0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
140
Okunma
Üstünlük Allahtandır
Dilediğni darlıkla dilediğini bolula imtiha eder Allah çünkü ve üstünlük Allahtandır.ve imtihan içindir...peygamberlik bile imthan için...
Şia Alinin soyundadır üstünlük dedi bu iddia da çürüdü niyettedir üstünlük...İmandadır...düşüncede duygudadır.Allahtandır
Kilise"Baba"diyerek Allaha erkeklik verdi erkek üstün demiş oldu deneyler tıp erkek üstün demiyor bu örf çürüdü.Niyette üstünlük
ÜSTÜNLÜK ANCAK TAKVÂ’DADIR. 49/ EL-HUCURÂT -13- Ey insanlar! Biz sizi bir erkekle bir kadından yarattık. Birbirinizi tanıyıp sâhib çıkmanız için milletlere ayırdık...
Kimsenin bağlı olduğu aile, kabile, kavim ve ırkla övünme hakkı yoktur. Çünkü insanların hepsi bir erkek ve bir kadından yaratılmıştır. Hiç kimsenin ana ve babasını seçme hakkı da yoktur. Bu bakımdan insanın kendi kazancı olmayan bir şey ile övünmesi veya kınanması doğru değildir. Miras ayeti erkekten yana neden.adillik emekten yana ama...emeği fazla ise erkeğin bir toplumda bu ayeti uyglasın mirs da deilse zulüm oluşur...
Allah katında en değerli olanınız, en ziyade takvâ sahibi olanınızdır. Allah ise herşeyi bilir, herşeyden haberdardır. Hucurat suresi 13.ayet Üstünlük ancak takvadadır.
Bu varlıkta kıymet ölçüsü esmaya katkı ve Allah rızası için seçimdir...iradeni rıza için kullan... Düşüncelerininin hepsini onaylamasam da nakledeceğim...Yaren Kılıç bir incelesinde şunları yazmış...Alah Kur’anı korudu ama tefsiri korumadı imtihan var çünkü her kes tefsiinden kend sorumludur Kur’anesaslı esma esaslı zaten bu varlık siler yok edr yanlış tefsirleri Kur’ana iftiradır bazı tefsirler çünkü...Deny var din arınır o deneylerle enfal /&% ayeti nesh ti snnilik am zamanıızda teknik bir insna milyarları mağlup etme gücü kaandrıyor..yani zama ve deneyle sildi yok etti sunniiin bu iddiasıı..mezhbler amandan ve meandan münezzehdğil am Kur’an zamandan mekanan ünezzehtir..
Bu incelemeyi yazarken on yanlıştan bahsedecektim amacım oydu ama çok uzun olmasından dolayı beş tane başlık üzerinde durmaya karar verdim.
Ehli sünnet yolunu seçin ama günün birinde Kuran’a açık açık ters düşen hiç bir şeyi önümüze inanç olarak sunmayın.
Ufkunuzu açın, sorgulayın. Kuran’ı okumak anlamak sizi kurtuluşa götürür. Ve kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.
Yanlış 1 Her şey Hz.Muhammed ve onun ümmeti için yaratıldı. "Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım."
Bu cümleyi destekleyen onayan herkes şirke bulaşmıştır. Nitekim şirke bulaştığı için tüm amelleri de geçersiz sayılabilir. Zümer Suresi 65 "Şirke girersen yaptığın her şey boşa gider." buyrulmuştur.
Hz.Muhammed de sen ben gibi normal bir insandır.
Fussilet Suresi 6 "De ki ben de sizin gibi bir insanım."
Muhammet nebi yaratılışımız için bir sebep değildir.
Allah, bakara suresinde "O Allahtır ki yeryüzündekilerin tümünü sizin için yarattı."
Zariyat suresi 56 "Ben,cinleri ve insanları yalnızca bana kulluk etsinler diye yarattım."
Kuran açık açık der ki yaratılış sebebimiz Muhammet Nebi değil, bizzat bizi yaratana kulluk etmektir.
Ayrıca zariyat 56, bizim tam anlamıyla yaratılma sebebimizi aktarmaz. Bir kısmını der. Bizim yaratılış amacımız bu ama neden yaratıldık bunu yalnızca Allah bilir. Kuran da bu geçmez. Yani bizler Allaha ibadet etmek için yaratıldık,Allah’ı anmak ve yaptığımız her işte onun rızasını gözetmek için yaşarız ama tüm bu olayların içine neden girdiğimizi bilemeyiz.
Son olarak, Al-i İmran 144 "Muhammed ancak bir elçidir. Ondan önce de elçiler geldi geçti."
Bu ayeti okuduktan sonra hala Hz.Muhammedi diğer elçilerden ayırmak ne kadar doğru? Zaten bu diğer iyiliği,adaleti her şeyden evvel de Allahı bize anlatmak için görevlendirilmiş peygamberlere hakarettir.
Not: muhtemelen bu inanış incilden kopyalanmış. Ben burada uzun uzun yer vermeyeceğim ama ilgisini çeken olursa internetten araştırabilir.
(Pavlus’un Korintilere 1.Mektubu 8:5-6) (Her şeyin Hz.İsa için yaratıldığından bahseder, bu incil kuranın kabul ettiği İncil değildir. Ancak Hristiyanlar bu incili de kitaptan kabul edip ibadet eder.)
Yanlış 2 Kuran kadınları dövün der,inanmazsanız Nisa suresine bakın.
Nisa Suresi 34. ayette "mekanlarınızı ayırın" anlamı verilmesi gereken "darabe" kelimesi, ne yazıktır ki meallerde ya yetersiz bilgiden ya da işlerine öyle geldiğinden "dövün" olarak tercüme edilmiştir.
İnanın bu konuyu çok araştırdım hatta sırf bunu kanıtlamak için Arapça bilen kişilerle iletişime geçtim ve bu fiilin bir çok anlamda kullanıldığını ama cümle bütününe baktığımızda ona göre anlam yüklemek gerektiğinden bahsettiler. Hiç birisi ayette ki o kısmı dövün olarak tercüme etmedi, üstelik sorduğum 2 kişi Arap Dili ve Edebiyatı mezunuydu kendileri Müslüman değildi.
Kuran genelinde araştırma yaptığımızda bu fiil gerçekten farklı anlamlarda kullanılabildiğini görüyoruz.
Hatta bu fiil hiç bir yerde birisinin birisine vurması olarak kullanılmamış.
Müslümanların acımasız ve şiddet merkezli olduğunu iddia edenler için de, Kuran da sadece iki yerde birisine vurmaktan bahseder.
Kassas Suresi 15.ayet de Hz. Musa’nın düşman kavimle olan münakaşayı tasvif etmek için "vekeze",
Zariyat 29. ayette ise Hz.İbrahim’in eşinin kendi eliyle kendi yüzüne vurması olarak "sakket" kelimesi kullanılmış.
Nisa Suresi çok derin bir konu. Burada sayfalarca yazı yazarım onu anlatmak için. O yüzden çok detaya girmek istemem. Ama çeviri de ki "iffetsizlik" de pek doğru değil. Çünkü benzer terimler başka ayette bambaşka aktarılmış. Dolayısıyla bu ayetin erkek üstünlüğünü destekleyen bir ayet olmadığını, problemli bir kadınla evlenen erkeğin yapması gerekenler aktarılmış.
Yanlış 3 Hz. İsa geri gelecek!
Hz.İsa’nın ölmediği, Allah katında beklediği ve kıyamete yakın bir zaman diliminde yeniden geleceği inancı Kuran ile çelişir.
Enbiya Suresi 34. ayette
"Senden öncekilerden hiçbir insanı ölümsüz yapmadık."
Al-i İmran 55. ayette
"Ey İsa, seni vefat ettireceğim ve katıma yükselteceğim."
Burada öldüğünü anlıyoruz ama bir çok kişi bu katına yükseltme olayını kullanıyor ama bu da geçersiz.
Çünkü sen de ölsen ben de ölsem hepimiz zaten Allah katına yükseleceğiz.
İsa nebi den öncekiler ve ondan sonrakiler hiç fark etmez bu hayattan göçüp giden her kişi Allah katına yükselmiştir.
Ya bu konu hakkında o kadar afedersiniz ama bomboş hikayeler anlatılıyor ki hepsinin temel sorunu peygamber yarıştırmak. Allah katında hangisi üstün bilemeyiz ama bizim için her birisi eşit olmalı. İslam, her peygamberi kabul eder.
Yanlış 4 Kuran da erkek üstündür. Kadınlar erkeklere itaat edecek.
Bu olay başlı başına mezhepçi anlayıştan geliyor. Hatta bu kişiler zorla ayetleri kendilerine göre biçimlendiriyorlar. Tarikatlar, din yurtları, din kültürü hocaları...
Bundan bir kaç yıl önce lise sıralarında otururken derste hocanın direkt demese de alttan alta erkeklerin üstünlüğünü anlattığını biliyorum. O dönem öğle aralarında bir kaç kitap karıştırır bunun yalan olmasını umardım.
Ama din için en temel ve en değerli tek bir kaynak var, Kuran.
Kuran da bu durum böyle mi? Hayır.
Yine Nisa Suresi 34 en çok istismar edilen ayetlerden birisi.
"Erkekler kadınların gözeticisidirler (kavvamune) çünkü Allah insanların bazılarını bazılarından (farklı konularda) üstün kılmıştır (faddala) ve erkekler evlilik için mallarından bolca harcamıştır."
Erkek evlilikte para harcayıp ekonomik sorumluluğu elinde tutmak zorunda olan taraf olduğundan kavvam olarak nitelendirilmiştir. Belki alakasız ama :) kadınlar eğer iyi kocaya sahiplerse "evimin direği" derler ya bu da o yapıyı ayakta tutandır çünkü, aslında kavvam da bunun gibi bir anlama sahip.
Bu kavvam ile aynı kökten olan başka bir kelime daha Kuran da kullanılmıştır.
Nisa Suresi 5: "Allah’ın sizin için ayakta durma(kıyamen) aracı yaptığı mallarınızı akıl ermezlere vermeyin. O mallar içinden onlara rızık ayırın,onları giydirin ve onlara düzgün söz söyleyin."
Burada da ayakta tutmaktan bahsetmiş. Yani denildiği gibi bir anlama sahip değil. Ayrıca erkeğin evi ayakta tutması anlayışı geleneksel anlayışın dışında din temelli de baktığımızda mantıklıdır çünkü din erkeğe evi geçindirme görevini ekonomik sorumluluğunu yüklemiş. Elbette eşiyle paylaşabilir ama din temelinde bu çok da yanlış anlaşılacak kötüye vurulacak bir husus değildir.
Gelelim faddala kelimesine, faddala üstünlük demektir. Bu da ayetteki o ekonomik üstünlüğü sağlayacak kişi anlamında kullanılmış. Ben Kuran’ı araştırırken en çok şu dikkatimi çekmiştir ki Allah üstünlüğün sadece takvada olduğunu söyler.
Tekrar söyleyeyim,
Varlıksal anlamda üstünlük yalnızca takvadadır.
"En üstün olanınız,en çok takva sahibi olanınızdır." Hucurat Suresi 13. Ayet
Demem o ki bu kısıma kadar incelediğimiz ayette açık açık erkek üstündür demez. Evet para çok kıymetli bir şey ve belki kadının iş hayatı olmadığı bir noktada erkeğin kazandığı para çok değerlidir ama unutmayınız ki evlilikte herkesin görevi vardır. Çok zengin evliliklerde de sorunlar olabilir. Allah da bazı konularda erkeğin bazı konularda kadının üstün olduğundan "bazınızı bazınıza farklı konularda üstün kıldık" der. Kadın ve erkek bir teraziye konulduğunda dengededir.
Gelelim diğer ayete, bakara suresi 228.
Uzun bir ayet. Bilmeyenler hemen okuyup gelebilir.
Ayette işte kadınların boşandıktan sonra regl düzenini takip etmelerini olası bir hamilelikte izlenecek durumları anlatmış ama asıl önemli olan erkeklerin üstünlüğünü desteklediğine inanılan kısım zaten ayetin son bir kaç cümlesidir.
"Erkeklerin kadınların üzerinde hakları olduğu gibi kadınlarında erkekler üzerinde benzer hakları vardır. Erkeklerin onların üzerinde bir derecesi(deracetun) vardır. Allah aziz ve hakimdir."
Ayetin son cümlesinde erkeğin bir derece üstün olduğundan bahsedilir. Mezhepçiler tam bu noktayı çarpıtırlar. Ayetin emrine göre boşanmış kadınlar üç regl dönemine kadar bekar beklerler ve hamile olduğunu görürse bunu çocuğun babasından saklamamalı. Bu aşamada kadının başka talipleri varsa ama bu taliplerin yanında eski kocası da onunla evlenmek isterse, eski kocası diğer adaylara göre nispeten daha çok hak kazanır daha öndedir. Çünkü kadın zaten o adamın çocuğuna gebedir. Burada evlensin diye bir zorunluluk yok. Buradaki derece meselesi de boşanmış olmalarına rağmen eğer evlenmek isterse bir derece daha önde olduğunda atıfta bulunulmuş olabilir. Bebeğin babasının diğer erkeklere göre fazladan hakka sahip olması kastedilmiştir. Ki bu bir çok meal de böyle anlatılmış.
Son olarak tüm bu anlattıklarım belki karışık gelmiş olabilir bir kere daha bu başlığı okumanızı tavsiye ederim ama ben ne zaman kadın erkek üstünlüğünün olduğu bir tartışma masasın da bulunursam en son da şunu söylerim,
Eğer gerçekten erkek daha üstün olsaydı, Kuran da bu açık açık yazılırdı. "Erkek kadından üstündür." denilirdi. Ki bu o toplum için sıkıntı da oluşturmazdı. Peygamber bunu o şekilde aktarırdı. Bir anlık düşünün o dönemi hatta o dönemi değil bugüne bile baksanız Arap için erkek üstündür demek zaten çok kolay kabul görürdü.
Ben eşittir değildir burasına bakmam bildiğim ve inandığım tek şey dengedir.
Erkek ve kadın birbirini tamamlayan yapbozdur.
Yanlış 5 Müslümanlar çocuk evliliğine karşı değil,baksana Araplara görürsün. Ayrıca Hz.Ayşe de evlendiğinde 9 yaşındaydı!!!
Bu konu için öne atılan ayet Talak Suresi 4. Ayet. Ama bu sorun diğer sorunların yanında çok daha kolay çözülür.
Açık açık Arapça gramer çarptılması yapılıyor.
Talak Suresi 4: "Kadınlarınızdan, adetten kesilenler ve adet göremeyenler hakkında kuşku duyarsınız, o zaman onların (boşanmadan önce) bekleme süreleri üç aydır. Hamile kadınların bekleme süresi ise doğum yapıncaya kadardır."
Tartışmalara konu olan "lem yehidne" ifadesi "adet görmeyenler" anlamına gelir. Mezhepçiler bunu "henüz adet görmeyenler" olarak tercüme etmiştir ve bu henüz adet görmeyenlerin de çocuklar olduğunu aktarmış bununla birlikte insanları ayakta uyutmuşlardır. Ancak,
eğer "lem" edatı "henüz" anlamına gelseydi, İhlas Suresi 3.ayette Allah için söylenen "Lem yelid ve lem yuled." cümlesinde şu anlam oluşurdu.
"Allah henüz doğurmadı ve henüz doğrulmadı."
Dolayısıyla buradaki lem asla henüz anlamında kullanılmamıştır.
Ayette regl süresini takip etmeleri gerektiğinden bahsediyor. Günümüzde çok fazla sağlık sorunu var ve bunlardan yakın çevremde de var. Regl süreleri her aydan aya takip edilemeyebilir. Bazen regl süreleri uzuyor. Ayette de bu sürelere dikkat edilmesi gerektiği ve olası boşanma durumunda ya da gebe kalma durumunda nasıl yollar izleneceğinden bahsedilir.
Bu ayeti çocuklara yönelik çarpıtma yapmaları çok büyük günah ve küfürdür. İnsan aklının başka bir insana yapacağı en büyük yanlışlardan birisidir.
Ufak yaşlarda din kurslarına gönderilen çocuklara anlatılan bu dersler yüzünden "seküler" toplumu ezikleyen "muhafazakar(!)" kesimlerin daha küçük çocuklarına aldırdıkları eğitim işte tam da budur!
Kimilerinin itaat edip elini öptüğü açık açık şirk yapan din tüccarlarından birisi olan, Nurettin Yıldız "6 yaşındaki çocuk evlenebilir." dediği için Boğaziçi Üniversitesi’nde linç edildiğinde kalabalık bağıra çağıra Boğaziçini basıp şunu söyledi,
"Allahu Ekber."
Elbette Allah yücedir,uludur,üstündür. Ama bunu bu şekilde kışkırtıcı ve adeta canlarına mallarına küfür edilmişcesine cam çerçeve indiren tüm herkes için yıllarca dayatılan bu lanet olası evlilik hususunda bilinçlenecek hareketler yapmaları yolundadır. Ve yine dilerim ki o gün o pedofili ve sözde hocayı destekleyen her kim varsa yolu yoluma düşmez aynı masaya oturmayız. Bu insanlık için küfürdür, sapıklıktır,sapkınlıktır.
Ama bu çocuk evliliği ve Hz.Ayşe için atılan iftira yine mezhep tartışmasından gelir.
Hz.Muhammet öldükten sonra Hz.Ayşe ve Hz.Ali harp ederler. Geçen onlarca yılda sunniler Hz. Ayşeyi şiiler ise Hz.Ali’yi destekler.
Şiiler "Hz. Ali çok küçüktü, Hz. Muhammet ile büyüdü. Bakın Hz.Muhammet ile Hz.Ali arasındaki yaş farkında Hz.Muhammet onu yetiştirdi. Ali,üstündür." dediler.
Bunun peşinden altta kalmamak ve kendilerine göre Hz.Muhammet ile uzun yaşayan daha haklıymış gibi düşündüklerinden sunniler de cevap olarak, "Hz.Ayşe evlendiğinde çok ufaktı. Evet Ali de nebi ile büyüdü ama Ayşe de nebi ile büyüdü. Ali, üstün değildir."
Ben bu cümleleri meteforu anlamak amacıyla düzleştirdim. Ancak tüm düşünce yapıları budur.
Anlatıldığı gibi ergenlik hadisesi ya da dokuz yaş olayları dini açıdan kabul görmez. Dini bi konuda hüküm verilecekse bunu Kuran verir. Eğer ki gelip Buhari,Tirmizi,İmam Gazali böyle demedi hayır derseniz de zaten imam Gazali kadın düşmanıdır. Geriye kalan tüm hadis kitapları için teker teker çelişki sunarım.
Gözünüz kapalı sepetten aldığınız elmanın çürük olduğunu görürseniz alacağınız her bir elma için kuşku duyarsınız. Bu tarz konularda hadis odaklı değil ayet odaklı olunuz.