parça, senin içindeki gücün Daha da belirginleşmesine vesile oldu." derken bunlar betimlenmekte kırılgan bir kalemle... ve hayata çocukları için...sevdikleri için direnen bir irade... Acılara gark olsa ada inadına yaşamayı yeğleyen....
"Kendini keşfederken, ..... Senin varlığını, Bir masalın unutulmaz dizeleri gibi Yaşattı." Ne denebilir ki...hayatın yatsınmayacak karmaşık döngüsü... Doğmak...acı çekmek... ve...veda....
İşte hayat üç sözcük gibi.... .... "Her gün biraz daha sağlamlaşan Bir sütun, Sonsuzlukta süzülen, Asla sarsılmayan bir yel değirmeni oldun." Betimlemesi annelerin varoluş nedenini en güçlü imgelerle vurgulamakta yüreklere....
.... "Ve sen, her seferinde yeniden doğuyordun Kendi efsaneni yazarcasına."
yeniden doğmak...belki de küllerinden der gibi...
"Gözlerin, Zamanın getirdiği acıların ve Ömrün yükünün sessiz tanıklarıydı."
Tanıklar...kanıtlar...acılar... ve ömrün yatsınmaz yükü: Her tür çile ve zorluk....
Yeniden can bulan bahar çiçeklerini Görürdüm.
"Her akşam, Yorgun ellerinde taşıdığın yaşanmışlıklar Birer inci tanesi gibi Geceyi süslerken, Kırık dökük hayallerin içinde Yıldızların fısıldadığı dualar Bir melodinin notalarına karışıyordu."
ve final.....
yeni bir güç örmek... Sessiz kahramanlık hikayeleri...
saklanan acılar....
Ailenin bir arada tutulduğu O kutsal ateşi korumak.... umut ışığı olmak...
Anne olmak çiçek demek...hüzün demek...acı dermek... Anne demek umut demek... tebessüm demek... Kederlere şerbetlenmek demek...
Anne demek....emek demek...içilen su...nefes...ekmek...
anne demek;
Yaşamın en derin köşelerinde, Kaderin darbesiyle şekillenen, Bir annenin, Demirin, Çiçeğin, Ve ebedi bir sevdanın Öyküsü DEMEK....
ÇOK FARKLI ÇOK ÖZGÜN VE BİR O KADAR DA HÜZÜNLÜ BİR HAYAT DÖNGÜSÜ... Ürpererek...gıpta ederek... yüreğim burkularak okudum...
satırlarda hüzünü...acıyı...gururu...yaşama sevincini...özveriyi gördüm... Fedakarlığın...hayat denen "bir varmış bir yokmuş..." düşünün içinde gizlenen gerçek acıları gördüm...
Çok tebriklerimle değerli kalem.... kaleminiz daim...yüreğiniz mutluluklarla kavi olsun...
tebriklerimi...teşekkürlerimi....beğenilerimi ve takdirlerimi gönderiyorum sağlıklı güzel günlere dileklerimle efendim...
Evvela geçmiş olsun dileklerimi sunmak isterim. Sizin sağlığınız, kaleminizin bütün inceliklerinden daha kıymetlidir. Allah şifalar versin, gönlünüze ferahlık, ömrünüze sağlık ihsan eylesin.
Yorumunuzu okurken, sadece kelimeler değil; hayatın özü, yılların imbiğinden süzülen bir bilgelik geldi önüme. “Anne” kavramını öyle yerinde ve derinlikli betimlemişsiniz ki, aslında hepimizin ortak hafızasına dokunuyorsunuz. Siz, satırlarımda kendi annenizin, kendi çocukluğunuzun izlerini de görmüşsünüz belli ki. Ve bu bakış, yazının ruhuna yeni bir katman ekledi.
Haklısınız, Anadolu’nun birçok evinde benzer hikâyeler vardır. Ama her annenin hikâyesi, aynı kaderden süzülen bambaşka bir destandır. Sizin işaret ettiğiniz gibi, onların kahramanlığı çoğu zaman sessizdir; ama işte o sessizlik en büyük yankıyı yapar insanın kalbinde.
Benim annem de, sizin bahsettiğiniz “sessiz kahramanlardan” biri. Çocuk yaşında büyümeye mecbur bırakılmış, yokluğun ortasında varlığı yeniden kurmuş, her düşüşten sonra küllerinden doğmuş bir kadın. Bizler için karanlıkta kandil, soğukta ocak, hayatta kök olmuştur. Siz bunu görüp bu kadar incelikle ifade edince, kalemimin niyeti tamamlanmış oldu sanki.
Benim annem, hayatın en ağır darbelerini bile bir güneş gibi yansıtan bir kadın. Küçük yaşta karşılaştığı eksiklikleri, yoklukları ve kayıpları kendi içinde dönüştürüp, dünyayı hep kucaklayarak yürüdü. Her adımı, sessiz bir direniş; her bakışı, umut dolu bir ışık oldu. Ellerinde hayatın yükünü taşırken, yüreğinde sevgi ve azimle baharı filizlendirdi. Bugün hâlâ sağlıkla, mutlulukla ve huzurla varlığını sürdürüyor; karanlıklara kandil gibi ışık oluyor, çevresine iyiliği ve güzelliği saçıyor. Onun varlığı, yalnızca bir anne değil, yaşamı cesurca kucaklayan bir rehber ve bir güç kaynağı olarak bizlere yansıyor.
Hayattan öğrendiğim bir diğer şey ise; yaşanan her eksiklik ve her darbenin, eğer doğru kalp ve niyetle taşınırsa, güç ve bilgelik kaynağına dönüşebileceği… yaşadığımız acının ve çilenin bile bir öğretmen olabileceğini görmek, bana hep umut verdi veriyor.
Yüreğinize sağlık, kalemin daim, hayatınız huzurlu ve güzel olsun. Yorumunuz, yazıya sadece değer katmadı; aynı zamanda bana da güç verdi. Çünkü bazen insan, anlattıklarının karşıda nasıl yankı bulduğunu görünce yeniden doğar. Ben de öyle hissettim.
Kaleminize, bilginize ve inceliğinize yürekten teşekkür ediyorum. Sizin varlığınız, bu edebiyat yolculuğuna hem ışık hem anlam katıyor.
Hüzünlerden uzak dursun gönül yurdunuz ve kıymet bilenlere emanet yüreğiniz. Tekrar tekrar geçmiş olsun. Acil şifalar diliyorum Rabbimden..
selamün aleyküm Sevgili Feride Hanım kardeşim Şiirinizi her şiirinizi okuduğum gibi bu şiirinizi de aşk ve şevkle okudum. konusu anne olan her şiir benim için çok elzemdir kıymet ve değerlidir. Anneler başa taç gönüllere sultandır. Anneler hiç solmayan Muhammedi güldür. bir cümlede bir kelime hatası gördüm onu düzeltmenizi rica ediyor her şeyin gönlünüzce olmasını Din gününün sahibi olan Allah cc temenni ve niyaz ediyor en deruni saygı ve hürmetlerimi arz ederim. Her biri, senin sevgisinin ve ( hatalı cümle)
Nezaket ve incelik dolu yorumunuz için gönülden teşekkür ederim. Şiirlerime vakit ayırıp böylesi derin bir bakışla okumanız, benim için kıymetli bir payedir. Anneler üzerine dile getirdiğiniz sözler, bir bilgelik demeti gibi kalbime dokundu.
İkazınızı da hürmetle kabul ediyorum; zira kelâmın berraklığı, dostane bir dikkatle daha da güzelleşir. Dualarınıza “amin” diyerek karşılık veriyor, Cenab-ı Hakk’ın sizden razı olmasını niyaz ediyorum.
Emir Can İğrek'in'' meydan'' şarkısını anımsattı muhteşem yazının özü.Hayat yaşanarak öğreniliyor.Her yenilgi bir zafere gebe.Her zafer motive edici olaylara.Yokluktan varlığa koşmak, varlıkta dağları aşmak . Oumsuzluktan yılmayıp daima ileriye koşmak annelerin bir becerisi.Annelik öz verisi.Sahip olduklarını değerli kılma ve korumalar serisi.Sevdikleri uğruna feda olur daima annelik iç güdüsü.Kutsaldır bu görev , küçükten devraldığı bayrağı kendini her kademede yıpratırcasına ileri taşır anne.Çoğalarak erir, erirken çoğalır.Demir çiçekler solmaz.Hayat da demir çiçeksiz olmaz.Şiir tadında muhteşem bir yazıya imza atmış Usta Kalem.Okuyucusunun yüreğine değen .Hayırlı geceler diliyorum .Sağlıcakla.Saygïyla.
Çok sevgili şairem hoş geldiniz, sayfalar getirdiniz gönül yurduma..
Değerli Emir Can İğrek esintili yorumunuzu okurken, her cümlenizde derin bir bilgelik ve hayat deneyimi hissettim. Hayatın acı ve tatlısıyla öğrenildiğini, her yenilginin bir zaferin habercisi olduğunu ve her zaferin insanı daha da motive ettiğini ne güzel özetlemişsiniz. Yokluktan varlığa koşmak, varlıkta dağları aşmak; umutsuzluğa yenilmeyip her zaman ileriye adım atmak, gerçekten de annelerin kudretli becerisi. Anneliğin özverisi, sahip olduklarını değerli kılma ve koruma tutkusu, sevdikleri uğruna fedakârlık yapma içgüdüsü; sizin de dediğiniz gibi kutsaldır.
Benim annem de bu demir çiçeklerden; küçük yaşta devraldığı hayatın zorluklarını omuzlarında taşırken, her adımda hem kendini hem çevresini büyütmüş, çoğalarak erimiş ve erirken çoğalmış bir güç kaynağı olmuştur. Hayat, onun gibi demir çiçeksiz olmaz; karanlıklar içinde ışık saçan bir kandildir. Onun yolculuğu, her darbeden yeniden doğmayı bilen, sevgi ve azimle dünyayı kucaklayan bir efsanedir.
Huzur yağsın yüreğinize yurdumuza yuvanıza ve nefes aldığınız diyarlara.. Kaleminiz daim, yüreğiniz huzurlu ve sağlıklı olsun. Sonsuz sevgilerimle.. Peri feride
Değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim. Satırlarınızdaki derinlik ve farkındalık gerçekten kıymetli. “Çünkü kaybetmek, sana yeniden var olmayı öğretti” kısmına dikkat çekmeniz çok kıymetli; hayatın bize verdiği en önemli derslerden biri gerçekten de bu. Yüreğinize sağlık, paylaştığınız bu farkındalık için minnettarım.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.