0
Yorum
6
Beğeni
5,0
Puan
215
Okunma

Kalp, sessiz bir ülkedir.
Ne çığlık atar, ne de alkış tutar.
Ama bir gün, suskunluğu devrilir de…
En sessiz yerden başlar en büyük ihtilâl.
Nefs, o ülkenin yıllardır süren işgalcisidir.
Kimi zaman şefkat maskesi takar, kimi zaman özgürlük sloganları atar.
Ama özü hep aynıdır:
"Ben istedim, o hâlde doğrudur."
Oysa kalp öyle demez.
O; eğilir, susar, bekler.
Sabır onun bayrağı, tevazu onun silahıdır.
Ve ne zaman ki insan, gözlerini dış dünyadan içe çevirir…
İşte o vakit başlar kalbin ihtilâli.
Bir bakarsın;
Nefs, tahttan inmiş, diz çökmüş,
Akıl, yeniden danışılan vezir olmuş,
Kalp, kendi ülkesinde ilk defa konuşmuş:
“Ey insan, ben susarak susturuldum.
Şimdi konuşacağım, çünkü sen artık dinliyorsun.”
İşte o an…
Söz, dilin değil; kalbin olur.
Bakış, gözün değil; ruhun bakışı olur.
Ve dünya, artık sadece yaşanacak bir yer değil…
Anlamın kendisi olur.
Ama bu ihtilâl kolay kazanılmaz.
İnsanın kendine karşı verdiği savaşta,
Cephe dışarıda değil içeridedir.
Ve zafer, kanla değil gözyaşıyla kazanılır.
Kendini bulan, saltanatı kaybetmez.
Saltanatı olan da…
Kalbin boyun eğdiği bir hükümdar değilse,
Sadece zalimleşir.
Turgay Kurtuluş
5.0
100% (3)