Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
eğitimci/yazar
eğitimci/yazar

KENDİMİZ OLALIM!

Yorum

KENDİMİZ OLALIM!

( 1 kişi )

2

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

320

Okunma

KENDİMİZ OLALIM!

KENDİMİZ OLALIM!

KAZIM ÖZTÜRK
ÖZTÜRKÇE
[email protected]
e-mail: [email protected]
[email protected]


KENDİMİZ OLALIM!

Mevlana; "dün dünde kaldı can cağızım, şimdi yeni şeyler söylemek lazım" der. Der de, hangi birimiz yeni şey söyleriz? Başkalarının sözlerini tekrar etmekten başka? Ne zaman; "Benim de düşüncem şu, ben, böyle düşünüyorum, bu husustaki fikrim şu merkezde..." deme durumunda değiliz! Hep alıntı yaparız, sanki araştırma-inceleme kitabı yazıyor gibi!
Aklımızın gerisinde; "eğer ben fikrimi söylersem, el ne der? düşüncesi yatar! hep, el ile yatar, el ile kalkarız! Ne zaman; "Allah ne der?" diyeceğiz? ne vakit; "Bu gün Allah için ne yaptım?" sorusunu soracak ve olumlu cevap alacağız?
Taklit bize zarar verdi ve zarar veriyor! Bir türlü kendimiz olamadık, kendimizi bulamadık! Kimliğimizi, kişiliğimizi kaybettik!
Dost meclislerinde, arkadaş toplantılarında, aileler arasında; çok konuşuruz, çok laf üretiriz, ama bir türlü bunları eyleme, icraata dökmeyiz.
Hele bir konuşmaya başlayalım, sanki karşıdan bakan bizi bir şey zanneder! Bu, dini bir konu olursa işin şekli daha da değişir. O zaman; bir din görevlisi, bir din uzmanı, bir müftü konumuna yükseltiriz kendimizi! Eğer uygulamalarımız konuşmalarımız gibi olursa o vakit muazzam bir insan olmuş oluruz. Ama iş öyle değil! Daima maske takıyor, tavırlarımızı maskeliyoruz! Bunun için kaybediyoruz, bunun için zarardayız!
Neden böyle oluyor? Niçin kendimizi teste tabi tutmuyoruz? Niçin samimiyetten uzak kalıyoruz? Samimi olmak o kadar zor mu? Samimi olmamak bir kader mi? “bugün Allah için ne yaptık?” sorusunu sormak zorundayız. Hani bir esnaf, bir ticaret erbabı; akşam olunca kasa kontrolü yapar; “kârda mıyım? Zararda mı?” diyerek hesap yapar, zira bir zarar durumu söz konusuysa, ertesi gün bunu telafi etmenin yollarını arar. Bu, bir ticarethane için böyle oluyor da, kendi varlığımız ve bize emanet olarak verilen vücut emaneti için niçin olmasın? Geçici dünya hayatında durmadan hesap yapıyoruz da, ebedi, kalıcı olan Âhiret hayatı için neden hesap yapmayalım?
Aklımızı, düşüncelerimizi, beynimizi bizi ilgilendirmeyen, bize ve topluma yararlı olmayan şeylerle meşgul ediyor, daha doğrusu yoruyoruz! Bunun adına İslâmî literatürde, “mâ lâ ya’ni” deniyor. İnsanın insanlığı, olgunluğu; lüzumsuz şeylerle meşgul olmamasından belli olur. Mevlana öyle diyor ya; “her söze itibar etmem, bir söze bakarım söz mü diye, bir de adama bakarım adam mı diye” derken bize bazı ipuçları veriyor adamlık konusunda.
Beş şey gelmeden, beş şeyin kıymetini bilmek zorundayız; yaşlılık gelmeden, gençliğin; meşguliyet gelmeden, boş vaktin; ölüm gelmeden, hayatın; fakirlik gelmeden, zenginliğin; hastalık gelmeden, sağlığın.
Hayat; hızla giden bir trene benzer. Tren bazen çeşitli kaza riskiyle karşılaşır; eğer trende kuvvetli bir fren tertibatı yoksa yandığımızın resmidir! Uçuruma düşmek, hayatımızın kararması olasıdır. Bize fren görevi gören kuvvet, iman ve inançtır. İmandan, inançtan mahrum olanların hayatının değeri yoktur! Onlar için hayat; yemek, içmek, eğlenmek, gezmek, dünyadan kâm almaktan ibarettir! Onlara göre ölümün de bir anlamı yoktur! Böyle olanlara Tahirü’l Mevlevi şöyle diyor;


“Eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim boş gelmedim suç getirdim.
Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,
İki büklüm sırtımda pek güç getirdim


Zarar Etmez!

Hak kelamı söyle, dil güzel olsun,
Yaptığın işlerde, el güzel olsun,
Kötülüğü terk et, hal güzel olsun,
Gerçekleri bilen can zarar etmez!

Dünya tarlasına sevgileri ek,
Rayihalar yaysın rengarenk çiçek,
Dostluk iksirini gönüllere dök,
Muhabbetli olan can zarar etmez!

Yaratılanlara kibirle bakma,
Toprak ol da eğil, gönüller yıkma,
Azgın sular gibi delice akma,
Kemalini bulan can zarar etmez!

Kabirde yatanı temaşa eyle,
Onların da vardı telaşı böyle,
Hak ile yeksan olmadı mı söyle,
İrfanıyla gelen can zarar etmez!



Övünmeyesin!
Rabbe ulaşacak sonu bu yolun,
Hakikatten uzak ne olur halin?
Kaybolur kuvvetin, solar cemalin,
Makamla, mevkiyle avunmayasın!

Yaşlanınca oluyorsun tarumar,
Her mevsimin başka güzelliği var,
Ömür denen şeyden edince zarar,
Sakın “eyvah” diye dövünmeyesin!

Yalan dünyada var mı baki kalan?
İster padişah ol, istersen sultan,
Ecel nerde olsa buluyor her an,
Kurtulurum diye sevinmeyesin!

Var eylemiştir bizi Rabbim yoktan,
Kulların kaderi yazılır Haktan,
Davet edilince gidersin çoktan,
Gerçek olmayanı savunmayasın!

Kazımî, kaçışın var mı ecelden?
Allah takdir etmiş bunu ezelden,
Ölümü hatırlayıver tez elden,
Ebediyim diye övünmeyesin!

Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Kendimiz olalım! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kendimiz olalım! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KENDİMİZ OLALIM! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Çelikli
İbrahim Çelikli, @ibrahimcelikli
28.5.2025 19:42:59
taş üstüne taş koymak
ne güzel
tebrikler
teşekkürler
ABDULKERİM KAYA
ABDULKERİM KAYA, @abdulkerimkaya
28.5.2025 12:50:33
5 puan verdi
Çok güzeldi,çok acıklıydı,çok doğru,
Allah razı olsun
sevgi ve özlem vardı,
Hakikat vardı,
o çok güzel yüreğine sağlık Üstadım
ders vericiydi,akıcı anlamlı
düşündürücüydü
kutluyorum Dualarımla selamlarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL