0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
167
Okunma
Müzmin bir boşluk var havada en çok da havasını aldığım hayallerden bize ulaşan.
Cümleler var salkım söğüt; sözcükler var yılışık: azı karar çoğu zarar düşler var ve insan izlekleri. İzler var peşini sürdüğümüz ve gocunduğumuz yaralar var içten içe kanayan.
Hangi cümle ise rüştünü ispatlayan firar ediyor yazarın yüreğinden belki de yazardır firar eden yazmaya cesaret bulup da o cümle iken atan kalbinde saklı.
Düz duvara tırmanan bir böcek gibi belki de kötülükleri ve zulmü ayağımızla tepine tepine ezmek istediğimiz ve ezilen kadınlar yiğitliğe b.. sürmeyen erkekler en çok da lenduha ve külüstür vücutlarında mesken edinmemiş vicdanı itekleyen ve nefreti ve şiddeti hoş gören kendinde hak bulan.
Bir kadınsa öyküsü olan ama adı olmayan ve sisli yürekler cehennemi yaşayan ve yaşatan kindar nefsin izini sürüp de karanlığa karışıyor hayatlar yün yumağı gibi arapsaçı.
Bir cüssesi var mı sahi Fatma kadının?
Eni kaç boyu ve de neye denk düşer?
Hep mi küçük hep mi sessiz hep mi yanar bağrı ve böğrüne saplanan ağrılar…
Küçüldükçe küçülüyor adımları ama öylesine yüce bir ruhu ve kalbi var ki Fatma kadının.
Var oğlu var.
Cümleten kayıp kadın nesli kimi şehirli kimi Anadolu’mun insanı artık göçebe yüreği ve ruhu nereye firar edecekse: ah, keşke acıları da terk etse o bedeni. Yoksa çıkmadık candan ümit kesilmez de…
Yok işte denklemin eşitliği ve bilinmedik ne varsa ayan beyan.
Çulsuz bir erkek adı koca olan zaten adı koca değil de gönce olurdu eğer ki kadınına sahip çıksa yine de genelleme yapmak ne derece mümkün?
Bak işte Fatma Kadın.
Bak işte Müzeyyen Hanım.
Kim mi kimin gölgesinde?
Kadın, vatanı kocası olan.
Erkekse cenneti cehenneme çeviren oysaki cehennemi cennete de dönüştürebilen.
Çok mu oldu sahi, Fatma ile olan dostluğu Müzeyyen’in ya da bir as üs ilişkisi ise çok mu oldu Müzeyyen’in Fatma’ya kol kanat gerdiği?
Neresinden başlasak ki bu hikayeye? Yoksa ortada bir hikaye yok da Fatma ile Müzeyyen asla mı var olmadı?
Kanıksadığımız değerler.
‘’Yetişin, dostlar, yetişin!’’
Kimse haykıran kimse elini uzatan ve ne yazık ki enkaz altında kalanlardan ses yok.
Enkazın yeniden dikileceği şaibenin ta kendisi.
Yiten gitti bir kere.
İsyanın repertuarı ve acının çözülmeyen şifresi ve bağışıklık kazanan tüm insanlık adına.
Tadını çıkarmaksa hayatın…
‘’Fatma Kadın…’’
‘’Yettim gayri.’’
‘’Az gelsene.’’
Gelen gidiyor madem gelir mi acaba yanı başıma?
‘’Azıcık su doldur bardağıma.’’
Ne ara çöktü ise dizlerine üstelik koskoca iş kadını. Ne ara çömdü ki?
Sözcükleri yok bu sefer kadının aslında ortada kalan bir kadın da değil iken sadece kocası tarafından sömürülen yetmedi şiddet mağduru oysaki okumuş, güngörmüş bir kadın Müzeyyen.
‘’Hanımım…’’
‘’De Fatma ne diyeceksen de.’’
‘’Az evvel karakoldan aradılar.’’
‘’Bulmuşlar mı izini?’’
‘’Yok. Ama az kaldı dedi polis. Az sonra düşermiş avuçlarına.’’
‘’Giden gitti be Fatma. Bak karnım dümdüz. Bak bebeğim şimdi ölü. Bak gözlerim mor. Bir bak ya da utanıyorsan hanımından bakma. Hatta kapıyı çekip git istersen. Beyin bir şey demesin.’’
‘’Olur mu hiç hanımım? Şimdi ben sana bir çorba kaynatayım. Bak nasıl dinecek ağrıların.’’
‘’Fatma?’’
‘’Dinliyorum.’’
‘’Kocan kızmaz değil mi? Bak kaç gündür evine gitmedin geceyi bile başımda geçiriyorsun. Bak demedi deme. Allah esirgesin ya…’’
‘’Beyim bilmez mi beni? Bunca şey yaşadın hatta beraber yaşadık. Asla sitem etmez. Hem o çoktan çorbasını içip devirmiştir küfeyi.’’
‘’İlahi Fatma, nereden bulursun böyle cümleleri? Okumakla iş bitmiyormuş işte. Gördün mü? Tahsilli adam dedik. Okumuş ve aydın ve olgun. Ah!’’
‘’Konuşma istersen hanımım bak daha yeni yaraların. Dudağına attıkları dikiş açılmasın hani yeniden.’’
‘’Dikişleri açılsın patlasın da tüm yaralarımın. Bak elim ekmek tutsa da dikiş tutturamadım ben bir kez. Hatta iki kez.’’
‘’Kader be, hanımım. Allah’ın hakkı üçtür hem.’’
‘’Güldürme beni şimdi bak nasıl ağrıyor böğrüm. Ne yani bir kere daha mı imza atayım evlenip de? İkisinde de hezimete uğradım. Hem ilk eşim koskoca…’’
‘’Mesleği ne olursa olsun yeter ki insan olsun dokunmaya dahi kıyamasın sevdiğine, değil mi hanımım?’’
‘’Sen hangi üniversiteden mezunsun bakayım? Hele ki nur yüzlü kocan. Bak, beni bizi bile utandırdınız. Affedecek misin sahi?’’
‘’Af etmek ne demek? Helali hoş olsun. Sen kan revan içinde iken gelmez miyiz? Yapma, demez miyiz o iblise? Af ola hanımım. Ne de olsa nikahlı eşindir. Dememem lazımdı.’’
‘’De, istediğini de. Az bile gelir. Şerefsiz adam bir de beyin yaralandı benim yüzünden. Ama var ya, yetişmeseydiniz kan kaybından kesin öbür dünyayı boylamıştım. Yoksa iyi mi olurdu bebeğimle beraber göç etmek dünya denen cehennemden?’’
‘’Haşa. Herkes öyle mi ya da her yer aynı mıdır? Elbet sen de…’’
‘’Hiç boşuna teskin etme beni. İki kocamdan da şiddet gördükten sonra.’’
‘’Eh, güzel kadınsın kıskandılar seni.’’
‘’Güldürme ayol. İşten eve, evden işe. Hem seven adamın eli kalkar mı karısına?’’
‘’Lafın gelişi be hanımım. Ben de senin gibi okuyup çalışmak istemez miydim? Ama ailemin elinden gelen bu kadardı. Yine de senin yardımın olmasa okuma yazma kursunu da bitiremezdim. Hem biliyon mu, dışardan sınava gireceğim ilk öğretimi bitirmek adına. Beyim de pek heveslendi hani. Ben de liseyi mi bitirsem dışardan diyor.’’
‘’Hem sen hem eşin zaten alabileceğiniz tüm diplomaları Allah katında almışınız yine de elimden geleni yaparım yeter ki…’’
‘’Yorma kendini. Azıcık uyu hele de dinsin ağrıların. Ben yanındayım.’’
‘’Fatma, Fatma, uyan hele. Len gâvur ölüsü gibi uyuya kaldın. Kalk da koy çayı. Sonra da suyu ısıt da bir su döküneyim de gitsin kiri pası vücudumun.’’
‘’Sana diyom. Ses etmiyon. Fatmaaa…’’
‘’Fatma Kadını en son ne zaman gördünüz?’’
‘’İşten geç geliyorum eve. Geldiğimde çoktan gitmişti. İşi bitti ki evine gitti dedim.’’
‘’Bunca zamanlık hizmetliniz. Demez miydi hiç şiddet gördüğüne dair yok mu yakınması?’’
‘’Ne diyorsunuz, memur bey? Kocasından hep hoşnutlukla söz ederdi. Çok anlayışlı ve ılıman bir beyi vardı Fatma’nın ve asla şiddet gördüğünden de bahsetmedi. Hatta…’’
‘’Dinliyorum, Müzeyyen Hanım. Bildiklerinizi anlatın lütfen.’’
‘’Hatta geçen ay eşimle yaşadığım kavgada yetişen onlar olmuştu. Şiddet gören bendim aslında ve Fatma ile kocası gelip beni zor kurtardılar eski eşimin elinden. Aklım almıyor doğrusu.’’
‘’Size bunu tekrar yaşattığımız için üzgünüz Müzeyyen Hanım ama siz de farkındasınız ki Fatma’nın katilini bulmak zorundayız üstelik öldürülmeden evvel cinsel istismara maruz kalmış. Çocukları yok muydu?’’
‘’Çocukları olmuyordu bildiğim kadarıyla hatta ben hamile kaldığımda bayağı tereddüt ettim Fatma’ya söyleyip söylememe konusunda ne de olsa çocuğu olmuyordu. Gerçi bebeğimi kaybettim ama…’’
‘’Siz ve hizmetliniz ve bir ay arayla ikiniz de şiddete maruz kalıp. Gerçi Fatma sizin kadar şanslı değilmiş ama. Bir de…’’
‘’Bir de ne?’’
‘’Fatma öldürüldüğünde yapılan otopsi sonucu tespit edildi ki; Fatma iki aylık hamileymiş. Buna ne diyorsunuz?’’
‘’Peki, kocası biliyor muydu bunu?’’
‘’İz peşindeyiz büyük ihtimalle biliyordu hele ki önceki evliliklerini de mercek altına yatırdık mı. Resmi nikahlı eşine ulaştık elbet Fatma’nın üstüne kuma geldiği malum.’’
‘’Yani, bir de resmi nikahlı eşi mi varmış? Bundan haberim yoktu. Kadın ne dedi peki?’’
‘’Allah acıdı bana, dedi de başka şey demedi.’’
‘’Yani, adam kısır mı demek istiyorsunuz?’’
‘’Bunun için net bir şey söyleyemeyiz ama en yakın zamanda adamı enseleyeceğimizden de kimsenin şüphesi olmasın. Elinizdeki ne Müzeyyen Hanım?’’
‘’Fatma günler evvel okulunu dışardan bitirmek için sınava girmişti. Sonucu gelmiş sınavın.’’
‘’Açmayacak mısınız?’’
‘’Her şey için çok geç değil mi? Bazıları için çok geç bazıları içinse erken gerçi ama…’’
‘’Ne demek istediniz ki?’’
‘’Keşke bilmem gerekenleri söyleseydi bana rahmetli.’’
‘’Ne değişecekti peki?’’
‘’An itibari ile morgda olan ben ve hayatta kalan Fatma olabilirdi ne de olsa eski eşimin beni öldürmesine son anda mani oldular. Keşke ben de Fatma için bir şeyler yapabilseydim.’’
‘’Hala yapabilirsiniz, Müzeyyen Hanım ki o kadar çok Fatma var ki şiddete ve zulme maruz kalan. Gerçi onun için geç ama diğer Fatmalar, Ayşeler için hala bir şeyler yapabiliriz.’’
‘’Umarım.’’
‘’Ummayın emin olun. Cenazesi yarın Fatma’nın öğle namazını müteakip gerçi cenazesine kimsenin gelmeyeceğini tahmin etmek için zor değil ama…’’
‘’O kadar emin olmayın. Hele ki bunca yaşanandan sonra…’’
5.0
100% (2)