İnsanların elinden hayalleri alınacak olursa, başka ne zevkleri kalır? foostenelle
Hüzünlü peri
Hüzünlü peri

UMUDUN İZİNDE...

Yorum

UMUDUN İZİNDE...

2

Yorum

12

Beğeni

0,0

Puan

267

Okunma

UMUDUN İZİNDE...

UMUDUN İZİNDE...

______


Bir sabah, güneş daha yeni yüzünü gösterirken, eski taş bir evde bir kadın uyandı. Odanın içinde sessiz bir keder vardı ama onun yüreğinde hâlâ tomurcuklanmış bir umut duruyordu. Adı Nur’du. Ve Nur, kayıplarla değil, kalbinde büyüttüğü direnişle tanınıyordu.


Küçük odasında her sabah yaptığı gibi pencereyi araladı. Toprağın, rüzgârın, geçmişin kokusu bir anda içeri doldu. O rüzgâr, bazen bir annenin sesi gibi okşardı yüzünü, bazen kaybolan bir sevdadan bir cümle fısıldardı kulağına. Toprağın kokusunu, köyün geçmişiyle birleşmiş bir yağmur damlası gibi hissetti. Yüreği, kasabaya adım atan her yabancı gibi, ona umutla bakıyordu.


Her sabah, her akşam, her adımda o toprağa basan kadının derin bir gücü vardı. Gözleri, yorgun ama kararlıydı. Tıpkı annesinin, bir zamanlar bu toprakları sararak büyütürken söylediği gibi, “Sevdanın en güzel hali, her zorluğun üstesinden gelen yürekte yeşerir.”


Nur’un evi küçüktü ama içi genişti. Her köşesi sabırla örülmüştü. Her duvarda bir sessizlik asılıydı. Yine de, içinde bir eksiklik taşıyordu. Adını koyamadığı bir boşluktu bu. Belki eski bir aşkın yankısı, belki hiç başlamamış bir hikâyenin sesi...


Kasabadakiler onu severdi. Gülüşü sakindi, onu hep sevinçle selamlar, konuşmaları, gülüşleri, yürüyüşleriyle birer nağme gibi büyür, her bir kelimeyi içlerinde yankı yapardı. yürüyüşü sarsılmazdı. Ama kimse onun geceleri nasıl dua ettiğini, sabahları pencere önünde neden hep uzun uzun beklediğini bilmezdi. O, gözlerinin derinliklerinde hep bir şeyin eksikliğini taşıyordu; bir zamanlar kaybettiği, anıların geride bıraktığı bir boşluk.


Her sabah kalktığında, kahvesini demleyip pencere kenarına otururken, aklında kaybolanları arardı. Ne zaman yaşadığı bu eksikliği fark ettiğinde, derin bir nefes alır ve yüreğini her zaman bulduğu tek yere, umutla teslim ederdi.


Bir gün, kasabaya bir yabancı geldi. Sessizdi. Gözleri bir şey anlatıyordu ama dili susuyordu.
Nur’un kahve yaptığı sabahlardan birinde, o adam kapısının önünden geçerken durdu. Ve ilk defa biri, ona susarak bir şey sordu: “Senin içinde ne var?”
O an, kadının gözlerinde bir gökkuşağı gibi renkler belirdi. “Her şeyin ötesinde, her kaybın ardından, her eksikliğin ardından var olan bir şey,” dedi. “Bir umudu tutmanın huzuru, bir sevdanın büyüklüğü


Nur, başını kaldırdı. Gözlerinde kırılmış ama silinmemiş bir ışık vardı. “Bir umudun izi,” dedi. “Ve kaybolmuş her sevdaya yine de bir şans verme arzusu…”


Kadın, tüm kasabaya yayılan bu huzuru, bir toprak gibi içten içe yoğuruyordu. O kayıplar, hüzünler ve eksiklikler birer zenginliğe dönüşmüştü. Sevda, her şeyin önünde bir ışık gibi parlıyordu. Nurdu, kayıplarını hiç kaybetmemişti; çünkü o, kaybolmuş her sevdayı, yüreğinde büyütmeyi bilmişti.


O günden sonra, pencerede artık yalnız beklemiyordu Nur. Göz göze geldikleri anlarda, iki kalbin birbirine dokunmadan da sarılabileceğini öğrendi.
Aşk, bazen sessizlikti. Bazen sadece aynı rüzgârı beklemekti. Aynı gökyüzüne bakmak, aynı yaradan geçmekti.


Geceleri, kasaba yavaşça uykuya dalarken, Nur evinin kapısını aralık bırakır, rüzgarın içeriye gelip kaybolan sesleri getirmesini beklerdi. Her gecede, her sabahda, bir umut daha büyürdü. Yavaşça, kalbinin izini takip ederek, hayatı boyunca kaybolan her şeyi buldu, çünkü umudu asla bırakmamıştı.


Ve bir gün, kasaba ışıklarını yitirip karanlıkla sarıldığında, Nur, kendine söz verdi. Umudun kalbi ne kadar yorgun olursa olsun, bir gün bu kasaba, sevdanın izinde sonsuza dek parlayacak ve sevgi, bir geceyi aydınlatacak kadar güçlü olacaktı.
Nur artık yalnız değildi. Çünkü umudun yanına sevdayı koymuştu.


Ve bil ki ,
Bazı sevdalar göğsüne yaslanmaz...
Sadece gözlerine bakar ve der ki:"Seninle susmak bile şifa. "


Peri Feride ÖZBİLGE
24.05.2025

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Umudun izinde... Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Umudun izinde... yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
UMUDUN İZİNDE... yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
İhalil
İhalil, @ihalil
24.5.2025 20:09:32
Selamün aleyküm sevgili saygı değer çok kıymetli Feride hanim kardeşim, umudun olduğu yerde insanlık var demektir.
Umudun yeşerdiği yerlerde hayat vardır.
Allah, hiç kimseyi umutsuz etmesin! Umutsuzluk insanı karamsarlığa götürür.
Müslüman daim umut var olmalı! Gönlü rahmani umutlarla dolu insanlar cehennem narlarindan azadedirler. İman umuttur.
Rahmani umutları insanı insan eder, belki de insanı sultan eder diyor asrın müceddidi Saidi Nursi hz.
Umut mutluluktur. Umut, yarınlara dair güven ve itimattır.
Umut, daim Bardağın dolu tarafını görmektir. Umut, insanı çarnaçar eden hal ve ahvalin bitmesi demektir.
Umut, güzel görmek, güzel düşünmek ve sayili ömür miadini güzel yaşamaktır.
Umut, yerin göğün sahibine yakınlaşmaktır. Umut nefsin şeytani heves ve arzularına en muhkem gemleri vurmaktır.
Umut, gönlün çorak arazilerini bile Muhammedi güllerle donatmaktir.
Umut, uzakları yakın etmektir. Umut, insanın dudağında uçuk attiran kabusları görmemektir.
Umut, asumani süsleyen yıldızları temaşa ettiğinde, din gününün sahibi tefekkür etmektir.
Umut, tirtılin kelebek olduğunu müşahade ettiğinde, şirin aklını rahmani yollarda kullanmaktır.
Umut, her nefsin mutlaka günü ve zamanı geldiğinde öleceğine şeksiz şüphesiz iman etmektir.
Ne mutlu umutlu insanlara...
Her şey gönlünüzce olsun Allah yar ve yardımcınız olsun Allah sizin ve sevdiklerinizin asil gönlünü her daim umutlarla doldursun.
Son nefesinize kadar umutla yaşayın.








Etkili Yorum
Fikri Kalem Hasan
Fikri Kalem Hasan, @fikrikalemhasan
24.5.2025 03:07:03
Peri Hanım;

Bu metin, umutla yoğrulmuş bir kalbin sessiz direnişini, kayıplarla değil, her düşüşte yeniden ayağa kalkmanın güzelliğini anlatıyor. Nur’un yaşamındaki eksiklikler, aslında içinde taşıdığı zenginliğin, sabrın ve sevginin sembolü olmuş.

Özellikle “Aşk, bazen sessizliktir” cümlesi, yaşamın en derin gerçeklerinden birini yalın ve güçlü bir biçimde ifade ediyor. İnsan ruhunun sessizlikte bile anlam bulabileceğini, bir bakışta, aynı gökyüzüne bakışta dahi sevginin var olabileceğini hatırlatıyor.

Bu hikaye, kayıplarımızla değil, onları nasıl kucakladığımızla var olduğumuzu, umudun ve sevginin en zor zamanlarda bile yüreğimizde nasıl filizlendiğini en zarif şekilde dile getiriyor. Böyle metinler, bize insan olmanın, dayanmanın ve en önemlisi yaşamanın ne demek olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Ellerinize, yüreğinize ve Kaleminize sağlık.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL