Ben, eski zamanlardan kalmış gibiyim biraz...
Şöyle 60’lar 70’ler 80’ler.. :)
Sanki bir küçük kasabanın tozlu sokağında,
Sabahın serinliğiyle uyanan,
Fırından gelen taze ekmek kokusuyla tebessüm eden...

Nostaljiyi severim.
Bir şarkının içinde kaybolmayı,
Sararmış bir mektubun kenarında gözlerimi gezdirmeyi,
Sokakta yankılanan eski ayak seslerini duymayı…
Kalabalıklar değil, sessiz hatıralar kalbime iyi gelir.

Temiz aşkların zamanını özlerim.
Adının söylenmesiyle kalbin titrediği,
Bakışla konuşulan, susarak anlaşılan o derin sevdalar var ya…
İşte onları severim.
Sevdayı gürültüsüz, yalansız, içten yaşamak isterim.
Biri gelsin ve gitsin istemem;
Biri gelsin,kalsın isterim.

Güven benim için bir kelime değil, bir yemin gibidir.
Kolay kolay herkese açmam gönlümü,
Açtıysam da orası artık emanet yeridir.
Vefâdan konuşalım mesela…
Ben hâlâ vefâya inanırım.
Unutmayan kalplere, hatırlayan gönüllere,
"Ne olursa olsun arkandayım" diyebilen yüreklere…

Gün doğumunu çok severim.
Bana Rabbimin yeniden başlattığı bir umudu fısıldar.
Gün batımını da severim…
İçinde tarifsiz bir hüzün olur;
Sanki bir vedayı usulca anlatır ama bağırmaz…
Ben o sessiz hüzünlerde dinlenirim.

Yağmura ayrı bir kalbim var.
Her damlası bir anı gibi düşer içime.
Islanmaktan korkmam.
Çünkü bazı duygular, ancak ıslanınca kalbe işler.
Mesela sevdiceğinle ıslanmak ne büyük nimet.
Dışımız değil, damarlarımız ıslanıyor sanki…
Ve o damarlarda,
Ne kadar aşk varsa,
O kadar güzel yağıyor gökten.Arada dudaklarımızdan dökülen şiirler eşlik etse..
iki göz birbirine utanarak baksak,
İşte o anda bir kıta düşse aklıma ve dudaklarımdan kalbine...

"Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor.
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim..."

İki kalp sussak, mısralarımız konuşsa..

Ben böyleyim işte.
Karmaşık değilim, ama derinim.
Zamana değil, niyete bakarım.
Sesin değil, sükûtun kalbime ne söylediğiyle ilgilenirim.
Ve hâlâ inanırım:
Bir yerlerde tertemiz kalpler var,
Gönlünde dua taşıyan, sözünde emânet saklayan…

Eğer sen de aynı yerlerden geçmişsen,
Aynı şarkılarda durmuş,
Aynı göğe bakmışsan…
İnan, biz zaten çoktan tanışmışızdır.