İnsan yaşamak için doğar, yaşama hazırlanmak için değil. boris pasternak
turgaykurtulus
turgaykurtulus
VİP ÜYE

Güvercinlerin Tanıdığı Adam

Yorum

Güvercinlerin Tanıdığı Adam

( 4 kişi )

3

Yorum

10

Beğeni

5,0

Puan

191

Okunma

Güvercinlerin Tanıdığı Adam

Güvercinlerin Tanıdığı Adam

Kentin uçsuz bucaksız gürültüsünde, bir adam durur pencere kenarında. Dışarıda hayat akar, arabalar geçer, insanlar koşturur, çocuklar oynar. Ama o, sanki buzdan bir duvarın arkasından tüm bu canlılığı seyreder. İçinde derin bir sessizlik vardır öyle bir sessizlik ki, dünyanın en yüksek çığlığını bile yutar.

Sabahları alarm çalar, o da kalkar. Traş olur, kahvaltısını eder, işe gider. Akşamları döner, televizyon açar, yemek yer, uyur. Günler birbirine karışır, haftalar aylar olur. Bu döngüde, kendi kendisini kaybetmiştir. Ya da belki de ilk kez bulmuştur kendini kim bilir?

Çocukluğunda, yağmur yağdığında cam kenarına oturur, damlaların yarış ettiğini izlerdi. Hangi damla önce aşağı varacak diye merak ederdi. Şimdi kendisi o damlalardan biri olmuştur. Ama artık yarışa dahil değildir. Sadece akıp gider, nereye gittiğini bilmeden.

Bir akşam, evine dönerken parkta yaşlı bir adamla karşılaşır. Adam, güvercinlere ekmek kırıntıları atıyor, gülümsüyor. "Neden mutlusunuz?" diye sorar içinden. Sanki adam düşüncesini duymuş gibi, döner ve der ki: "Çünkü bu güvercinler beni bekliyor." İşte o an, bir şeylerin çatırdadığını hisseder içinde.

Eve döndüğünde, aynaya bakar uzun uzun. Yüzündeki çizgiler, gözlerindeki yorgunluk, dudaklarının etrafındaki acı... Bunlar kim? Bu adam kim? Kendisine o kadar yabancılaşmıştır ki, sanki başka birinin vücuduna hapsedilmiş gibi hisseder.

Gece rüyasında, çocukken sevdiği o kız çıkar karşısına. Ona der ki: "Beni unutmuştun." Adam uyanır ter içinde. Hayır, unutmamıştır. Sadece hatırlamaktan korkmuştur. Çünkü hatırlamak, acı demektir. Ve acı, yaşadığının kanıtı.

Ertesi gün, işe gitmez. Parkta oturur, güvercinleri izler. Onlara ekmek almış, cebine koymuştur. İlk kırıntıyı attığında, küçük bir mutluluk hisseder. Sanki kalbi yeniden atmaya başlar. Güvercinler onu tanımaya başlar, her gün gelir olur. Yaşlı adamla konuşur, hayatlarını paylaşırlar.

Aylar geçer. Adam artık eskisi gibi değildir. Hala yalnızdır, hala acı çeker bazen. Ama artık bilir ki, yalnızlık da bir çeşit arkadaşlıktır. Kendisiyle barışmıştır. Geçmişini kabul etmiş, geleceğini beklemez olmuştur. Sadece şimdiki anı yaşar.

Bir gün, parkta küçük bir kız çocuğu ağladığını görür. Yanına gider, "Neden ağlıyorsun?" diye sorar. Kız der ki: "Annem beni terk edecek diye korkuyorum." Adam gülümser: "Korkmak normal, ama sevgi asla bitmez. Sadece şekil değiştirir."

Eve dönerken, camdan yansıyan yüzünde farklı bir ifade görür. Huzur mu, yoksa kabulleniş mi, belli değil. Ama artık kendisine yabancı değildir. O da güvercinler gibi, birini bekleyen biri olmuştur. Kendisini.

İnsanın en büyük yolculuğu, kendisine dönüş yolculuğudur. Ve bu yol, bazen en uzun, bazen de en kısa olandır. Önemli olan, yolda olmaktır.

"Ruh, sustuğu zaman en çok konuşur. Çünkü sessizlik, sözlerin ulaşamadığı yerlere uzanır."

