... YALAN !!!

...Oğlan sevdiği kızın evine çiçeğini, çikolatasını alıp gider, müstakbel Kayınbabasının karşısına oturur. Hoş beşten sonra mevzuya geçilir. Kayınbaba damat adayına "oğlum senin kimi kısmen yok mu, niye yalnız geldin" diye sorunca, oğlan sazı eline alır anlatmaya başlar.
"Efendim, küçük yaşta ailemi kaybettim, kimsem yok ( kayın baba çöpsüz üzüm diye içinden geçirir) İçkim, sigaram, hiç bir kötü alışkanlığım yok, gelirim iyi, kendi evim ve arabam var, deyip kendini ballandıra ballandıra bir güzel anlatır. En sonunda ben de insanım küçük de olsa bir kusurum var" der. Kayınbaba da tabi ki evladım "hatasız kul olmaz" der ve kusurunun ne olduğunu sorar . Damat adayı kısık bir sesle " bazen yalan söylerim" der. Yani şu ana kadar söylediklerinin hepsi yalan olabilir, diye düşünür kız babası.
... Rahmetli Kayahan bir şarkısında "yılandan korkmam, yalandan korktuğum kadar" diyordu. Yine bir Türk atasözü "yalancının mumu yatsıya kadar yanar" demektir.
... Ani tepki veren, "lafı yüzünde olan", gizli gündemi olmayan, kafasının arkasında tilkiler dolaşmayan insanlardan zarar gelmez. O anda belki de kavga edersiniz, sonra hatasını anlar, gelir özür diler. Özü sözü bir olan insanlardan korkmayın. Son günlerde moda olan bir mizansende anlatıldığı gibi "kuzuyu kurtla yeyip, çobanla ağlayan"lardan korkun.
... Zamanında bir Amerikan başkanı
sekreteriyle uygunsuz bir şekilde yakalanır. Bu durumu kabul etmez, yalanlar, yani yalan söyler. Tabi görüntüler ortalığa saçılınca kabul etmek zorunda kalır. Bu olayın ilginç tarafı başkanın yediği halttan dolayı değil de, yalan söylemesi sebebiyle yargılanmasıdır. Gerekçe ise, yaptığı kendisini ilgilendirir, fakat yalan söylemesi tüm Amerikan halkını ilgilendirir, diye bir yorum getirilir.
... Yalanın rengi olmaz! Pembe yalan, beyaz yalan gibi yakıştırmalarla yalanı masumlastırmamak gerekir. Çünkü en hafif tabirle bu tür yaklaşımlar iki yüzlülüktür.
... Yalansız, dolansız, riyasız günler ve gerçek dostluklar dileğiyle sağlıcakla kalın.