Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
Şadiye gürbüz(zaralıcan
Şadiye gürbüz(zaralıcan

Eşeğin Kulağına Karpuz Kabuğu…

Yorum

Eşeğin Kulağına Karpuz Kabuğu…

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

180

Okunma

Eşeğin Kulağına Karpuz Kabuğu…





Günlük işlerimin peşi sıra biraz soluklanıp dinlenmeye çekildiğimde, beynimin ekseninde deli bir dolap gibi dönen şu söz takılıp kaldı: “Eşeğin kulağına karpuz kabuğu nasıl kaçar…”
Ne yaptıysam bu sözü hangi konuya denk düşüreceğimi bir türlü bulamadım.
Avuçlarımın içinde, barut fıçısını andıran cep telefonum; parmak uçlarımı tuşlarına dayamış, o parmak uçlarım da betona dikilmiş demir gibi uyuşmuştu. Sayfa sayfa geziniyor, dakikalar sonra “gözünün yağını yediği teknoloji”nin iyi bir şey olduğuna dair haberleri art arda okuyordum. Ama karpuzun bende uyandıracağı hikâye bir türlü oluşmadı.
Düşünce havuzuma koca bir Diyarbakır karpuzu bırakılmış gibiydi; dilim dilim mi, bütün olarak mı eşeğin kulağına sığdıracağımı bilemeden öylece kalakaldım.
Mevsimlerden sonbahar. Eli kulağında soğukların, yağmurla ıslanan pencerelerin gerisinden beton yığınlarına bakan kendi bakışlarımla yüzleştim.
Dedim ki: “Keşke burada değil de, memleketimde olsaydım. Kösedağı’nın herhangi bir yaylasında, bir evin kapısının önünde oturuyor olsaydım. Biri beni görüp evine davet etseydi, tanrı misafiri etseydi…”
Kim bilir, bir bardak sıcak çay içer miydim? Ama eskisi gibi ağız tadıyla içebilir miydim, bilemem… Çünkü memleketimin insanı da çok düşünceli artık. Kafası karışık. Toprağın, doğanın üzerinde kara eller dolaşıyor.
Doğrusunu söylemek gerekirse, kendi memleketimin her bir karışını seven biri olarak, bir gün “Memleketin taşı toprağı altın” sözünün bu kadar gerçek olacağını hiç düşünmemiştim.
Evet, bizim memleketin her karışı altın; ama bu sözün gerçekleşme biçimi düşündüğümüz gibi değil. Doğanın dengesinin bozulması, geleceğe yalnızca altı boşaltılmış, çorak toprak yığınları bırakmak demek. Bu da hem yöre halkını hem de beni derinden üzüyor.
Ben Sivas Zara doğumluyum. Babam, Kösedağı’nın en zirvesinde bulunan Büyük Güney Köyü’nde dünyaya gelmiş. Onun anlattıklarıyla o bölgenin bütün köylerini tanır, sever ve sahiplenirim.
Ama doğanın dengesini bozan şey, insanın açgözlülüğü oldu. Bu açgözlülük, memleketi her zaman geriye götürdü; halkı da doğal afetlerin ayak seslerini dinlemek zorunda bıraktı.
Bizim toplum, açın yanında aç; varlığın yanında tok gezer. Bunun nedenlerinden biri de doğanın hoyratça, keyfi biçimde yerle bir edilmesidir. Yöre halkı bunun farkında. O yüzden birbirine kenetlenmişler. Tek gayeleri: Memleketin bağrının deşilmesine izin vermemek.
Bu mücadelenin sonucunun ne olacağını merak ediyorum. Çünkü Zara’nın en güzel doğası Kösedağı civarındadır. Ve bu güzelliğin bir avuç kirli düşünce uğruna feda edilmesi asla düşünülemez.
Çünkü doğası kirlenmiş bir ülkenin insanı nasıl iyi düşünebilir ki?
İşte, az önce dedim ya: “Eşeğin kulağına karpuz kabuğu kaçtı.”
Demek ki birilerinin eşeği kulağına kaçan karpuzun peşinde…
Ama doğanın dengesini bozan her şeye karşı çıkmak gerekir.
Ülkenin bir yanı cayır cayır yanarken, diğer yanı daha kötü kirleniyor. Bunun sonuçlarını ileride kim bilir nasıl kayıplarla ödeyeceğiz? Hastalıkların artması, kimyasal yiyeceklerin yayılması, madenler, akarsuların kurutulması… Hepsi gözlerimizin önünde oluyor.
Ve biz bunların şahidiyiz.
20-08-2025
ist
z.can

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Eşeğin kulağına karpuz kabuğu… Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Eşeğin kulağına karpuz kabuğu… yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Eşeğin Kulağına Karpuz Kabuğu… yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL