Kılavuzu para olana her kapı açıktır. shakespeare
Halukgta
Halukgta

Başörtüsü Konusu Ve Kur'an.

Yorum

Başörtüsü Konusu Ve Kur'an.

2

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

241

Okunma

Başörtüsü Konusu Ve Kur'an.

Başörtüsü Konusu Ve Kur'an.

İslam inancında, kadınlarda başın örtülmesi Kur’an emri midir? Gelin bu soruya, farklı bir yoldan Kur’an’a bakarak cevap arayalım. Önce Kur’an’ın bizlere verdiği hükümleri, nasıl izah ettiği konusuna-yöntemine bakalım Kur’an’dan. Bu konuda sizlere bazı ayet örneklerini hatırlatmak istiyorum ki, sizlerin başörtüsünün Allah emri olup olmadığını düşünürken, referans olsun. Bakın Allah ayetlerini nasıl göndermiş bizlere.

İsra 89: Muhakkak ki biz, bu Kur’an’da insanlara, HER TÜRLÜ MİSALİ ÇEŞİTLİ ŞEKİLLERDE ANLATTIK. Yine de insanların çoğu inkârcılıktan başkasını kabullenmediler.

Hud 1: Elif, lâm, râ. Bu, hikmet sahibi ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından ayetleri önce sağlam kılınmış, SONRA DA DETAYLANDIRILIP AÇIKLANMIŞ BİR KİTAPTIR.

Hicr 1: Elif, Lam, Ra. Bunlar Kitap’ın ve APAÇIK OLAN KURAN’IN AYETLERİDİR.

Araf 52: Çünkü Biz, gerçekten de onlara, inanacak bir toplum için bir doğru yol, içinde bilgiye dayalı AYRINTILI AÇIKLAMALARDA BULUNDUĞUMUZ BİR KİTAP ulaştırmıştık”.

Kehf 54: Andolsun, BİZ BU KUR’AN’DA İNSANLAR İÇİN HER TÜRLÜ MİSALİ, DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK. Fakat insan tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.

Yazdığım ayetlere iman ettiğimizi söylüyorsak eğer, başörtüsü konusunu bu ayetler ışığında anlamalıyız. Yani batıl inançlarımızı yaşayabilmek için, Allah’ın ayetlerini kurban etmemeliyiz. Yukarıdaki ayetler üzerinde dikkatle düşündüğümüzde, Allah ayetlerini detaylı, apaçık, ihtilafa düştükleri konularda yol gösteren, her şey için bir açıklama, HER TÜRLÜ MİSALDEN DEĞİŞİK ÖRNEKLERLE, apaçık delillerle gönderdiğini söylüyor. En son yazdığım ayette ise, aslında hiç unutmamamız gereken bir bilgi veriyor ve bakın ne diyor Kehf suresi 54. ayetinde tekrar edelim. "Andolsun, biz bu Kur’an’da insanlar için, HER TÜRLÜ MİSALİ DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE AÇIKLADIK.

Lütfen yazımızın sonuna kadar bu ayeti hiç unutmayalım, çünkü konu üzerinde düşünmemizde, karar vermemizde yardımcı olacak. Şimdi gelelim konumuza. Müslüman kadınların başlarını örtmeleri farz mıdır? Yani Allah emri midir? Eğer bir kısım din kardeşlerimizin söylediği gibi, başın örtülmesi farz ise, Allah bu emri yukarıda yazdığım ayetler doğrultusunda, Kur’an’da apaçık şüphe duymayacak şekilde tartışmasız bildirmesi gerekir. Çünkü biz ayetlerimizi hiç şüphe duymadan, açık, anlaşılır ve daha önemlisi her türlü misaller, örnekler vererek açıkladık diyordu. Zaten muhkem kelimesinin de anlamı, şüphe duyulmayacak kadar açık ve anlaşılır sağlam, güçlü sözler anlamındadır. DİNİN TEMELİ, ANASI OLAN AYETLERİ MUHKEM BİR ŞEKİLDE GÖNDERDİM DİYOR ALLAH. Başörtü konusunu, bu bilgiler doğrultusunda anlamaya çalışırsak, Allah’ın ne emrettiğini de doğru anlamış oluruz. Kadınların başlarını örtmesi farzdır, Allah emridir diye Kur’an’dan örnek verilen ayetin o bölümünü, alıntı yaparak önce yazalım ve daha sonra üzerinde düşünelim.

