0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
175
Okunma
ŞİİRİN NABZINDA ATAR HAYAT
“Şiir, gerçeği hayalin içinden geçirerek yeniden kurmaktır” diyor aşkın şairi Cemal Süreya… Şiir için binlerce tarif yapılabilir elbette... Şiir, kimi zaman bir sitemin en suskun hâlidir, kimi zaman içimizde yanan bir ışığın ilk kıvılcımı. Şiir, yalnızca sözcüklerle de yazılmaz; bir bakışla, bir sessizlikle, bir unutuluşla da dokunur kalbe. Ve her şiir, aslında başka birinin içinden geçerek bizim içimizde tamamlanır. Bu yüzden belki de Ahmet Haşim, “şiir hissedilmek içindir, anlaşılmak için değildir” demiştir. Çünkü şiir rasyonel aklın değil sezgisel benliğin alanıdır. Bir dize anlamını sözlükte değil insanın derinliğinde bulur.
Şiir; sadece güzel söz değildir diyerek, sözlerime devam ediyorum, sevgili okurlarım. O, dilin sınırlarını zorlayan, zamanı büken, duyguyu çoğaltan ve anlamı aşan bir varoluş biçimidir. Amerika asıllı İngiliz şair, denemeci ve oyun yazarı T.S. Eliot der ki: “Genuine poetry can communicate before it is understood” (Gerçek şiir, anlaşılmadan önce iletişim kurar). Yani bir dizeyle gözümüz dolar, ama henüz nedenini bilemeyiz. Çünkü şiir akıldan önce kalbe düşer. Toplumcu gerçekçi şiirin öncüsü Nazım Hikmet için şiir, mücadeledir ve halkın nabzını tutar. Sezai Karakoç’a göreyse şiir, "varlığın ruhudur"; yani sadece bir tür değil, bizzat var oluşun kendisidir. Edip Cansever, şiiri bir "yalnızlık dili" olarak görürken; İlhan Berk, "şiir sözcükleri özgürleştirir" diyerek onun kuralları yıkan yanına işaret eder.
Şaşırtıcı ama gerçektir ki; büyük fizikçi Niels Bohr, kuantum teorisini anlatırken “şiirsel bir dile” ihtiyaç duymuştur. Bir başka büyük fizikçi Einstein, “hayal gücü bilgiden daha önemlidir,” dediğinde, aslında bilimle şiirin kardeşliğine selam verir. Çünkü şiir de tıpkı bilim gibi görünmeyeni anlamaya çalışır ama farklı bir yoldan: Sezerek…
Sevgili okuyucularım şimdi de “şiirin sihri nerede saklI” sorusunu sorup yanıt arayalım mı, ne dersiniz? Şiirin sihri; “sözcüklerin ötesine geçebilmesindedir” dersem eminim, hepiniz bana katılırsınız. Çünkü bir dizede gizli bir ömür saklı olabilir. Bazen yalnızca bir kaç kelimeyle bir hayat anlatılır: “Gittin, önce eksildim, şimdi yokum.” (Nuray Öngeç) İşte şiirin büyüsü burada: Azla çoğu anlatma gücünde. Kimi zaman bir mısra, yıllar boyunca konuşulmaz bir duygunun sesi olabilir. Didem Madak, “Ah’larımda mor menekşeler açar,” derken; sadece bir sızıyı değil, onun içindeki estetiği de gösterir. Benim için şiir, sadece yazmak değil; var olmak demek. Hayat demek, yaşamak demek… Bir kadın olarak, sustuğum yerlerde bir şiir yetişir gelir imdadıma. Yazmadığım gün, eksilmiş hissederim. Çünkü bazen kalemin ucu, bir yüreğin kanamasıdır aslında…
“Bir kelime yetti, Gözlerim konuştu önce.
Sonra sustum... Şiir başladı.” (Nuray Öngeç)
Bir nesir zamanı tarif ederken, şiir zamanı durdurur, eskimez. Bir gazete yazısı unutulabilir, ama bir şiir yankı olur. İslam âlimi ve mutasavvıf şair Mevlana, şiiri bir hakikat yolculuğu olarak görür. “Şiir, gönül dilidir” der. Ve belki de bu yüzden biz hâlâ onun 700 yıl önceki mısralarını, İranlı hezarfen, matematikçi, astronom, filozof ve şair Ömer Hayyam’ın 900 yıldır rubailerini ve Türk şair ve mutasavvıf Yunus Emre’nin semai ve gazellerini yüz yıllardır, hala büyük bir hayranlıkla okuyoruz. Elbette bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Bu birkaç örnek bile şiirin yaşsız olduğunun birer kanıtı değil midir?
Sevgili okuyucularım, şiir, hayatın nabzıdır. Ve ben yazarken değil, şiir beni yaz dediğinde veya bir şiir okuduğumda, yaşadığımı daha derinden hissediyorum. Çünkü kendi deyimimle, şiir kalplerden akan, yürekleri paklayan bir sihirdir. Her gün bir şiir okuyarak veya yazarak hayatın nabzını içimizde tutmaya ne dersiniz? Unutmayalım ki; okuduğumuz şiirler geceleri bize gökyüzünden göz kırparak, karanlıkları aydınlatıp, büyük dokunuşlarda bulunmamıza katkı sağlayacaklardır. Gündüzleri ise hayatımızı ışık saçan güneşlerimiz olacaklardır. Şiir dolu günlere…
lları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Damga Haber hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Damga Haber editörlerinin hiçbir editöryel müdahales
5.0
100% (1)