0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
273
Okunma

Yazan: Kazım Demir
Berfin’i yıllardır arıyorum.
Ama ne nüfusta kayıtlı, ne şirket bordrosunda.
Ne hastane sisteminde, ne mezarlıkta.
Her şey onun varlığını anlatıyor.
Ama hiçbir şey onun yaşadığını kanıtlamıyor.
Ben Rojin.
Berfin’in iş arkadaşıydım.
Ya da olduğumu sanıyordum.
İkimiz aynı temizlik şirketindeydik.
Devlet dairelerine bağlı taşeron işçiydik.
Adlarımız yoktu ama parmak izlerimiz binlerce masada duruyordu.
Gölgeydik.
Berfin farklıydı.
Gülümsemesi sanki bir yerleri kanatırdı.
Bir tuhaflık vardı onda.
Bir sabah bana “Rojin, bir gün ortadan kaybolursam, beni anlatırsın değil mi?” dedi.
“Saçmalama,” dedim.
“Ben bir hayalet değilim ki,” dedi.
Ama belki de öyleydi.
Bir sabah geldi.
Yüzü soluktu.
“Elimde belge var,” dedi.
“Bizi sistemin nasıl yok ettiğini kanıtlayan şeyler. Kimliğimizin nasıl silindiğini, zamanla nasıl eridiğimizi…”
Ben inandım.
Korktum ama inandım.
“Bunları yayalım,” dedim.
O gece kayboldu.
O günden sonra izini sürdüm.
Çalıştığımız binaya gittim.
Berfin’in dolabı boştu.
Adı, giriş listelerinde yoktu.
Bordroda hiç olmamış.
Telefon numarası kayıt dışı.
E-posta adresi kullanılmamış.
Polise gittim.
“Berfin K…” dedim.
“Kimse yok o isimde,” dediler.
Bir fotoğraf verdim.
Kadına baktılar.
“Bu sensin,” dediler.
“Hayır,” dedim. “Bu Berfin.”
“Bu senin fotoğrafın Rojin Hanım,” dediler.
“Berfin diye biri kayıtlı değil. Hiç olmamış.”
Titredim.
Günlerce uyuyamadım.
O kayıtları hatırladım.
Elinde belgelerle poz verdiği fotoğrafları.
Ama sonra defterime baktım.
Fotoğraflar yoktu.
Ses kayıtları yoktu.
Sadece kendi el yazımla şu satırlar vardı:
“Berfin diye biri yok.
Ama biri yoksa, hikâyesi neden bu kadar canlı?”
Psikiyatriye gittim.
“Zihinsel ayrışma,” dediler.
“Yüksek travma sonrası bireyin, bastırdığı hakikatleri başka bir karakter üzerinden dışsallaştırması.”
Yani ben, Berfin’i kendim yaratmışım.
Ama o hâlâ rüyama giriyor.
Sınıf mücadelesi anlatıyor.
Kadınların nasıl silindiğini, nasıl görünmeden öldüklerini…
Ve bana dönüp şunu söylüyor:
“Beni sen uydurmadın Rojin.
Ben seni hayatta tutmak için vardım.”
Şimdi size bu öyküyü anlatıyorum.
Ama inanın bilmiyorum:
Berfin’i gerçekten tanıdım mı?
Yoksa ben, toplumun tüm sessizliğini bir kadının hayaline mi yükledim?
Berfin belki hiç olmadı.
Ama onun acısı gerçekti.
Yokluğunun bıraktığı boşluk gerçekti.
Ve o boşlukta siz de tanıdığınız birini hatırlıyorsunuz değil mi?
İşte o kişi —
Berfin’dir.
5.0
100% (1)