Kahramanlara tapınma, insan özgürlüğüne en az saygı duyulan yerlerde doruklara çıkar. herbert spencer
Mavilikler
Mavilikler

OYNAŞIP DURUYOR GÖLGELER

Yorum

OYNAŞIP DURUYOR GÖLGELER

( 3 kişi )

1

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

171

Okunma

OYNAŞIP DURUYOR GÖLGELER

OYNAŞIP DURUYOR GÖLGELER


O şey var ya… O ılık ışık… Tatlı tatlı okşayan değdiği her şeyi… Ağaçları, yaprakları aksettiren, taş duvarlara… Nefes aldırıp canlandıran; cansız olan her ne varsa… Masada oturuyor bir kadın mesela… Fasulye ayıklıyor. Akşam yemeği için… Masada, sandalyede ve kadının üzerinde yaprakların gölgeleri oynaşıyor. O ılık ışık her şeyi vuruyor bir diğerinin üzerine… Ayrı gayrı bırakmıyor. “Anne, mavi tişörtüm nerede?” diye bağıran çocuğun sesinde de oynaşıp duruyor gölgeler… Böyle güzel bir yaz gününde hiçbir şey kaçamıyor, çocukların dünyasına has o masalsı evrenin büyüsünden…

Fasulye ayıklayan kadın iki adım ötesinde oynayan küçük kızına kaçamak bakışlar yolluyor, varlığının altını kalın kalın çizmeden… İzin veriyor, kızının küçücük elleriyle hayatı yoklayıp durmasına… Orada, kucağındaki bebeğe mırıl mırıl anlattığı şeylerde nasıl bir dünya saklı kim bilir?.. Gerçeğine ne kadar yaklaşmış? Duvarlar şeffaflığını yitirmeye başlamış mı mesela? Acıtıyorlar mı artık, çarptığında?

Annenin gözleri; can acıtan şeylerden bihaber küçük bir kızın varlığından kendine dair bir şeyler çekip çıkarmaya çalışıyor sanki. O yaşlardaki kendini belki… İyi geliyor örselenmiş ruhuna; bu el değmemiş, acıtmayan, şefkatli bir el gibi tatlı tatlı okşayan küçücük dünya…

Çok daha büyük bir dünyaya mensup, yetişkin biri olarak, bu saklı bahçe misali yerde biraz durup soluklanmak istiyor… Küçük bir kızın gözlerinden bakmak biraz da… Büyüklerin çok basit bulup bin bir yöntemle karmakarışık hâle getirdikleri bir dünyayı; henüz kimselerin dokunup kirletmediği, en saf hâliyle seyretmenin emsalsiz lezzetine varmak…

Birden bir çığlık duyuyor. Kızı yere kapaklanmış… Dizi kanıyor. Az önce koşmaya başlamıştı. “Dikkat et!” diye uyarması gerekirdi oysa. Epey hızlı bir tempo tutturmuştu küçük kız. Onu hangi ara görmez olmuştu gözleri? Çünkü görseydi eğer; bu tehlikeli gidişatı hemen fark eder, kontrolü ele alırdı. Bir çocuktu karşısındaki en nihayetinde… İçinde ruhunu dinlendireceği o masalsı evrenin perisi değil…

Oyunun asıl oyuncusu kim, unutmuştu; şimdi anlıyordu bunu. Küçük kız bunu hatırlatmıştı farkında olmadan. “Anneciğim, nerelere kayboldun da görmez oldun beni? Ben hâlâ bir çocuğum, senin beni görmene ihtiyacım var!” demek istemişti.

Hemen fırladı yerinden. Birkaç adımda yanına vardı. Bu bahçede dışarının hoyratlığından uzakta kalsalar da sonuçta burası da o acımasız dünyanın bir parçası değil miydi?! Bahçe duvarının öte yanındaki kadar olmasa da burada da canı acıyabiliyordu insanın. Duvarlar şeffaf değildi burada da. Bunu çok önceden anlatmalıydı O’na.

“Şeyda’ya ne oldu?!” dedi, az önce seslenen 10 yaşlarındaki oğlan…

“Önemli bir şey yok. Ayağı taşa takılmış. Neyse ki derin bir yara değil… Şuraya oturtalım önce… Sen yanında dur biraz. Ben hemen ecza dolabından bir şeyler getireceğim.”

“Anne!” dedi oğlu, tam evin eşiğinden girerken. “Sen de fasulyeye amma dalmışsın. Şeyda’nın düşecek kadar hızlı koşmasına nasıl izin verdin ki?!

“Ne izin vermesi… Görmedim ki!” diyemedi. Çünkü bunu derse bir süre için de olsa anne olmaktan vazgeçtiğini, bir masalın içinde kaybolduğunu; kaybolmak isteyecek kadar kaçtığı, içinde var olmaktan mutlu olmadığı bir dünyası olduğunu itiraf etmiş olurdu aynı zamanda… Yerin dibine geçerdi.

Hayat boşluk sevmiyordu neyse ki. Kendisinin, kızına yapmadığı anneliği o yapmış, az önce yaşattığı şeyle de canını bir parça yakmış olsa da yine de çok kıyamamış, acıyı tam dozunda tutup; “Taşlara, engebelere dikkat et!” demişti. “Dünya masallardaki gibi bir yer değil!”















Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (3)

5.0

100% (3)

Oynaşıp duruyor gölgeler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Oynaşıp duruyor gölgeler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
OYNAŞIP DURUYOR GÖLGELER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Güneşin kızı
Güneşin kızı, @gunesinkizi1
12.6.2025 22:59:47
5 puan verdi
Gölgelerin dans ettiği bu anlatı, bir annenin iç dünyasıyla bir çocuğun gerçekliği arasında kurulmuş incecik bir köprü gibi… Masal gibi başlayıp, hayatın sertliğine usulca çarpan duygularla sarıyor okuru. Annelik, hayaller ve sorumluluklar; gölgeler kadar sessiz ama derin izler bırakıyor. Çok etkileyici…
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL