1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
204
Okunma
“Aşkın büyüklüğü; ona kavuşmakta değil, onun uğruna neyi göze alabildiğindedir. Cesaretini kaybetmediğin sürece, kaybettiğin hiçbir şey yoktur. Çünkü gerçek yenilgi, savaşmadan çekilen beyaz bayraktır.”
"Aşk uğruna verdiğimiz savaşların en acımasızı, kendi benliğimize karşı açtığımızdır. Çünkü o savaşı kazansak da kaybetsek de, cephanemiz hep kendi kalbimizden kesilir."
“Değer; birinin seninle görmeye cesaret ettiği dünyadır.”
Sevmek; birini ışığın kaynağı sanıp, kendini prizma gibi kırmak mıydı?
Yoksa asıl aşk, cam fanusu kendi elleriyle örmeyi reddetmek mi?
"En büyük ihanet: Kendi içindeki güneşi söndürüp, başkasının yıldızına tutsak olmaktır. O yıldız söndüğünde, fanusun sadece bir cam tabut olduğunu anlarsın."
"Aşk sandığın şey, sadece ışığın tutsaklığıydı. Sen ise kendi karanlığını sığınak yaptın."
"Fedakarlık ettiğin her şey, seni ona yaklaştırmak yerine, kendine uzaklaştırdı. Ve şimdi kendini aynalarda bile tanıyamıyorsun"
"Adanmışlık, kendi çölünde kuyu kazmaktır. Susuzluktan ölsen bile, bir başka yolcu o kuyuda su bulabilir. Asıl trajedi: Kendini, kuyunun dibinde unutmandır."
"Ben seni sevmek için mi doğdum, sevmeyi öğrenmek için mi yoksa sana sevmeyi öğretmek için mi?"
"Gençliğimde bana baktığın o bakışları hâlâ görüyorum rüyalarımda. Keşke yine öyle bakabilsen bana , benim sana baktığım gibi..."
"Kavuşulmamış bir aşk ; Kaybetmediğin bir savaşın mağlubu olmaktır"
Asıl trajedi; vazgeçtiklerimize anlam yüklerken, aslında hiçbir şeyi bırakmadığımızı fark etmemizdir. Çünkü geride bıraktığımız her şey, içimizde taşıdığımız mezarlardır."
"Sevmek; vazgeçmek miydi? Yoksa vazgeçtiklerimizin esaretinde yaşamak mı?"
"Sevdiğin uğruna feda ettiğin benliğin, artık o sevgiyi taşıyamayacak hale gelir. Çünkü aşk; köprüler kurmaktır, kendini köprü taşı yapmak değil..."
Kadın ; "Neden kalbinde sakladın beni?"
Adam bir kâğıda yazdı: "Seni değil, sana verdiğim kendimi sakladım, çünkü sen bendin ben de sen."
"Aşk, asla sahip olunacak bir liman değil. İki teknenin aynı denizde bıraktığı izlerin kesişmesidir. Ve biz, o izlerin sonsuza dek birbirini arayacağı deniziz..."
"Denizin kalbi asla tek bir yerde atmaz. Senin avucunda atan, benim kıyıda duyduğumla aynı ritim. Çünkü aşk; iki ayrı kıyının, aynı dalganın iki yüzü olduğunu bilmektir."
"Gerçek aşk; birinin ruhuna müzik kutusu olmaktır. Sen ölürsün, ama kalbine yerleştirdiğin melodi, onun kalbinde hep çalar..."
"Işık vermek için yanmak gerekir. Ama asıl mucize, bir başkasının karanlığını, kendi ateşinle tutuşturabilmektir..."
“Karanlık yenilmez çocuğum. Sadece sevdiğimizin gözlerinde kendinizi gördüğümüzde, artık ışığa ihtiyacınız kalmaz. Çünkü o bakış, içimizdeki güneştir.”
“Gerçek aşk, sözcüklerin düştüğü yerde başlar. Sessizliğimiz, birbirimizin kalbini duyduğumuz ilk dildir.”
"Değer vermek; bir insanın sıradan anlarını, kendi kutsal ritüellerine dönüştürmektir. Gerçek sevgi, ölümsüzlük arayışı değil; anların içine gizlenmiş sonsuzluk sanatıdır."
"Aşk, hiçbir zaman bahar çiçeği değildir. Kışın ortasında kök salmış bir meşedir. Rüzgâr kırar, kar örter, ama o; her kırılışta, toprağa biraz daha kenetlenir. Çünkü değer; tutunduğun şeyin güzelliğinde değil, tutunma biçiminin çelikleşmiş inadındadır."
Son olarak ;
Bana "Deli!" diyenlere
göğüs kafesimi açtım:
İçimde yanmakta olan şey,
akıl değil...
Kendini ısıran bir alevdi!
Aşk dediğin;
ciğerinden nefes alırken
Kendi ciğerini ısırmaktır çünkü.
Isıracaksın...
Kan tadı gelecek diline.
İşte o an,
değdi mi diye sormayacaksın!
Bir ömür geçse de...
Çağdaş DURMAZ
5.0
100% (3)