0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
186
Okunma

Necip Fâzıl, dışarda batıyı ve batı aklını içerde ise malûm rejimi tenkid eden bir ideolog, şair, zamanının büyük bir aksiyon adamı, 20. yüzyılda islâm tefekkür mecrasını açtığı Büyük Doğu bakiyesiyle fikir başbuğu, bir islâm kahramanı, asrının dehasıydı. Bununla da yetinmeyip muhafazakâr islamcıların karşısında muhalifdi. Herkesi razı etmek gibi bir dâvanın öncüsü olmadı hiçbir zaman. O yüzden seven çok sevdi sevmeyen hiç sevmedi/sevemedi. Her şeye rağmen mücadele hayatının arkasında bir dünya görüşü olarak Büyük Doğu’yu bıraktı. Yine emsâli olmayan bir teklif olarak devlet tasarımı mahiyeti taşıyan “İdeolocya Örgüsü” eserin müellifi oldu. Bizlere de eserlerinden öğrendiğimiz ondan kalan çağlar üstü bir dâva ahlakına tanıklık etmek düştü. Çünkü “adam tanımak surat tanımak değil.”di. Çilesine yabancı olduğumuzun hakikati ortada olsa da o dâva ahlakının kırıntısı düşer mi payımıza diye fikirlerinin sevdalısıyız!
Aklın ve aşkın dehaları vardır. Bir de hem aklın hem de aşkın dehaları vardır. O aklın da aşkın da dehasıydı!
Kabul görsün veya görmesin Cumhuriyet tarihinin en büyük mütefekkir ve şairi Necip Fâzıl’dır. Dolayısıyla bu yönü ve istidadıyla çağında tektir!
Hâl böyleyken, İslâm siyasetine hasret politikacılara, mukaddesata bağlı edebiyatçılara, sahici şair, mütefekkir ve yazarlara ihtiyaç duyulduğu, Türk-İslâm kültür ve medeniyetininin askıya alındığı günümüz hayatında, batıdan yığın yığın servis edilmiş bir sistem ve düzenin kaypaklığını ve bayağılığını aşmak için temele ve merkeze Büyük Doğu ve Necip Fâzıl’ı koyma zorunluluğumuzu ne vakit anlayacak, bahtiyarlığına ne vakit ereceğiz?
Doğduğundan beridir değişmedi yüzyıldır
Fikirde başbuğumuz Üstâd Necip Fâzıl’dır.
Aziz hâtırasına hürmet, fikriyatına her daim bağlılıkla…
F. Selçuk Soylu
5.0
100% (1)