Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
ADEM ÖRS
ADEM ÖRS

Ne olduk Ne olamadık...

Yorum

Ne olduk Ne olamadık...

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

160

Okunma

Ne olduk Ne olamadık...

NE OLDUK NE OLAMADIK…

Son otuz yılda insanlık teknolojik açıdan inanılmaz bir ivme yakaladı. Akıllı telefonlar ses hızını aşan uçak ve trenler organ kopyalama, akıllı evler, insansız araçlar nano teknolojik kıyafetler sesle çalışan güvenlik sistemleri daha binlercesi kapitalist sistemin bu baş döndürücü ve çekici dünyası hepimizin içinde bulunan bilinç altımızdaki herşeye sahip olma ve daha iyi yaşama arzusu, egomuzun bütün varlığımızı ele geçirerek hayat algımızı yalnızca madde ve maddi dünyanın nimetlerine yönlendirme ve köleleştirmesine neden oldu. Bütün bunlar olurken fiziki dünyanın temellerini oluşturan iki temel gerçekliği kör olan algılarımız yüzünden gözden kaçırdık.

1.Var olan her şey zamanla çürümeye ve dönüşüp form değiştirmeye mahkûm dur.
2. Yeri boşalan fiziki veya manevi bir değer başka bir değer veya başka bir gerçeklik tarafından doldurulur

Biz materyalist dünyanın içinde ilizyon yaşarken üzerinde bulunduğumuz dünyayı kendi ellerimizle yok etmeye akıl almaz bir sarhoşlukla devam ediyoruz Milyonlarca yıldır var olan yağmur ormanlarını nehirleri denizleri ve gök yüzünü "daha rahat “yaşamak adına katlediyoruz Yeryüzünün doğal dengesini sağlayan bitki ve hayvan türlerini acımasızca yok ediyor ve doğal afetlerle karşılaşınca sanki bunların sorumlusu biz değilmişiz gibi şaşkınlıkla izliyoruz...
Uyuşmuş beyinlerimiz yalnızca dünya nimetlerine sahip olmak için bizi birer vahşi canlıya çevirirken asıl ihtiyacımız olan maneviyattan öldürücü bir hastalıkmış gibi kaçıyoruz. Öylesine makineleştik ve zalimleştik ki.

Filistin’de milyonlarca insan açlık savaş ve yokluktan ölürken sanki eski bir filmi izler gibi duygusuzca boş gözlerle bakıyoruz. Hayatımızdan sevgi, merhamet, anlayış, şükür, empati ve fedakârlık gibi kavramları çıkarmak için birbirimizle yarışıyoruz... İnançlarımız, ideolojilerimiz, cinsiyetimiz, ırkımız, milliyetimiz ne olursa olsun hepimizin tek bir kutsalı ve ideali "para" oldu... pastadan daha fazla pay almak adına içimizdeki habis hastalıklı, ırkçılık ve sınıfçılık hücrelerini harekete geçirdik.

Hepimiz her şeyi bilen ve her şeye sahip olma hakkına tek sahip olan canavarlara dönüştük... Sürekli olarak biz ve diğerleri gibi ötekileştirici kavramlar yarattık.

İşin aslında insanları yaratan Allah’ın dünyasında öteki diye bir kavram yokken biz kendi yarattığımız ayrımcı ırkçı sınıfçı Allaha iman ettik. Bölüşmenin paylaşmanın bizi bir yapacağına değil de elimizdekinin azalacağı korkusuna kapıldık... Yaratıcının kendisine iman etmeyenlere bile tanıdığı yaşama hakkını biz bizim gibi olmayanlara çok gördük... yalnızca tüketmek ve yok etmek üzerine kurulu bir hayata iman ettik. Bütün bunları yaparken kendimizi haklı çıkarmak adına; dini, milliyeti, eğitimi ve ırk gibi argümanları kullanmaktan çekinmedik.

Hepimiz insan olarak doğduk ama acaba kaçımız insan olarak kalabildik... kendi acılarımıza ağıtlar yakarken başkalarının acılarına ağlayabildik mi? Kendi sevinçlerimizi yaşarken başkalarının mutlu olmasını istedik mi? Kendimize hak gördüklerimizi başkaları içinde hak gördük mü? Kadınlara eşit davranıp adil olabildik mi? Aynı dine mensup olmayan insanları kardeşimiz sayabildik mi? Bizimle aynı eğitim ve sosyal statüye sahip olmayanları anlamaya çalışabildik mi? Farklı bir siyasi ideolojiye sahip bir arkadaşımızın da haklı olabileceğini düşünebildik mi?

Kuşlar gibi uçabiliyor balıklar gibi yüzebiliyoruz ama insan olabildik mi?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ne olduk ne olamadık... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ne olduk ne olamadık... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Ne olduk Ne olamadık... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL