2
Yorum
21
Beğeni
4,9
Puan
189
Okunma
Şehir simsiyah bir uykuya dalarken, pencerelerden sızan ışıklar,
birer birer, gecenin karanlığına meydan okur gibi titrer.
Her ışık, bir varoluşun küçük ironisi
Karanlıkta parlayan umut mu, yoksa yalnızlığın maskesi mi?
Evlerin ışıkları, kutsal birer meşale değil
Daha çok birer bekçilik ateşi gibidir;
İçinde kaybolan ruhların, unuttuğu duaların, gizlediği sırların…
O ışıkların altında hayat sürer; kimi zaman sevinç, kimi zaman hüzün,
Ama çoğunlukla, anlam arayışının sessiz direnişi.
Mitolojide ışık, aydınlanmadır;
Ama bu ışıklar? Simsiyahın içinde parıldayan,
Gerçeği yansıtmaktan çok, gerçeği örten sahte alevler.
Bir evde yanan ışık, diğerinde sönen hayatların yankısıdır
Bir yanda aydınlık bir yuva, diğer yanda bilinmezliklerin oyunu.
Ve en garibi,
Bu ışıklar hep yanar, hep söner,
Ama kimse bu oyunun oyuncusu olduğunu itiraf etmez.
Bir ironidir yaşam; simsiyahın içinde,
Evlerin ışıkları kadar kaçınılmaz,
Ve o kadar da aldatıcıdır.
Şehir uyurken, o pırıltılar
Bize unuttuğumuz bir gerçeği fısıldar
Her karanlığın ardından bir ışık vardır,
Ve her ışık, bir evin, bir kalbin saklı hikâyesini anlatır.
Ferdaca
5.0
88% (7)
4.0
12% (1)