Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
sair_lafi
sair_lafi

1.Bölüm Başkasının Hayatı

Yorum

1.Bölüm Başkasının Hayatı

0

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

215

Okunma

1.Bölüm Başkasının Hayatı

İstanbul, son yılların en çetin kışını geçiriyordu. İnsanlar tipiye dönüşen kardan korunmak için oradan oraya koşuşturuyorlardı. Kar yağışı esnasında havanın yumuşaması beklenen bir şey olsa da bu sefer tam tersi olmuştu. Hava hiç durmadan devam eden kar yağışına rağmen verdiğiniz nefesin bile donmasına neden olacak kadar soğuktu. Yüzyılın, en soğuk günü bugün olmalıydı. İşten çıkanlar aceleyle evlerine gitmenin peşindeydi. Yağan kar trafiği felç etmiş ve eve gitmek daha zor hale gelmişti. Bir evi olmayanlar ise sığınacak bir yer arıyorlar ve bu esnada yakacak olarak ne bulurlarsa ısınmak için kullanıyorlardı. Aynı anda şehrin sanayi kesiminde bulunan bir fabrikadan yükselen çığlıklar havanın soğukluğuna inat; can yakıcıydı.

Çığlıkların yükseldiği anda fabrikada bulunan çalışanlar, sesin geldiği yöne doğru koşuyorlardı. Sesin yükseldiği yere ulaşan herkes donup kalıyordu. Bu donmaya sebep olan havanın soğukluğu değildi. Gördükleri manzara karşısında şoka giren kalabalık havanın soğukluğunun farkında bile değildi. Fabrika çalışanları daha önce de buna benzer korkunç manzaralara şahit olmuşlardı. Bu denli büyük olmasa da işçi sağlığına önem verilmeyen bu fabrikanın çalışanları kazalara alışıktı.
Endişe dolu bakışlarla film izler gibi olayı izleyen onlarca göz, korkunç manzaraya şahitlik etmenin şanssızlığını yaşıyorlardı. Donmuş halde seyre devam eden kalabalığın arasından bir kaç kişi hızlıca hâlâ çalışmakta olan makineye doğru atıldı. Bu fabrika orada bulunan çalışanların, yıllarca emeğini öğütmüştü. Şu an da ise hala çalışmakta olan makine gerçek bir kıyım işlemi gerçekleştirmişti. İçlerinden biri makinenin acil durdurma düğmesine basıp durdurdu. O an da kanlar içinde yerde yatan adamın feryatları daha çok duyulur hale geldi. Makine açıkken de onun gürültüsünü bastıran çığlıklar, makine durunca dayanılmaz hale gelmişti.

Makinenin hemen yanında bir adam çırpınıyordu. Kanlar içindeki adam makineye kolunu kaptırmış, sonrasında yere savrulmuştu. Makineye kaptırdığı kolunun dirsekten aşağısı vücudundan ayrılmış ve makinenin diğer yanına savrulmuştu. Çalışanın bir anlık dalgınlığı, emniyetten çok uzak olan bu makineye aradığı fırsatı vermişti. Bu torna makinesi kullanım ömrünü çoktan doldurmuştu. Sadece kazanacağı parayı düşünen fabrika sahibi Muzaffer Bey, makineyi yenilemeyi hiç düşünmemişti. Sonuçta buradaki işe ihtiyacı olan binlerce insan vardı. Yaşanan kazalar çok umurunda değildi. Yeni makineler oldukça pahalı buna karşın insan hayatı olabildiğince ucuzdu.

Kanlar içinde debelenen adam bir süre sonra bayıldı. Vücudundan eksilen kolu heybetinden fazla bir şey eksiltmemişti. Daha önce yaşanan iş kazaları nedeniyle tecrübe kazanmış olan bir kaç çalışan yerde yatan adama müdahale etti. Bir tanesi kemerini çıkarıp adamın pazısının üzerinden koluna taktı. Yapılan turnike sayesinde kan kaybının durması sağlanmıştı. Az ileride yerde duran kol hızlıca bir poşete kondu ve buz dolu bir kaba yerleştirildi. Ambulans, acı sirenler çalarak fabrikaya geldi. Sağlık çalışanları yerde yatan adamı sedyeye koyup ambulansa yerleştirdi. Yerinden kopan kolun bulunduğu kabı alıp en yakın hastaneye doğru yola çıktılar.
Ulaştıkları CRZD Hastanesi çalışanları gelen hastayı acil bir şekilde ameliyathaneye taşıdılar. Burası özel bir hastaneydi ve gelen hasta acil olarak buraya getirilmişti. Gariban bir fabrika çalışanı,bu acil durum gerçekleşmiş olmasa bu hastanenin önünden bile geçemezdi. Hastanenin genç patronu gelen acil hastadan haberdar olmuştu. Genç patron çok kötü bir gün geçirmişti. Üzerinde sürekli gölgesini hissettiği babası, yaptığı hata nedeniyle tüm çalışanların önünde onu azarlamıştı. Hayatı boyunca kendisini babasına ispatlamaya çalışmıştı. İçinde bulunduğu hayal kırıklığından sıyrılmak için evi gibi gördüğü hastaneden geç saatlere kadar ayrılmamıştı. Odasına çekilip kafa dağıtmak istiyordu. Acil gelen hasta konusunda aldığı haber canını sıkmıştı. Yaşadığı kötü günün etkisiyle kolu kopan hasta konusunda oldukça ilgisiz davrandı.

Genç patronun ilgisizliği, tüm hastane çalışanlarına etki etmişe benziyordu. Yapılan müdahalelerle oldukça fazla kan kaybı yaşamış olan adam hayatta tutuldu. Kolu kopan bu cüsseli adam, hayatına bir kolundan mahrum olarak devam edecekti. Kopan koldaki sinirler onarılmayacak kadar hasar almıştı. Kolu kesilip yoğun bakımdan çıkınca, hastanenin genç patronu odasına gelmişti. Teselli edici bir tavırla, kolunu kaybetmiş olsa da hayatın devam ettiği hakkında birkaç klişe cümle söyleyip gitti. Bazen bir kolun kaybı ölümden iyi görülebilir. Bu sefer ise kolu kopan adam, hayatta kaldığı için mutlu değildi. Ömür boyu eksiklik içinde yaşayacağını ve bunu beraber yaşamak zorunda olacağı ailesini düşündü. Onlara zorlu hayat mücadelelerinde yük olacağını düşünüyordu.

Tercihi sorulsa bu eksiklikle yaşamayı seçmeyebilirdi. Hayatı boyunca ne zaman sağ tarafına baksa o korkunç kaza anı gözünün önüne geliyordu. O kazadan sonra misafiri olan kâbuslar bir gece bile eksik olmadı. Kâbus görmediği zamanlarda ise aklına hastanenin genç patronunun söylediği sözler geliyordu. Kolunu kaybetmiş olsa da yaşadığına dua etmesi gerektiğini söyleyen sesin sahibini ömrünün sonuna kadar unutmadı.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
1.bölüm başkasının hayatı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz 1.bölüm başkasının hayatı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
1.Bölüm Başkasının Hayatı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
6.8.2025 14:12:47
Beğeni:
2
Okunma:
215
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL