Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya

Üstünlük Kimin Hakkı?

Yorum

Üstünlük Kimin Hakkı?

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

175

Okunma

Üstünlük Kimin Hakkı?

Kur’an-ı Kerim, insanlık tarihine ve bireylerin yaşamlarına rehberlik eden bir hidayet kitabıdır. Hucurât Suresi 13. ayet, üstünlüğün insana atfedilen soy, zenginlik veya makam gibi dünyevi unsurlarla değil, kişinin Allah’a olan yakınlığı ve takvasıyla belirlendiğini açıkça ifade eder: >"Ey insanlar! Şüphesiz biz sizi bir erkek ve bir kadından yarattık ve sizi birbirinizi tanımanız için milletlere ve kabilelere ayırdık. Şüphesiz Allah yanında en üstün olanınız en çok takvalı olanınızdır. Şüphesiz Allah her şeyi bilendir her şeyden haberdar olandır." ( Hucurat Suresi 13. ayet) Bu ayet, toplumsal değer yargılarını sarsan bir ilkeyi gündeme getirir. İnsanlar genellikle üstünlüğü dış görünüşte ya da dünyevi başarılarla ilişkilendirirken, Kur’an bunun yerine insanın ahlaki duruşunu, Allah’a olan bağlılığını ve sorumluluk bilincini ön plana çıkarır. Toplumda sıkça dile getirilen bir başka mesele, keramet gösterdiği iddia edilen kişilerin üstünlüğü konusudur. Oysa Kur’an’a baktığımızda, evliya olarak nitelenenlerin herhangi bir keramet sergilediğinden söz edilmez. Aksine, Allah’ın dostlarının tanımı şöyledir: >"İyi bilin ki şüphesiz Allah’ın evliyası için korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir. Onlar iman eden ve sakınan kimselerdir." (Yunus Suresi 62, 63. ayetler) Bu bağlamda, üstünlüğün ölçütü yine takva ve iman olmuştur. Şeyhlerin veya tasavvufi liderlerin mucizevi işler yaptığına dair inanışlar, Kur’an’ın açık öğretisiyle çelişir. Çünkü mucizeler yalnızca Allah’tan gelir ve elçiler bile kendi başlarına mucize gösterebilecek bir güce sahip değildir. En’âm Suresi 109. ayette bu gerçek şöyle ifade edilir: >"Ve eğer kendilerine bir mu’cize gelirse kesinlikle ona inanacaklarına Allah’a güçlü yeminleriyle yemin ettiler. De: Mu’cizeler ancak Allah katındadır. Şüphesiz eğer o gelirse onlar inanmazlar şuurunda değil misiniz?" Bu ayet, insanların mucizelere olan beklentilerinin yanlış temellere dayandığını ve imanın ancak Allah’ın dilemesiyle gerçekleşeceğini vurgular. Tasavvuf geleneğinde sıkça dile getirilen "keramet" kavramı, kimi zaman kişilerin olağanüstü yetenekleri olarak algılanmıştır. Ancak Kur’an perspektifinden baktığımızda, en büyük keramet istikamet üzere olmaktır. Yani, Allah’ın emir ve yasaklarına sadakatle bağlı kalmak, doğru yolda yürümek ve Kur’an’ın rehberliğinde bir hayat sürmektir. Hayatının hiçbir döneminde Kur’an’ın yeterliliğine inanmayan veya Kur’an’daki İslam’ı referans göstermeyen bir kişi, kim için veli olabilir? Kur’an’ın rehberliğini dikkate almayanlar, insanları yanlış bir üstünlük algısına sürükler. Oysa Allah, insanları sadece takvalarıyla değerlendirir ve üstün kılar. Kur’an, insanlara hayatın her alanında rehberlik eden bir kitaptır. Bu rehberliği yeterli görmeyenler, başka kaynaklara ve kişilere yönelerek bir tür sapma içine girer. Oysa Allah, Kur’an’ı en kapsamlı rehber olarak göndermiştir: >"Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmamışızdır. Sonra Rablerine toplanacaklardır." (En’âm 38). Kur’an’ın rehberliğine iman etmek ve onun yeterliliğini kabul etmek, bir müminin en temel görevlerindendir. Allah’a yakın olmak, keramet göstermekten veya insanları etkileyen sözler söylemekten değil, yalnızca Allah’ın rızasını gözetmekten geçer. Sonuç olarak, insanın Allah katındaki değerini belirleyen şey dünyevi başarılar, toplumsal statü veya olağanüstü işler değildir. Üstünlük yalnızca takva ile ölçülür. Hayatımızın merkezine Kur’an’ı ve onun rehberliğini koyarak, gerçek anlamda üstünlüğe erişebiliriz. Şeyhlerin keramet gösterdiği iddiası veya mucizelerle iman etmeyi bekleyenlerin yanılgısı, Kur’an’ın açık öğretileri karşısında anlamını yitirir. Unutulmamalıdır ki, “En büyük keramet, istikamet üzere olmaktır.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Üstünlük kimin hakkı? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Üstünlük kimin hakkı? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Üstünlük Kimin Hakkı? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL