1
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
223
Okunma
İlk Perde
"Usulca yanaştı yanına adam"
- Ne demek benimle gelmiyorsun Alya? Hayatımın en son fırsatında bile yanımda olmak isteyen kişi, gerçekten sen misin? Hayır, hasretimiz sona erdi. Aşk, yolun sonu artık.
"Sustu, kadın. Neredeyse içine girecekti duvarın, gerideydi çokça. Ne tuhaftı ki adımları ölesiye onu sayıklıyordu. Zihni bedeninden ayrıydı, uzun zamandan beri. Kalbine giden yolu kapamak için elinden gelenin en iyisini yapsa da bunu becerebileceğini sanmıyordu ama aşk şu an savaştan öte, kurtuluş olmalıydı. En azından adam için."
- Hayatın benim için değildi Aren anlıyor musun? Kalbim seninle değil. Kurtarmam gereken kişi sensin.
"Yalanların birikintisinde boğulan ruhunu kim kurtaracak peki? O tüccar mı?..
Kadın, nihayet neredeyse içine gireceği duvardan ileri doğru yürüdü. Uzun zamandır aynı yerde durduğu için hafif kasları sızlıyordu ama bedeni, ruhunun derinliklerinde kopan çığlıkları tam anlamıyla duysaydı acıdan ölebilirdi. Ruh, yaşayan bir ölü."
- Kalbine bir bak Alya, kim için, niçin attığını görmek zor mu sanıyorsun? O kadar servetimle tek satın alamadığım şey güzelliğindi, onu da kendi ruhumu vererek aldım. Ben seni istedim Alya, anlamıyor musun? Ben sana açım!
"Sustu, adam. Açlıktan bacakları titreyen annesi geldi aklına. Dokuz yaşındaydı, henüz. Annesi amansız bir hastalığa yakalanıp yataklara düştüğünden beri ne onun umudu ne de annesinin canı diri kalabilmişti. Kadın’ı, savaştan geldiği ilk gün gittiği boğazda sevmişti. İlk gördüğünden beri annesine ne kadar çok benzediğini düşünüp duruyordu. Sivri, keskin yüz hatları, belirgin elmacık kemikleri, yosun yeşili hafif çekik gözleri ve hırçın bakışları.. Onu ilk gördüğü andan beri ona ait hissetmişti herşeyini. Gözlerinde kaybolmak, annesini hatırlatıyordu.."
- Çıplak yüreğim acıya gebe, ıslak gözlerim yüreğine bakmak istiyor hala ama harabeye dönmüş hayatımın enkazında daha fazla acı çekmene izin veremem. Ayrılık, yolun sonu artık. Hoşça kal...
"İlk sevdiklerinden beri adamın verdiği şalı boynundan usulca çekti ve yere attı. Bulduğu her an, her saat, her dakika, her saniye boynuna doladığı o şal, şimdi orada olmayacaktı. İçinde biriken hasret ve acının öfkeye dönüşmesinden nefret ediyordu ama hikayenin sonunun bu olmadığını da biliyordu. Acı, ruhunu duvardan duvara vurup kanatırken haykıramamak öylesine zor geliyordu ki. Adam, hem şalı yerden alıp hem kadına yönelince hızlı adımlarla odayı terk etti ve, gitti.
Ruh, ölü bir nefes."
Perde kapanır
Son değil.