0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
185
Okunma
Tarihî Tartışmalar ve Kaynaklar Işığında Bir Değerlendirme
Büyük Selçuklu Devleti’nin dördüncü hükümdarı Sultan Celaleddin Melikşah (hükümdarlık: 1072–1092), Türk-İslam tarihinin en önemli şahsiyetlerinden biridir. Onun döneminde Selçuklu toprakları doğuda Maveraünnehir’den batıda Anadolu içlerine kadar genişlemiş, iç düzen ise Nizâmülmülk’ün kurduğu güçlü bürokrasiyle sağlanmıştır. Melikşah’ın himayesinde Takiyüddin Ömer Hayyam gibi önemli bilim insanları yetişmiş, Celali takvimi hazırlanmış ve İsfahan büyük bir kültür merkezi haline gelmiştir. Bu parlak dönem, Sultan’ın 1092 yılında beklenmedik biçimde ölmesiyle sona ermiş; ardından devlet kısa sürede taht kavgalarıyla sarsılmıştır. Bu ani ölüm, tarihçiler arasında “doğal mı yoksa siyasi bir suikast mı?” sorusunu gündeme getirmiştir.
1. Doğal Ölüm Görüşü
Klasik İslam tarihçileri arasında, Sultan Melikşah’ın doğal nedenlerle öldüğünü ileri sürenler bulunmaktadır. İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh adlı eserinde Sultan’ın bir av seferinden sonra hastalanarak vefat ettiğini belirtir (İbnü’l-Esîr, Cilt 10, s. 161). Benzer şekilde, İmamüddin el-İsfahânî de ani bir rahatsızlık sonucu hayatını kaybettiğini kaydeder. Bu kaynaklarda zehirlenme, suikast ya da dış müdahaleye dair herhangi bir ifade yer almaz.
Ancak, bu anlatımlar dönemin siyasi karmaşası ve Sultan’ın ölümünden sonra yaşanan hızlı iktidar mücadeleleri dikkate alındığında yetersiz kalmaktadır. Çünkü ölümün hemen ardından sarayda ciddi bir iktidar kavgası başlamış ve merkezi otorite hızla zayıflamıştır.
2. Zehirlenme İddiaları ve Nizâmülmülk’ün Ölümü
Melikşah’ın ölümünden yalnızca birkaç hafta önce, uzun yıllar birlikte devlet yönetiminde önemli rol oynayan veziri Nizâmülmülk suikasta uğramıştır. Bu olay, tarihçiler için dönüm noktası sayılır. 20. yüzyılın önemli İslam tarihçilerinden Claude Cahen, bu iki ölümün tesadüf olamayacağını, sarayda büyük bir iktidar operasyonunun gerçekleşmiş olabileceğini ileri sürer (Cahen, 1968, s. 145).
Bazı tarihî kayıtlarda, Melikşah’ın av sonrası yediği yemekten sonra rahatsızlandığı ve kısa süre içinde vefat ettiği belirtilir. Bu durum, yiyecek yoluyla zehirlenme ihtimalini akla getirmektedir. Ancak bu rivayetler doğrudan ve kesin bir belgeye dayanmaz.
3. Terken Hatun’un Rolü İddiası
Melikşah’ın ölümünde etkili olduğu düşünülen önemli figürlerden biri de eşi Terken Hatun’dur. Terken Hatun, Melikşah’ın ardından küçük yaştaki oğlu Mahmud’un tahta çıkarılmasını istemiştir. Bu hedef doğrultusunda önce güçlü vezir Nizâmülmülk’ü saf dışı bırakmanın şart olduğu düşünülmüştür. Bazı tarihçiler, Terken Hatun’un hem Nizâmülmülk’ün hem de Melikşah’ın ortadan kaldırılmasında parmağı olduğunu iddia eder (Sevim, 1993, s. 212).
Bu görüşe göre, Terken Hatun kendi oğlunun saltanatını sağlamak için siyasi rakiplerini bertaraf etmiş, böylece vesayeti altında bir iktidar kurmayı amaçlamıştır. Ancak bu senaryo da doğrudan belgeye değil, dolaylı siyasi gelişmelere ve bazı anonim rivayetlere dayanır.
4. Haşhaşîler ve Hasan Sabbah İddiası
1092 yılı, Nizâmülmülk ve Melikşah’ın ölümüyle birlikte Haşhaşî tarikatının yükselişine denk gelir. Nizâmülmülk’ün Haşhaşîler tarafından öldürülmesi neredeyse kesindir. Bazı kaynaklar, Melikşah’ın da bu örgütün hedefi olabileceğini ima eder.
Ancak Melikşah’ın Haşhaşîler tarafından öldürüldüğüne dair doğrudan bir kayıt bulunmamaktadır. Yine de, Nizâmülmülk’ün ardından gelen ani Sultan ölümü, bu örgütün saray çevresinde ulaştığı etki ve gücü göstermektedir.
5. Modern Tarihçilerin Değerlendirmesi
Modern tarihçiler arasında Melikşah’ın ölümü konusunda kesin bir görüş birliği yoktur. C. E. Bosworth, doğal nedenlerle öldüğünü savunurken; Spuler ve Cahen gibi araştırmacılar zehirlenme ihtimalini daha makul görmektedir. Özellikle vezir Nizâmülmülk’ün suikastla öldürülmesi, art arda gelen siyasi krizler ve saraydaki taht mücadeleleri bu düşünceyi destekler niteliktedir.
Sonuç
Sultan Melikşah’ın ölümüyle ilgili tarihî belgeler kesin ve açık olmamakla birlikte, bazı deliller onun doğal nedenlerle değil, siyasi bir komplonun kurbanı olabileceğini göstermektedir. Nizâmülmülk’ün suikast sonucu öldürülmesi, Terken Hatun’un siyasi hırsı, Melikşah’ın ani ölümü ve sonrasında yaşanan otorite boşluğu bu görüşü güçlendiren önemli göstergelerdir. Kesin bir sonuca ulaşmak mümkün olmasa da, mevcut tarihî malzeme ışığında Melikşah’ın zehirlenerek öldürülmüş olma ihtimali kuvvetle muhtemeldir.
Kaynakça
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil fi’t-Târîh, Cilt 10, Beyrut: Dâr Sâdır, 1987.
Cahen, Claude. The Formation of Turkey, Pearson Longman, 1968.
Sevim, Ali. Büyük Selçuklu Devleti Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 1993.
Spuler, Bertold. İslam Ansiklopedisi, Selçuklular maddesi.
Bosworth, C. E. “Melikshāh”, Encyclopaedia of Islam, Second Edition, Leiden: Brill, 2004.