ERKEKLER KOŞULSUZ, KADINLAR KOŞULLU SEVER

Toplumda genel kabul görmüş kuralların aksine, kadın erkek ilişkisi tamamen farklı boyuttadır.

Birçok erkek koşulsuz sever. Sevdiği kadına ve ailesine de ölünceye kadar köle olurlar!

Özellikle günümüz koşullarında bazı kadınlar koşullu severler. Koşulları ise, mutluluğa dair, aile olmaya dair, neslinin devamına dair olmaz. Onların koşulu; ev, araba, yazlık, han hamam gibi maddiyata ilgilidir!

Bu sebeple, bir kadın para kazanmaya başladığı andan itibaren, ayakta durabilirim, hayatımı idame edebilirim. Artık kimseye bağımlı olmak zorunda değilim, düşüncesiyle hareket ederler!

Çoğunluğu da bu düşüncenin gereğini yapar! Çünkü kadın; "ayakta durma" deyimini sadece para kazanma ve varlıklı olma olarak algılamıştır! Oysa, bu tarz düşünceye sahip olan kadının, toplumda düştüğü duruma ve statüye bircoğumuz şahit olmuşuzdur! Yalnız aynı zihniyetin ürünü olan birçok erkek, kadından nemalanacağı için, kadının "ayakta durma" fikrine destek verir!

Erkek ise; para kazanmaya başladığı andan itibaren, yüzü gülmeye başlar. Çünkü sorumluluk bilinciyle, artık ailemi daha rahat ve mutlu yaşatacağım düşüncesiyle hareket eder.

Bu sebeple zengin bir erkek, fakir bir kadınla tanıştığında, onun ne kadar malvarlığı var, bankada ne kadar parası var, evi, arabası, yazlığı, katı limanı var mı diye hesap yapmaz. Onun amacı sadece bir aile kurup mutlu olmak ve neslini devam ettirmektir! Bu sebeple hayatına aldığı kadının hayatını güzelleştirerek değiştirir!

Ama zengin bir kadın, fakir bir erkeği kaale bile almaz. Çünkü onun fikrinde hep bir yatlar katlar, hanlar hamamlarla, lüks ve konforlu bir yaşam arzusu vardır. Çünkü kadının genleri metaya yani varlıklı olmaya kodlanmıştır!

Eskiden görücü usulüyle evlenen kızlar ve anneleri; "hele bir sorun, evi arabası yazlığı var mı," diye sormazlardı

Çağ değişti, teknoloji hayatımıza girdi, sözde tek dişi kalmış canavar olan medeniyete ulaştık. Bu erişimle, TV kanallarındaki evlilik programında erkeğin yüzüne karşı, evin, araban, yatın katın var mı? sorularına şahit oluyoruz!

Efkan ÖTGÜN