"BAŞÖRTÜLERİNİ, YAKALARININ ÜZERİNE (KADAR) ÖRTSÜNLER." Nur: 31

Bu ayette geçen HIMAR kelimenin, başörtüsü mü yoksa yalnız örtü anlamında mı olduğu konusunda, tartışmak istemiyorum. Başörtüsüne delil gösterildiği şekliyle, ayeti yazıp ve bu haliyle anlamaya çalışalım. Çünkü Allah’ın kitabında, bir kelimeye farklı bir anlam dahi verseniz, anlatılmak isteneni asla değiştiremezsiniz. Değiştirmeye kalkanlar, ancak kendilerini avuturlar. Çünkü ne diyordu Yaradan, biz her konuda nice misali, değişik şekillerde Kur’an’da açıkladık. ŞUNUDA AÇIKLAMAK İSTERİM, KUR’AN AYETLERİ O GÜNKÜ TOPLUMUN GELENEK VE YAŞAMLARI DİKKATE ALINARAK GÖNDERİLMİŞTİR Kİ KONU ANLAŞILABİLSİN. GELENEĞİN DİN OLMADIĞINI LÜTFEN UNUTMAYALIM. Buradan da anlıyoruz ki Kur’an, bizzat kendisini anlatan, açıklayan, eşi benzeri olmayan bir rehberdir, nurdur. Ayette verilen emrin, cümlenin yüklemin den, göğüs yani yaka açıklığının, dekoltesinin kapatılması gerektiğini anlıyoruz. Peki, neyle örtün diyor? Ayetin tercüme edildiği şekliyle söylemek gerekirse, o günkü Arap toplumunun iklim yada gelenekleri gereği, başlarına örttüğü örtülerin bir kısmıyla, göğüs açıklığınızı örtün diye anladığımızı düşünelim.

Allah hükümlerimi, açıkça veririm dediği halde, bizler ayette hükmü verilen, yapılması istenen, yaka açıklığının, göğüs dekoltesinin kapatılması dışında, ASLINDA AYETTE, BAŞINDA DOLAYLI BİR ŞEKİLDE ÖRTÜLMESİNİ EMREDİYOR ALLAH, DİYEBİLİR MİYİZ bu ayete bakarak? Çünkü başın örtülmesine delil, bu şekilde gösteriliyor. Dikkat çekici olansa bu ayetten başka, başörtüsünün Allah emri olduğuna dair delil gösterilemiyor, ilginç değil mi sizce. Böyle düşünmek, sorumlu olduğumuz ayetlerin MUHKEM oluşuna da ters düşüyor. Çünkü muhkem ayetler sağlamlaştırılmış, hiçbir kuşku duyulmadan apaçık anlamındadır. EĞER TOPLUMUN BİR KISMI, BU AYETTEN BAŞÖRTÜSÜ EMRİNİ ÇIKARTAMIYOR, BİR KISMI ÇIKARTIYORSA, TOPLUM TARTIŞIYORSA, DEMEK Kİ BAŞIN ÖRTÜLME EMRİ BU AYETTE MUHKEM BİR ŞEKİLDE VERİLMEMİŞ DEMEKTİR. HATIRLATIRIM ALLAH, BİZ AYETLERİMİZİ ANLAYASINIZ DİYE, MUHKEM YANİ APAÇIK BİR ŞEKİDE İNDİRDİK DİYOR.

Diyelim ki bu ayette açık değil de, dolaylı bir emirle Allah, kadınların başlarının da örtülmesin işaret ediyor diye kabul edelim bir an. Bu durumda ne yapmamız gerekir? Yazımın başında unutmamamız gereken bir ayet var demiştim, hatırladınız mı? Madem bu ayette açık değil, dolaylı bir hüküm verdi Rabbimiz, Kur’an’ın başka ayetlerinde, bu hükmü açıklaması, açıkça izah etmesi hükmünü MUHKEM bir şekilde, yani KADIN SAÇLARINI ÖRTMELİDİR diye vermesi gerekir. Bu bilgiyi bizlere veren, Kur’an’ın bizzat kendisidir hatırlayınız.

Kur’an’a baktığımızda, asla hiçbir ayetinde bu konudan bahsetmez, kadın saçlarını örtmelidir demez, bu konuya açıklık getirdiği tek bir ayeti göremezsiniz. Yani kadının başını örtmesine dair, MUHKEM bir ayet yoktur Kur’an’da. Başörtüsüne delil getirilmeye çalışılan konuların hepsi, KELİMELERE FARKLI ANLAMLAR YÜKLEYEREK, aslında bu ayette başında örtülmesi, dolaylı anlatılıyor şeklinde delil gösterilir. Ne yazık ki ayetlerde geçen kelimelere, Allah’ın hiç bahsetmediği, açıklamadığı, izah etmediği anlamları vererek, kendimize Kur’an’dan delil yaratıyoruz. Bu yöntem sizce Allah’ın bizlere önerdiği, Kur’an’ı anlamamız adına, takip etmemiz gereken yönteme uygun mu?

Bu konuyu düşünmeye devam edelim. Diyelim ki Allah göğüs açıklığının örtülmesinde verdiği örnekte, başörtüsü sözcüğünü kullanmışsa, bu emri mutlaka dolaylı da olsa, başörtüsüyle yerine getirmeliyiz. Başka bir yöntemle göğüs dekoltesi örtülürse, ayetin hükmünü tam olarak yerine getirmemiş oluruz, diye düşünenleri bir an haklı kabul edelim. Konumuzun daha açık anlaşılabilmesi için, Kur’an’dan bir örnek vermek istiyorum. Rabbimiz elçisine, Hac konusunda bir ayet indiriyor ve bakın Hacca gideceklerin hangi yollarla gidebileceği örneğini veriyor.

Hac 27: İNSANLAR ARASINDA HACCI İLAN ET Kİ, GEREK YAYA OLARAK, GEREK UZAK YOLLARDAN GELEN YORGUN DEVELER ÜZERİNDE SANA GELSİNLER.

Allah elçisine, o günün toplumunun imkânları ve halkın yaşamında çok önemli yer tutan ulaşım şekliyle ayetini indiriyor ve diyor ki, İSTER YAYA İSTER DEVE SIRTLARINDA Hacca gidin. Şimdi sizlere soruyorum. Hacca gitmek yaya ve deveyle farzdır, motorlu araç veya uçakla gidemeyiz diyen var mı aramızda? Eğer yok diyorsanız, bahse konu Nur suresi 31. ayeti de aynı şekilde, aynı mantıkla anlamalıyız. Buradan da anlaşılıyor ki, Allah’ın ayetlerde verdiği hükümlerini yerine getirmek için, kullandığımız ARAÇ, zamana ve mekâna göre değişebilir, ama HÜKÜM asla değişmez. NUR 31. AYETİNDE AÇIK EMİR GÖĞSÜN ÖRTÜLMESİDİR. BUNU İSTER O GÜNKÜ TOPLUMUN GELENEKLERİNDE OLAN BAŞÖRTÜSÜYLE YAPARSIN, İSTER FARKLI BİR ÖRTÜYLE YAPARSINIZ.

Konunun daha iyi anlaşılması için, daha önce bir yazımda verdiğim örneği tekrarlamak istiyorum. Diyelim ki Allah bir ayetinde, ey iman eden kadınlar, beliniz ve göbeğiniz açıkta kalmasın, onun için giydiğiniz gömleklerinizi aşağıya doğru salın, diye bir ayet indirmiş olduğunu farz edelim. Bu durumda Allah, belin ve göbeğin kapatılmasıyla birlikte, gömleğin de giyilmesinin farz olduğunu emrediyor diyebilir miyiz? Elbette mümkün değil. Hüküm belin ve göbeğin kapanmasıdır. Verilen örnekte GÖMLEK bir araçtır. Araç zamana, mekâna, geleneğe göre değişir, ama hüküm asla değişmez. Allah onun için düşünerek iman edin diyor.

O günde, bugünde Kur’an’ın indirildiği toplumda, kadınında erkeğinde başları zaten örtülüydü. Ama neden örtülüydü? Allah emrettiği için mi, yoksa yaşadığı ortamın, iklimin gerekliliğinden mi? Elbette yaşadıkları coğrafyanın gereği, erkekte kadında başlarını örtmek, kendilerini çöl rüzgârından, sıcağından, kumlardan korumak durumundaydılar. Şimdide geleneklerden yola çıkarak, bu konuyu anlamaya çalışalım. Araplarda kadının başının örtülmesi özgür kadın anlamındaydı. Bir başka deyişle, özgürlüğün simgesiydi. YANİ CARİYELER MÜSLÜMAN BİLE OLSALAR, BAŞLARINI ÖRTMELERİ YASAKTI. Dışarıda gezerken cariyemi, hür kadın mı olduğu belli olsun diye. Cariyelerin Müslüman bile olsa, başlarının örtmesinin yasak olması, Kur’an’ın indirilmesinin tamamlanmasının sonunda da değişmemişti. Bu durumda sizce, Nur suresi 31. ayeti Allah’ın Elçisi, Müslüman olan topluma tebliğ ederken, nasıl tebliğ etmiş olabilir? "EY CARİYELER, MÜSLÜMAN BİLE OLSANIZ, SİZİN BAŞINIZI ÖRTMENİZ YASAKTIR. YALNIZ HÜR KADINLAR BAŞLARINI ÖRTECEK, BU ALLAH’IN EMRİDİR DİYE TOPLUMA TEBLİĞ ETMİŞ OLABİLECEĞİNE İNANIYOR MUSUNUZ? Elbette mümkün değil.

Çok ilginçtir, günümüzde yapıldığı gibi, Allah’ın Elçisinin devrinde ve dört halife devrinde, hadislerde başörtüsü konusunda hiçbir tartışma olduğuna rastlamıyoruz. Hele hele saçın bir telini gösteren kadın günaha girer sözleri, Allah’ın Elçisinin dönemi kadınlarının saçlarının örtme şekli ile hiç örtüşmez. Çünkü Arap kadınları uzun saçlıdır saçlarını örüp, arkasından aşağıya salarmış. Cariyeler arasından, bizlerde Müslüman’ız başımızı örtmek istiyoruz diyen hiç çıkmamış.

Tabiata baktığınızda, hayvan ve bir kısım bitkilerin korunması, örtüsü olsun diye Allah kıllarla kaplamıştır. YANİ KIL BİR ÖRTÜDÜR TABİATTA. İnsanlar içinde aynıdır, kadın ya da erkeğin özellikle başının örtüsü de kıl, yani saçtır. Allah kılı/saçı başımızın örtüsü diye yaratmışsa, o örtüyü de gerekli olmadıkça başka bir örtüyle örtmemizin gerektiğini söylemek, sizce ne kadar doğru olur. İlginçtir Kur’an böyle bir hüküm açıkça vermediği halde, FIKIH inancı, kadının saçlarının örtülmesinin Allah emri olduğunu söyler, ama erkeğin saçından bahsedilmez. Kadının saçı erkeğe namahremse, çekici cinsel objeyse, erkeğin saçının da kadına namahrem olması gerekmez mi? Yorumunu sizlere bırakıyorum.

Bir başka düşünülmesi gereken konu ise, ülkemizde bundan yaklaşık 50 sene öncesine kadar, bugün türban diye örtülen başörtüsü şeklinin olmadığını görüyoruz. Bu sizleri düşündürmüyor mu? Başın örtülmesi bir gelenektir. Bizlerinde güzel bir geleneği. Bunda hiç şüphe yok. GELENEKLERİMİZİ ELBETTE YAŞATALIM, AMA DİNİN ANA UNSURU YAPMADAN. Bir Müslüman’a düşen, din kardeşini Kur’an ile uyarmak olmalıdır. Gerisi herkesin kendisine kalmıştır. Çünkü herkes hesabını kendisi verecektir. İnancında özgürdür, kısıtlanamaz. Allah’ın açıkça haram demediği bir konuda, bazı beşeri kaynaklardan yola çıkarak, ya da atalarımızın itikatlarına delil olsun diye, ayetlerde geçen kelimelerin ardından anlamlar çıkararak, bazı şeylere HARAM diyenleri, bakın Allah nasıl uyarıyor.

Enam 150: Şunu da söyle: "Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin." EĞER TANIKLIK EDERLERSE, SAKIN ONLARLA BİRLİKTE TANIKLIK ETME! Ayetlerimizi yalanlayanlarla ahrete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.

Yüce Rabbimiz, sizlere apaçık ayetler indirdim, düşünün ve nefsinizin ihtirasları ile haramlar edinmeyin diyorsa, sanırım bu konuda çok daha dikkatli olmamız gerekir. Kadınlarda başın örtülmesi Allah emridir diyenler, yukarıdaki ayette Allah’ın ikaz ettiği gibi, kadın saçını kapatmalıdır, göstermesi haramdır diyorsanız, bunun kanıtını da Kur’an’dan, DOLAYLI DEĞİL APAÇIK, MUHKEM BİR ŞEKİDE GÖSTERMELİSİNİZ. Gösteremiyorlarsa, lütfen bunları söyleyenlere itibar etmeyiniz. Büyük vebal altında kalırsınız.

Biliyorum başını örten birçok din kardeşimden, bu yazımdan dolayı tepki alacağım. Benim söylediklerimi, yazdıklarımı lütfen dikkatle Kur’an’ın özünde düşünün ve değerlendiriniz. Amacım başını örten kardeşlerimin, başörtülerini açmaları asla değildir. Buna Rabbimiz şahittir. Amacım geleneklerimizin dinleştirilerek, Allah’ın açık bir emri olmadığı halde, bunlarda Allah katındandır demenin, büyük HARAM, büyük GÜNAH olduğunun anlaşılması adınadır.

Dilerim Yüce Rabbimizden, yalnız Kur’an’ın haram dediğine haram diyen, kendi nefsimizde haramlar edinmeyip, Allah’ın sınırlarını bilen, TAKVA sahibi Rabbin halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Başörtüsü konusu ve kur'an. Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Başörtüsü konusu ve kur'an. yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Başörtüsü Konusu Ve Kur'an. yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ar
Artukbey, @artukbey
12.9.2025 17:20:22
A‘râf Suresi 26. Ayet/8. Cüz
Örtünme..
.. وَلِبَاسُ التَّقْوٰى ذٰلِكَ خَيْرٌۜ ذٰلِكَ مِنْ اٰيَاتِ اللّٰهِ لَعَلَّهُمْ يَذَّكَّرُونَ
Ey Âdemoğulları! Size ayıp yerlerinizi örtecek giysi, süsleneceğiniz elbise yarattık. Takvâ elbisesi, işte o daha hayırlıdır. Bunlar Allah’ın âyetlerindendir. Umulur ki düşünüp öğüt alırlar

NÛR 24:31 Örtünme
Ve de mü’min kadınlara söyle, bakışlarından bir kısmını sakınsınlar1, ırzlarını2 korusunlar. Doğal olarak görünmesi gerekli olanlar dışında, ziynetlerini3 açığa vurmasınlar.4 Örtüleri ile göğüslerini örtsünler.5 Ziynetlerini; kocaları, babaları, kocalarının babaları, oğulları, kocalarının oğulları, erkek kardeşleri, erkek kardeşlerinin oğulları, kız kardeşlerinin oğulları, kadınların tamamı, sağ ellerinin sahip oldukları6, kadına ihtiyaç duymayan erkek hizmetliler, kadınların avret yerlerinin7 henüz farkında olamayan çocuklar hariç, açığa vurmasınlar. Gizledikleri ziynetleri bilinsin diye, ayaklarını vurmasınlar.8 Ey mü’minler! Hepiniz topluca Allah’a tövbe edin. Umulur ki kurtuluşa erersiniz. 1- Kötü niyetle bakmasınlar. 2- “Furuc”lerini korusunlar, yani; mahrem yerlerini, namuslarını, ırzlarını korusunlar. 3- “Yaradılışı itibarıyla sahip olunan, “biyolojik” olarak cinselliği çağrıştıran uzuvlarını. Ayette kast edilen ziynet, bilezik, kolye, gerdanlık vs. gibi takılar değildir. Zira ziynet; anlam olarak, yalnızca mücevherata değil, aynı zamanda ilgi uyandıran, dikkat çeken, cezbeden, değerli olan şeyler de demektir. Kadının, cinselliğini ön plana çıkaran ve onu cazip kılan uzuvları onun ziynetidir. Ayette sözü edilen, “kadının ziyneti”; onun cazip yerleri, diğer bir ifade ile erkekler için ilgi unsuru olan; erkeğin ilgisini çekecek organlarıdır. Ayrıca ziynetin diğer bir anlamı da malla, zenginlikle, makamla, şöhretle, güzellikle bezenerek gösterişli hale gelmek, gösterişli olmak demektir. Ziynet; dünyada ve ahirette insanın onurunu yükselten şey anlamına da gelmektedir; “bu şey; mal-mülk, para-pul, süs eşyası, güzellik, yakışıklılık, sağlık, makam-mevki gibi basit dünya süsü cinsinden şeyler olabileceği gibi, iman, güzel amel, güzel huy, ahlâk, edep, vakar gibi şeyler de olabilir.” 4- Ayette, kadınlardan; doğal ve zorunlu olarak görünenler hariç ziynetlerini örtmeleri değil, açığa vurmamaları, belli etmemeleri istenmektedir. Yani kastedilen şey, bedenin nasıl olursa olsun örtülmesi değil, bu örtünmenin, kadının ziyneti sayılan uzuvlarının belli olacak tarzda olmamasıdır. Özetle, burada kadınlardan istenen şey, iffetin korunmasıdır, cinsiyetin değil, kişiliğin öne çıkarılmasıdır. 5- Kadının başını örtmesi hükmü bu ayete dayandırılmaktadır. Oysaki ayette, bir “hüküm olarak” başı örtmekten söz edilmemektedir. Yani başörtüsü takın, başınızı örtün denmemektedir. Dolayısıyla burada yalın olarak başı örtmeye yönelik bir hükümden söz etmek mümkün değildir. Ancak, Cahiliye Araplarında, hür kadını cariyeden ayırmanın bir simgesi olarak var olan -zira Cahiliye Araplarında erkek köle ve kadın cariyelerin başlarını örtmeleri yasaktı- örfe ve geleneğe dayanan ve zaten var olan başörtüsü ile göğüslerin örtülmesinin istendiğinden söz edilebilir. Ayetin “illeti” yani gerekçesi, başın değil, göğüslerin örtülmesidir. Kaldı ki bunun illa baştaki örtü ile yapılması şart değildir. Zaten ayette “baş” sözcüğü de geçmemektedir. “bi humurihinne” yani yalın olarak sadece “örtüleri ile” sözcüğü yer almaktadır. Bu sözcüğü “başörtüsü” şeklinde isim tamlamasına dönüştürmek, ondan başın örtülmesi hükmünü çıkarabilme anlamına gelmez. Humur, hımarın çoğul formudur. Hımar, salt anlam olarak; “başörtüsü” değil, “örtü” demektir. İsim tamlaması olarak örtüldüğü yere göre anlam kazanır. “Örtü”; masaya örtüldüğü zaman “masa örtüsü” olur, yatağa örtüldüğü zaman “yatak örtüsü”, yere konulduğu zaman “yer örtüsü”, başa konulduğu zaman “başörtüsü” olur. Sözcükler üzerinden konuyu tartışmanın bir anlamı yoktur. Gerekçesi “baş örtmek” olmayan bir ayetten “başı örtme” hükmü çıkarılamaz. Bu hüküm; Kur’an’ın hükmü yerine, kendi anlayışını Kur’an’a söyletmeye çalışan zihniyetin kadına bakış açısının sonucudur. Erkeğin kadına bakış açısının dinleştirilmesidir. Nuzul ortamında, iklim koşullarının bir gereği de olarak, başlarını örten cahiliye kadınlarının, başları açık olsaydı ve ayet onlara başınızı örtün deseydi bu konu tartışma konusu olmazdı. Ve elbette ki yine de göğüslerin örtülmesi istenecekti. Sonuç olarak şunu söylemek mümkündür: Çok yalın ve açık olarak istenen şey, “göğüs yırtmacının örtülmesi” olduğu halde, bunu başörtüsü olarak algılamak “atalar dinini”, öngörüsünü ve Cahiliye Araplarının örfünü, dinin yerine geçirmekten başka bir şey değildir. Kaldı ki sözcük, “başörtüsü” olarak tanımlansa bile, ayette istenen şey “başı örtmek” değil, başörtüsü ile göğüs dekoltesini kapatmaktır. Bu baştaki örtü ile yapılabileceği gibi herhangi bir örtü ile veya elbisenin kendisi ile de yapılabilir. Ayrıca Kur’an’da baş örtme ile ilgili başka bir hüküm de yoktur. 6- “Sağ ellerinizin sahip olduğu” deyimi, “güç yolu ile üzerinde tasarruf etme hakkına sahip olduğunuz” anlamına gelmektedir. Diğer bir anlatımla; antlaşma yoluyla sahip olunanlar, sorumluluğu üstlenilenler, bakmakla yükümlü olunanlar, meşru şekilde sahip olunanlar, üzerlerinde hak sahibi olunanlar gibi anlamlara gelmektedir. Bu deyimle, esas olarak kast edilen şey, bakımları ve sorumlulukları üstlenilerek sahip olunan savaş esirleri ve o günün cahiliye döneminin bakayası/kalıntısı olarak kalan cariyelerdir. 7- Cinselliğin ayırdına henüz varmamış olan. 8- Cinselliklerini öne çıkarmak amacıyla kimi yerlerinin belli olması için kırıtarak yürümesinler.
Doç. Dr. Erhan Aktaş
Ar
Artukbey, @artukbey
12.9.2025 17:16:02
Ne mutlu hz. Muhammed gibi Kur'an-ı rehber edinenlere!
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL