5
Yorum
11
Beğeni
5,0
Puan
243
Okunma

Önce doğruyu bilmek gerekir; doğru öncelenirse yanlış da bilinir, ama önce yanlış bilinirse doğruya ulaşılamaz. Farabi
Önce yanlıştan başlamakta maşallah toplum olarak üstümüze yoktur. Cahillik denen olgu burada başlamıyor mu ,sanırsınız? Cahilin bilmediği bir şey yoktur malum. Yaşama ve olaylara o her şeyi biliyorum noktasından başlayınca geri dönülmez bir yolculuk başlamıştır. Tüm bildiklerinizi unutur olup bitenleri şaşkınlıkla seyretmeye başlarsınız. Dediği dedik çaldığı düdük olan bu bireyler( birey denebilir mi de diyeyim yine de)zamanla toplumun sözcüsü ,aynası gibi davranmaya başlıyorlar. Birileri de kanıksadığı bu durumlardan dolayı cahilin ferasetine güvendiğini göğsünü gere gere söylemeye başlıyor. Yani aydın karanlığı derim ben buna. Öyle bir can yakıcı durum ki ...
Yaşamın kendi döngüsü içinde elbette kuralları vardır. Olmalıdır hem de. Zira kuralsızlık düzensizliği ,o da karmaşayı doğurur. Her kafadan bir ses çıkmaya başladığı anda da yandı gülüm keten helva. Birbirini anlama gibi bir derdi olmayan bir kitlenin el ele verebilme şansı zaten olamaz. Bireyler arasında başta iletişim, etkileşim , güç birliği gibi alanlardaki eksiklikler toplumun temeline dinamit koymakla eş değerdir.
Birbirimizi doğru anlamak zorunda olduğumuz zor süreçlerden geçiyoruz. Elbette tesadüfen gelmedik bu günlere. Bir tesadüfle ya da mucizelerle çıkmamızda kolay değildir. Olmayacaktır.
Toplumsal olarak yaşamakta olduğumuz zor sorunların ,açmazların nasıl çözülebileceğine en çokta aklı erenlerin, söz ve karar makamlarında olanların vurdum duymaz, aymaz yol ve yöntemlerden uzaklaşması gerek.
Zaman zaman kendi kendime düşünüyorum . Nasıl oluyor da bu kadar hatasız mükemmel, müthiş insan karar süreçleri içinde ama sorunlar azalmıyor inadına katlanarak büyüyor.
Evet toplumlar layık oldukları şekilde yönetilir ama bu kadar da olmaz dediğimiz o kadar akla ziyan şeyler oluyor ki şaşırmamak elde değil .
Eğitimde ,sağlıkta, ekonomide, politikada ,toplumsal alanda hangi noktada dört başı mamur bir durumdayız. Elinizi yüreğinizin üstüne koyun yanıt verin. Hamasi nutuklar beynimdeki soruları yanıtlamaya yetmiyor.
İkinci Dünya Savaşında her alanda darmadağın olan Almanya nasıl oldu da ayağa kalkıp çoğu sorununu çözebildi?
Kim istemez bu güzel ülkenin güzel insanlarının hak ettiği şekilde yaşamasını? El neden Ay a giderken biz yaya kaldık? İlim bilim ve gerçeklerin yolundan yürümeyi bırakıp nereye çıkacağı pekte bilinmeyen bir girdaba sürükleniyoruz sanki. Malum’’ ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır’’ Unutulmamalıdır ki Yalnızca akıllılar düşünce sahibidirler. insanların geri kalanları düşüncelerinin tutsağıdır. Coleridge. Yani özetle en çok akla ve bilime ihtiyacımız var.Cehalete değil
5.0
100% (5)