Turgay Kurtuluş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (4)

5.0

100% (4)

Güvercinlerin tanıdığı adam Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Güvercinlerin tanıdığı adam yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Güvercinlerin Tanıdığı Adam yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Fikri Kalem Hasan
Fikri Kalem Hasan, @fikrikalemhasan
3.6.2025 02:32:35
Sayın KURTULUŞ;

Bu öykü, modern hayatın görünmeyen çığlığına tutulmuş bir ayna gibi. Kalabalıkların arasında unutulan, rutine esir düşen bir ruhun kendine dönüş hikâyesi. Turgay Kurtuluş’un kaleminden çıkan bu sade ama sarsıcı anlatı, aslında hepimizin içinde bir yerlerde yaşayan “sessiz çocuğu” bulmamıza yardım ediyor.

Adamın hayatı ilk bakışta sıradan: işe gidip gelen, televizyon karşısında akşamı geçiren, kimseye görünmeden yaşamayı öğrenmiş biri. Ama içinde büyük bir sessizlik var; dışarının gürültüsüne rağmen susturulamayan bir iç çığlık. Ve o çığlık, parkta güvercinlerle konuşan yaşlı bir adamın sözleriyle çatlıyor:
“Çünkü bu güvercinler beni bekliyor.”

İşte o anda, okur olarak sadece karakter değil, biz de bir şeylerin değiştiğini hissediyoruz. Çünkü bazen bizi hayata bağlayan şey büyük başarılar değil, sadece birilerinin varlığımızı fark etmesi oluyor.

Rüyadaki çocukluk aşkı ise, bu öykünün duygu derinliğini genişleten metaforik bir yankı. Unutulmuş değil, bilinçli olarak bastırılmış bir geçmiş var orada. Çünkü hatırlamak, acıtır. Ve acı, en dürüst hislerden biridir; kaçamayız. Ama işte o acının içinden geçmeden, şifaya da varamayız.

Sonunda adamın parkta bir çocukla kurduğu cümle, yalnızlığını aşmasının ve yeniden insan olmasının özeti gibi:
“Sevgi asla bitmez. Sadece şekil değiştirir.”
Bu, hayata yeniden bağlanmanın, kendine yeniden dokunmanın en sade hali.

Metnin finalindeki şu cümle ise, bu hikâyeyi edebi bir manifestoya dönüştürüyor:

“Ruh, sustuğu zaman en çok konuşur.”
Evet, sessizlik bazen en büyük haykırıştır. Ve o sessizlikte yankılanan, insanın en sahici halidir.

Güvercinlerin Tanıdığı Adam, sadece bir öykü değil; kendini yitirmiş ama bir parktaki güvercine ekmek atarken yeniden bulan herkesin iç hikâyesidir.

Yüreğinize, kaleminize sağlık

Saygılarımı sunarım
Fikri Kalem Hasan
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
2.6.2025 11:26:48
5 puan verdi
İçsel bir uyanışın ve insanın kendine dönüş yolculuğunun dokunaklı bir anlatımı. Sade yalın kendini içinde kaybedercesine okunacak bir dille yazılmış her zaman ki gibi.
Sessizlikle örülü bir yalnızlığın içinden, küçük bir temasla bir güvercin, bir çocuk, bir tebessümle yavaş yavaş hayata yeniden tutunma hali. Sade ama derin; kalbin sessiz yerlerine dokunan türden.
Özellikle son cümle, ruhun sessizliğinin aslında ne kadar yüksek sesle konuşabileceğini çok güzel özetliyor.
Sessizlik bazen en dolu anlatımdır. Anlayabilene...Ben ne zaman sessiz kalsam duvarlardan başka anlayan olmadı ...
gece_mavisi
gece_mavisi, @gece-mavisi1
1.6.2025 13:20:53
5 puan verdi
Ne güzel bir yazı olmuş. Karışık cümlelerin olmadığı, sade ve anlaşılır.
"Sessizlik, sözlerin ulaşamadığı yerlere uzanır."
Çok güzeldi tebrik ederim. Yüreğinden kaleminle satırlara işlenen güzel yazılar ve şiirlerini gördüm, umarım yazmaya olan sevgin ve ilgin hiç bitmez. Tekrardan samimiyetle tebrik ederim hep var ol. 🌼
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL