9
Yorum
23
Beğeni
0,0
Puan
524
Okunma

Bir insana sadece vurarak şiddet uygulanmaz; hatta çoğu zaman vurmak, özellikle duyguların dışavurumuysa, daha hafif kalır.
Bir insana sürekli deli derseniz gerçekten delirirmiş.
Akademik kaynaklara göre çatışmalar aslında çözüme varabilen fırsatlardır. Ama hep haklı olduğumuzu düşünür, dinlemeyi yenilmek olarak anlarsak çatışmalar tabi ki faydasız ve yorucudur.
Evet, şiddet bazen hep olumsuzu görmektir. Sürekli memnuniyetsizliktir. Bir kişinin asla düzelemeyeceğini öngörmektir. Düşünce yapımıza olumluyu, sevgiyi katmazsak hiçbir önerimiz sahibine ulaşamaz, bariyerlere çarpar. Karşıdaki kendini korumaktan sözlerinizi anlamaya fırsat bulamaz. Bu hem sizin için hem diğeri için yıpratıcıdır ve zamanla nefret normalleşir.
Cahil kalmak da bir tür şiddettir. Fakat cahilken kendini çok üstün görmek daha da büyük bir tür şiddettir. Çok bilmişler çok konuşur az dinler. Böyle böyle beyine dair hiçbir emare kalmamış ilişkiler kangrene döner. Acı verir, ızdırap olur.
İnsan değerlidir. Hatalarını değiştirebileceği sürece insan olarak kalır. Ama siz ona kendini hep değersiz bir fazlalıkmış gibi hissettirirseniz kendini değiştirmek için bir sebebi kalmaz.
Çocukluktan yaşlılığa kadar kavgalarla yaşamış insanlardan verim beklemek anlamsızdır. En temel özgürlüğü elinden alınmıştır, ki o da huzurlu bir hayat hakkıdır. Daha yaşayamayan bir kişiden erdem beklenemez. Gürültüde ses duyulmaz.. Gürültü çirkindir..
Nefret normalleşmesin. Daha az konuşalım daha çok dinleyelim. Birbirimizi suçlamayalım, anlayışlı olalım. Baktık çözemiyoruz, işte o zaman daha fazla tartışmanın anlamı kalmamış demektir. İşte o zaman o kişiyi ait olduğu yerde bırakabiliriz.
Bir de sorun çözmek zorunda değiliz. Öyle düşünüyorsak da küfreder gibi nefret göstermek yerine o kişiden uzaklaşır, kendi yolumuza bakarız.
Çoğu zaman hayatı çekilmez kılan kendimizden başkası değildir aslında ama suçu başkasında görmek kimi insanların huyudur.