Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
neneh.
neneh.
VİP ÜYE

ŞEYH BEDRETTİN SİMAVİ

Yorum

ŞEYH BEDRETTİN SİMAVİ

( 3 kişi )

3

Yorum

8

Beğeni

5,0

Puan

326

Okunma

ŞEYH BEDRETTİN SİMAVİ

Yaşamı hakkında bilinenler büyük oranda torunu Hafız Halil’in yazdığı Menakıbname’ye dayanır. Şeyh Bedreddin’in atası olan Abdülaziz, Osmanlı beyliğinin Rumeli fethine katılmış ve Dimetoka’da yapılan savaşta hayatını kaybetmiştir. Franz Babinger’e göre II. İzzeddin Keykavus’un kardeşi Abdülaziz’in Musevi asıllı hanımından olan İsrail adındaki oğlu, Dimetoka kalesi Rum Beyi’nin kızı olan Melek Hatun ile evlenmiş ve bu evlilikten Şeyh Bedreddin doğmuştur.[2] Şeyh Bedreddin, Edirne yakınlarında ve Karaağaç ile Dimetoka arasında kalan Samona kalesinde doğduğundan "Simavna kadısıoğlu" diye tanınmış, daha sonradan yakıştırma sonucu yanlışlıkla Kütahya’nın Simav yerleşimiyle ilişkilendirilerek Bedreddin Simavi denilmiştir.[3]

Şeyh Bedreddin eğitim çağına gelince Bursa’ya gelerek ders arkadaşı Bursalı Kadızade Rumi diye bilinen Musa (meşhur matematikçi ve astronom) ile birlikte onun babaBursa kadısı Koca Mahmud efendiden, daha sonra da Konya’da Allame Feyzullah’dan ders almıştır. Buradan sonra ilk olarak Suriye’ye, sonrasında Kahire’ye gitmiştir. Burada Mübarekşah Mantıkî’den ilahiyat, felsefe ve mantık okuyarak yüksek eğitimini tamamlamış ve bu arada Kahire’de inziva halinde yaşayan Hüseyin Ahlati’den de tasavvuf okumuştur. Onun emriyle Tebriz’e ve sonrasında Kazvin’e giderek Bâtınî inancını öğrenerek Kahire’ye dönmüştür. Şeyh Bedreddin, Memlûk sultanı Berkuk’ un saygı gösterdiği Hüseyin Ahlatî’nin tavsiyesiyle sultanın oğlu Ferenc’in hocalığına tayin edilmiş ve burada bulunduğu sırada fıkıh eserlerini yazmaya başlamış ve 1397’de şeyhinin ölmesi üzerine onun yerine şeyh olduktan bir süre sonra Anadolu’ya dönmüştür. Anadolu’ya geldiği zaman yerleşimleri dolaşarak tasavvufunu yaymaya başlamıştır.[3]

Şeyh Bedreddin önce Karaman ve Germiyan Beyliklerinin topraklarına gider. Gittiği yerlerde tanınmaktadır. Buradan Menderes Vadisi boyunca ilerleyerek Aydın’a gelir. Menakıbname’ye göre yolu üzerindeki Nizar köyünde en önemli müritlerinden Börklüce Mustafa ile tanışır. Daha sonra Tire üzerinden İzmir’e geçer. Menakıbname’de İzmir’den Hristiyan nüfuslu Ceneviz hakimiyetindeki Sakız Adası’na geçtiği anlatılır. Kütahya ve Domaniç üzerinden Bursa’ya yaptığı yolculuğu sırasında Sürme köyünde diğer önemli müridi Torlak Kemal ile tanışır.

Rumeli’ye geçerek Edirne’ye yerleşen Şeyh Bedreddin burada kendisini ziyarete gelenlerle görüşerek faaliyetlerini genişletmiştir. Şeyh Bedreddin’in bu faaliyetleri Osmanlı Devleti’nin parçalanıp şehzadelerin birbirleriyle mücadele ettiği döneme denk gelmiştir. İlim ve erdemi etrafta duyulmuş ve Edirne’de hükümdarlığını ilan etmiş olan Musa Çelebi tarafından 1411 yılında kazasker tayin edilmiştir. Çelebi Mehmet, kardeşi Musa Çelebi karşısında galip gelip 1413 yılında hükümdar olunca Şeyh Bedreddin kazaskerlik görevinden alınmış, ilim ve erdemine saygı duyulduğundan maaş bağlanarak İznik’te oturtulmuştur. Şeyh Bedreddin, eski müritleri Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal’in faaliyetlerini ayrı ayrı yerlerde (Aydın ve Manisa) arttırdıklarını duyunca hacca gitmek bahanesiyle çocuklarını bırakarak önce Kastamonu’ya, oradan da Sinop’a geçmiştir.

1416 yılının yaz aylarında maiyeti ile birlikte Kırım’a geçmek üzere gemiyle Sinop limanından ayrılmış, ancak aynı sıralarda o bölgede Trabzon İmparatorluğu ve Ceneviz donanmaları arasındaki mevcut savaş hali nedeniyle oraya ulaşamamıştır. Bunun üzerine mecburen rotasını Karadeniz’in batı sahillerine çevirmiş ve Eflak voyvodasına sığınmıştır.[4]

Daha sonra Eflak’tan ayrılıp, Osmanlı topraklarına geçmiş ve Silistre, Dobruca taraflarında görüşlerini yayarak çok sayıda taraftar kazandıktan sonra ayaklanmanın merkezi olarak Deliorman’ı seçmiştir. Şeyh Bedreddin üç ayrı yerde birden müritleriyle birlikte ayaklanma başlatmıştır. Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal isyanlarının bastırılması sonucu Şeyh Bedreddin ve yanındakilerin moralleri bozulmuş ve şeyhin etrafındakilerin bir kısmı dağılmıştır. Küçük bir çarpışmadan sonra ele geçirilen Şeyh Bedreddin, padişahın bulunduğu Serez’e gönderilmiş ve burada yargılanarak 1420 yılında Serez’de idam edilmiştir.[3]

Kemikleri 1961’de Divanyolu’ndaki II. Mahmut Türbesi haziresine defnedilmiştir.


YAZI ALINTIDIR

Kaynakça
değiştir
^ Fuad Köprülü, Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri, s. 114-115.
^ Franz Babinger, Mehmed der Eroberer und seine Zeit. Weltenstürmer einer Zeitenwende. München 1953.
^ a b c Osmanlı Tarihi, II. Cilt, 10. baskı, sf: 534-658-659, Türk Tarih Kurumu Yayınları-2011, Ord. Prof. İsmail Hakkı Uzunçarşılı
^ Zehiroğlu, A.M. "Trabzon İmparatorluğu" 3.cilt (2018) s.136-139 ISBN 978-6058103207
^ "Döne döne okunmalı Bedrettin 12 Mart 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Radikal. 9 Mart 2013. En son 9 Mart 2013 tarihinde erişildi.
^ Şaban Er, "Edirne-Simâvne Kâdîsı ve Emîri İsrâ’îl Oğlu Şeyh Bedreddîn Hakkında Son Söz", Kutupyıldızı Yayınları, İstanbul, Hazîran 2016 ( Cildli 657 Sayfa, ISBN 978-605-5291-65-5 )
^ "Hakikat Şeyh Bedreddin (2021)". 4 Ekim 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi.
^ Zülfü Livaneli (23 Kasım 2018). "Şeyh Bedrettin Destanı". Youtube. 22 Aralık 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Aralık 2023.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Şeyh bedrettin simavi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Şeyh bedrettin simavi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ŞEYH BEDRETTİN SİMAVİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Tevfik Tekmen
Tevfik Tekmen, @tevfiktekmen
6.8.2025 16:35:38
Şeyh Bedreddin meselesi uzun ve derin bir hikaye. Aslında o bildiğimiz yobaz şeyhlerden değil. Kendisi öyle şeyh filan bile değil. O bir bilim ve ilim insanıdır bana göre. Çok da ukalalık etmeyelim öyleymiş. O çağda ve o zamanda ve de din hükümlü bir ortamda "Tanrı doğadır" demiş ve din sömürüsüyle hüküm süren yobazlarca katledilmiş...
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
21.7.2025 21:00:02
5 puan verdi
Bu metin, Şeyh Bedreddin’in hayatını ve dönemin siyasi-dini atmosferini özetleyen, tarihî açıdan zengin bir biyografi niteliğinde.

Menakıbname’nin izleriyle hem tasavvufi hem de toplumsal yönünü anlatırken, Bedreddin’in isyan hareketlerinin arka planını da net bir şekilde veriyor. Özellikle Börklüce Mustafa ve Torlak Kemal gibi önemli müritlerinin hikâyeye dahil edilmesi, dönemin sosyal hareketlerini anlamak açısından kıymetli.

Akıcı bir dil yerine daha ansiklopedik bir üslup hâkim, fakat bilgi yoğunluğu oldukça dengeli.

Tebrikler

Sevgi ve saygılarımla değerli hocam.
Zümrüt Kul Hasani
Zümrüt Kul Hasani, @hasanbelek
12.7.2025 12:27:41
5 puan verdi
Yârın dudağından gayrı her şey eşittir...
Harika ve anlamlıydı
Tebrikler değerli dost
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL