Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Hamdioruc
Hamdioruc

Kur'an reçetedir...Mezhebler budadılar

Yorum

Kur'an reçetedir...Mezhebler budadılar

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

98

Okunma

Kur'an reçetedir...Mezhebler budadılar

Kur’an reçetedir...Mezhebler budadılar

Hz İbrahime dört-dörtlük değilsin dedi Kur’an...hz Adem için cenneti hakketmedi dedi Kur’an..Şeytan da kovuldu .Melekler iradsizdi kovulmadı nefsin de iradesiz olsun...deilse kovulur...Konfüsyüç isteksiz ol nefissiz ol teslim ol... Müslüman ol der...BEN deme varlığım ...deme hiçim ...de.yokum BİZ var ben yokum sen varsın ...de...

Kur’an"cennetin reçetesini-kala bilmenin reçetesini ve firavunu yenmenin reçetesini-Dünyayı cennet edebilmenin reçetesini öğretti

Oğul varlıktır ama oğul gibilik Bizlikte yok hiç olma halidir...Oğul dersen varlık sayarsın...var tek ...Yaratan tek essma sahibi tek oğul edemeliydi kilise varlık dedi...varlık tek...sahib tek...demeliydi...
Yaradanla-Yaradılan arasında oğulluğa benzer bir ilişki var ama oğulluk doğurma ile ancak dedi İhlas suresi.Üreme yok üremeye benzerlik var ama

İki varlık yok iki "BEN"yok ...yaradılan nötür etkisiz isteksiz...zıtlık yok...ikilik yok teslim biri.müslüman ve sahibizdir zıt değildir.Rakip değildir...si değildir...ama iradeliler zıt oldular asi oldular Kahrı hakkettiler Kahhar zıtları telim almak için kahhardır...BİZ oldu asiler Kahhar var..Nefis Allahta hiç olmalı ben olmamalı...varlık olmamalı etkin olmamalı sebeb olmamalı kul olmalı memur olmalı denk ve ortak olmamalı

Engin merhamet sahibi rabden gelen söz şu olacak:"Selâm size!"(Yâsin/58)

Öv yaradılanı ama ortaklık denklik sahiblik vermek ilahlık vermek olur...oğulluk vermek başka benzerlik vermek başka...

﴾Fatiha/2﴿ Hamd, âlemlerin Rabbi olan Allah’a mahsustur.

Tefsir (Kur’an Yolu)

Dilimizde övme ve teşekkür etme, Arapça’da medih ve şükür kelimelerinin hamd kelimesine yakın mânaları bulunmakla birlikte bunlar arasında birtakım ince farklar da vardır. Methetme (övme) bir iyilik ve güzellik karşısında yapılır; bu iyilik ve güzelliğin sahibi, kendisinin bunda iradesi ve etkisi olsun olmasın methedilebilir. Kişi kendi iradesinin eseri olmayan güzelliği sebebiyle övüldüğü gibi cömertlik ve cesaret gibi erdemlerinden dolayı da övülür. Halbuki hamd ancak irade ve istekle hâsıl olan iyilik ve güzellik karşısında yapılır.

Şükür ve teşekkür “isteyerek yapılmış (ihtiyarî) bir iyilik ve ihsana karşı dille veya başka şekillerde uygun mukabelede bulunmak”tır. Bu, hem Allah’tan hem de insanlardan gelen iyilikler karşılığında yerine getirilmesi beklenen ahlâkî bir ödevdir. Hamdetmek de dil ile yapılır; “hamdolsun, elhamdülillâh...” denir, ancak bunun sebebi yalnızca nimet ve ihsan değil, irade ve ihtiyara dayalı bütün güzellik ve iyiliklerdir. Bu mânada hamd yalnızca Allah’a mahsustur. Çünkü başkalarına ait olan iyilik ve güzellikler, gerçek ve kâmil mânasıyla onların isteklerine bağlı değildir. İnsanların kendi isteklerine bağlı iyilik ve güzelliklerde Allah’ın da iradesi vardır. Onların irade ve isteklerine bağlı olmayan iyilik, güzellik ve hizmetler ise doğrudan yaratıcının, fıtrat ve özellikleri takdir edip yaratarak insanlara bahşeden kudretin eseridir. Dolayısıyla bu mânada hamdin tamamı Allah’a mahsustur, O’na aittir.

Âlem maddî ve mânevî, görülen ve görülemeyen, dünyada ve âhirette Allah Teâlâ’nın yarattığı her şeydir. Görülen, hissedilen, insan bilgisinin ulaşabildiği maddî varlıklara “mülk ve şehâdet âlemi”, madde ötesi varlıklara da “gayb ve melekût âlemi” denilir. Gayb ve melekût âleminin tek sahibi Allah’tır. Mülk ve şehâdet âleminin ise gerçek sahibi Allah olmakla beraber görünürde ve mecazen başka sahipleri de olabilir. Vahiy yoluyla gelen bilgilere göre şehâdet ve mülk âlemi, gayb ve melekût âlemine nisbetle denizden bir damla, sahradan bir kum tanesi kadardır. Günümüze kadar insan bilgisinin ulaşabildiği uzay akıllara hayret verecek büyüklüktedir. Fakat bu büyüklük gayb âleminin yanında bir kum tanesi kadar kaldığına göre gayb âleminin azametini akıl terazisi çekemez. Konuya bu açıdan bakıldığında evrenin büyüklüğüne ve ondaki düzenin inceliklerine dair ulaşılan her yeni bilgi, Allah’ın insana bahşettiği aklın nerelere kadar ulaşabileceğini ortaya koymasının yanında, erişeceği sırların enginliğini tasavvur edebilmesi için bir ölçü de oluşturmaktadır. Şu halde gayb âleminin bu büyüklüğü iman ve irfanla kavranmakta, oradan da bütün âlemlerin rabbi (sahibi, mâliki, takdir edip yaratanı, koruyanı, geliştireni) olan Allah’ın azamet ve büyüklüğü karşısında kula yakışan hayret haline ulaşılmakta; bu azamet karşısında kul secdeye kapanınca onun hayret hali, “huzur, güven, sevgi, yakınlık ve tatmin”e dönüşmektedir.

Rab kelimesi tek başına söylendiği zaman bundan yalnızca “Allah” kastedilir, O’nun güzel isimlerinden biridir, “sahiplik ve terbiye edicilik” özelliğini ifade eder. Bu kelime “rabbü’d-dâr” (ev sahibi) gibi tamlama şeklinde başkaları için de kullanılır.

Allahla yaradılan arasında benzerlik var görevde amaç da düşüncede duygu da benzerlik var...eylemde-halde benzerlik de yok...Allah da duyar ama yardılanın duymasından yaradılanın duyma hali...duygu da ve düşüncede görevde benzer biz olur yaradana yaradılan...eylem de halde biz olmaz...Kaynak : Kur’an Yolu Tefsiri Cilt: 1 Sayfa: 60-61

(Ey Resulüm!) De ki: “Eğer (gerçekten) Allah’ı seviyorsanız (bu iddianızı ispat etmek üzere) Bana (sünnetime ve hayat sistemime) tâbi (ve teslim) olunuz ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlayıversin. Allah Gafûr ve Rahim’dir.”

Şöyle dua et: “Rabbim! Benim gireceğim yere doğrulukla girmemi, çıkacağım yerden doğrulukla çıkmamı nasip eyle; yüce katından bana yardımcı bir güç, kuvvetli bir delil ver!”

Hulül-oğulluk halde benzerliktir ancak duygu ve düşüncede benzerlik mümkün...BİZLİK mümkün aynadaki dofoğrafımız ölümü tatmaz...Foroğrafımızla benzerliklerimiz sınırlı.Bizliğimiz sınırlı aynadaki görüntümüz anlıktır gençlik fotoğrafımız anlık...ihtiyarlayınca benzemeyiz hiç de...Eşya ile fotoğrafı sınırlı benzer yani Yaradanla yaradılan farklı ve sınırlı benzer...

Şöyle dua et: “Rabbim! Benim gireceğim yere doğrulukla girmemi, çıkacağım yerden doğrulukla çıkmamı nasip eyle; yüce katından bana yardımcı bir güç, kuvvetli bir delil ver!”(İsra/80)

Nefis Allahta hiç olmalı ben olmamalı.varlık olmamalı etkin olmamalı sebeb olmamalı kul olmalı memur olmalı denk ve ortak olmamalı

Yaradanla-Yaradılan arasında oğulluğa benzer ilişki var oğulluk doğurmayla ancak dedi İhlas suresi.Üreme yok üremeye benzerlik bu

Şeytanlada benzerlik duygu ve düşünce benzerliğidir şeytan ateşten insan topraktan yaratılmış halde eylemde benzerlik mümkün değil...melek de benzerlik beden vücut benzerliği değil vahdet-i vücutçu...sınırla benzerliği...Kilise oğulluk benzerliğini sınırla duygu-düşünce benzerliği o beden benzerliği üreme özelliği değil sınırla benzerliği...

Araf/27: Ey Âdem oğulları! Şeytan nasıl anne-babanızın üzerinden elbiselerini soyup edep yerlerini birbirlerine göstermiş ve onları cennetten çıkarmışsa, sakın aynı şekilde sizi de dünyada tâbi tutulduğunuz imtihanlarda kaybetmenize sebep olarak benzer bir belânın içine atmasın!


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Kur'an reçetedir...mezhebler budadılar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kur'an reçetedir...mezhebler budadılar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kur'an reçetedir...Mezhebler budadılar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL