Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
al
alpayda

başlık yok

Yorum

başlık yok

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

174

Okunma

başlık yok


Konyanın Aladdin Tepesi’nin arkasındaki bir kafeye gitmiştim. Ahşap masaları, duvarlarda asılı eski gazeteler ve vintage dekorasyonuyla huzur verici bir atmosferi vardı. Orada onu gördüm. Güzel kumral saçları, güneş ışığı altında parlıyordu. Bakmaya doyamadım. Sanırım ona baktığımı fark etmiş olacak ki, masadan ani bir şekilde kalktı. Korktum, bir şey der diye çekindim. Boynumu yere eğdim, utanıyordum, bir şey de diyemiyordum. Kapı sesini duydum, etrafa baktığımda gitmiş olduğunu gördüm. Yüzünü hiç unutamadım.
Her gün o kafeye gitmek istedim ama olmuyordu, sanki bir şey engelliyordu. Bir vakit buldum ve gittim. Telaşla etrafa baktım, o yoktu. Onun oturduğu pencere kenarındaki masaya oturdum ve beklemeye başladım. Bekledim, bekledim, gözüm kapıdaydı. Kalktım, hesabı ödeyip çıktım. Uzun zamandır bulamadığım bir kitap vardı. Eski gibi görünen ama içinde tonlarca kitap olan, bir kitabevi vardı; oraya gittim. Kitap rafları ahşap ve eskiydi, kitapların kokusu nostalji yaratıyordu. Kitaplara bakarken bir ses duydum:
"Elinizdeki kitabı nereden buldunuz?"
Tatlı ve hoş bir sesti. Arkamı döndüm ve onunla göz göze geldik. O güzel saçları, tatlı bakışı... Elimden kitabı düşürdüm. Bir-iki dakika boyunca bakıştık, o beni süzdü, ben de onu. İlk bozan o oldu:
"Kitabınız düştü."
Kendime geldim:
"Evet, farkındayım," dedim.
Eğilip kitabı aldım ve yerine koydum. Kitaplarımızı aldık ve kafeye geçtik. Kafede, ahşap mobilyalar ve kitap raflarıyla çevrili sakin bir köşeye oturduk. Okuduğumuz kitaplar üzerinden konuşurken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık ve geç olmuştu. Artık dağılma vaktimiz gelmişti, otobüs durağına doğru yöneldik. Aynı otobüse bindik. Benden 700 metre geride oturuyormuş. Onu evine bırakmayı teklif ettim, kabul etti. Otobüsten iner inmez üç köpek bizi kovalamaya başladı. Elini tuttum ve koşmaya başladık. Sonunda hemen evinin bahçesine atladık. Ev ahalisi tabii ki çıktı. Köpeklerin bizi kovaladığını anlattık ve ailesiyle tanışmış oldum.
Ailesi mütevazi, sevecen ve tatlıydı. Babası, babacan bir adamdı. "Genç adam, evin nerede?" dedi.
"Abi, buradan 600-700 metre ötede," dedim.
"Tek başına gitme, gecenin bir yarısı, ben seni bırakayım," dedi.
"Abi, ben giderim, gerek yok," dememe rağmen ısrarla beni evime bıraktı. Otobüste numarasını almıştım. Gece mesaj atıp atmamakta kararsız kaldım. Durduk yere başımıza saçma sapan bir aşk çıkar:
"Sinemaya gitmeye, ele ele tutuşmaya falan kalkarız. İşin yoksa çiçek al, saç tara, parfüm sık. Küsmesi, barışması, ayrılması... Hatta eninde sonunda kaçınılmaz ayrılığı."
Bunları bile bile mesaj attım. O da uyumamış, benim mesaj atmamı beklemiş. O gece uzun uzun mesajlaştık. Sanırım saat 4’e kadar sürdü. Onun sınavı vardı, benim ise Ankara yolculuğum. Hızlı tren sabah 6’daydı. İkimiz de birkaç saat uyuduk. O sınavına aceleyle yetişti, ben ise trene. Gezmeyi seven biriyim, ondan sonra buluşmalar, sınavlar derken zaman geçti. 2-3 ay sonra aramız çok iyiydi. Flörttük. Aslında en başından beri öyleydik.
Her ince detayını, gülüşünü, gözlerini, saçlarını biliyordum. 2 hafta sonra bir planım vardı. Yarıyıl tatili için İstanbul’a gitmek istedim. Onu da davet etmek istedim. Tabii ki ailesiyle yakındım, o da benim ailemle. Ona teklif ettim, ailesiyle de görüştüm. Günübirlik sonuçta. İkimiz de ilk defa gideceğiz. Meraklıyız, nasıl bir yer, ne olacak, başımıza bir şey gelir mi? Yola çıktık. Yolculuk 5 saat sürdü. Hızlı trenle 10:30 gibi İstanbul’daydık. Birkaç yerin planını yapmıştım ama plana göre olmadı, kafamıza esen yere gittik. Onun bu deli dolu halini seviyordum ve bende de vardı bu huy. Bazı kitabevleri eski olan, öyle vakit geçirdik, yemek yedik. İstanbul çok güzeldi. Gittiğimiz mekanlar huzurlu ve sevecen kişilerle doluydu. Çok mutlu geçti. Aslında benim İstanbul’um oydu: İstanbul olarak onu izledim, konuşmasını, hayallerini. İstanbul’u gezmek bahaneydi.
Sonra tekrar trenle Konya’ya döndük. Onu evine bıraktım, sonra ben de evime geçtim. Sosyal medyayı az kullanıyordum. Birkaç fotoğraf paylaştık. Onun da azdı takipçi sayısı. Sevgili olmuştuk. Her günümüz birlikte olmasa da boş vaktimizde buluşmaya zaman ayırmaya çalışıyorduk ve oluyordu. Sonra uzaklaşmaya başladık. Hayatlarımız hakkında çoğu şeyi biliyorduk. Sorgulamaya başladım. Neden uzaklaşıyorsun? O inkar etti. Bir süre sonra kaçınılmaz son olan ayrılığa geldik.
Aradan 1-2 ay geçti. Toparlanamıyordum. Ortak bir arkadaşım fotoğraf attı, sevgilisi varmış. Çocukla fotoğraflar paylaşıyordu. Sadece şunu yazdım:
"Bunun için mi idi?"
Sonrasında engel attım. Kafayı yemek üzereydim. Hala onu seviyordum. Bir şekilde hayatıma devam etmeyi başardım. İşe güce odaklandım. Bu biraz rahatlatıyordu. Sakin kalmamı sağlıyordu. Bazen kendi kendime konuşuyordum. Öyle geçti günlerim. Uzun süre çarşıya çıkmadım, belki 4-5 ay. Günlerin önemi kalmamıştı, saymak da istemiyordum.
Bir arkadaşımın doğum günü vardı. Zorla çıkarttılar beni. Hediye aldım, polisiye bir kitap. Sonrasında onunla buluştuğumuz yerlere gittim. Gece sanırım 21 ya da 22 sularıydı. Onu ilk gördüğüm yere gittim, oturdum, biraz düşünceliydim. Elimde bir kitap okuyordum, yarım saat olmak üzereydi. Kapı açıldı, nahoş bir koku geldi. Onun kokusuydu. Başımı kaldırmak istedim ama yapamadım. Sonra bir masaya oturdu, yanında o çocuk vardı, tam bir dallama. Donup kalmıştım, sadece bakıyordum. Mutlu olup olmadığını bilmiyordum. İçimden "Mutludur, umarım," demek geçti. Gece 23:30 olmak üzereydi. Beni gördü, sadece bir bakış attım, gülümsedim ve hesabı ödeyip kalktım. Otobüs durağına doğru yürüdüm, binip binmemekte kararsızdım. Aynı otobüse bineceğimizi iyi biliyorduk. Denk gelmemek için biraz uzakta kalacak bir otobüse bindim ve eve gittim. Konuşulacak çok şey vardı ama kaçmayı tercih ettim. Bilmemek daha mutlu ederdi belki.
2. kısım


eve gittim uyudum sabah olmuştu sanırım kötü bir gün deildi kafa izni yapmak istiyordum bitkin bi halde idim o günüm düşünmekle geçti beynimde bir kurtçuk var aklımı kemiriyor sonra bi ayıptır söylemesi bi mangal planı yaptım arkadaş ortamımdan 2 kişi çağırdım bahçeye geçtik tavuğumuzu aldık saat 19 civarı ben rakı da almıştım dertliyim sözde rakıyı pek sevmediler açıkçası benimde ilk içişim olcak rakıyı 35 lik bi rakı abartmak istemedim birisi zaten içmiyecekti diğer arkdaşta beğenmedi hepsini tek başıma içtim kafam güzeldi yalan söylemeye gerek yok kafam dönüyor farkındayım gece 12 oldu sayılır yavaştan toparlandık ve 1 gibi evlere dağıldık kafam biraz yerinde idi az çok kontrol edebiliyordum bi anda onun evinin önünde idim telefona baktım 2 gibiydi sanırım yada 2 yi geçmişti kapısının önünde sanırım 2 saat bekledim sonra evime gittim uyumuşum öğlene kadar sonrasında uyandım saate baktım ve kalktım düşünüyordum sadece sonrasında ise çarşıya bi tane roman türünde kitap almaya gittim ardından kütüphaneye orda biraz oyalandım sonra bi anda gözlerimi bi anda bi koltukta açtım bayılmışım farkında bile deildim bı kız farketmiş sanırım bayılcağımı tabi hiç görmedim o kızı kim olduğunu merak ettim hatta bulmak için çabaladım ama nafile bulamadım bi teşekkür etmek ister insan aradan 2 yada 3 gün geçti sanırım sosyal medyaya girdiğimde bi mesaj vardı tanımadığım yabancı bir hesaptı yazı işe şuydu

ee baygınmısın hala ?
yazdım anlamadım dedim
aradan 2 dk geçmemiştiki tekrar bir mesaj
sen kütüphanede bayılan çocuk deilmisinnn?
Evet oyum ama sen. Sen yoksa o kızmısın
Evet dedi
Sonrasında nasılsın muhabbetleri klasik tanışma muahabbetleri geçti profil fotoğrafı yoktu aslında merak ta ediyordum doğamızda var 3 ay ergence yazıştık tarih seviyormuş benimde okumayı sevdiğimi biliyor tarih konusunda baya bi konuştuk tarih hiç bitmeyecek gibi geliyor ya aslında bitebiliyor bilginiz olsun bu konuda 3 ay boyunca konuşurken onun tarihe ilgisinden baya hoşlanmıştım hatta ondan hoşlandım 3 ay boyunca yüzünü görmediğiniz birine aşık olabilirmisiniz bilmem ama ben olmuştum sonra onu dışarda buluşmaya davet ettim kabul etti kendisi belirledi mekanı sonrasında oturdum onu beklemeye başladım biraz erken gelmiştim heycanlıyım her kapı sesini duyduğumda kapıya bakıyordum sonrasında kafamı başka yöne çeviriyordum bi mesaj geldi ee kafeyi beğendinmi diye bir mesaj şakacı olduğunu biliyordum deli dolu bir kız sonrasında onu bulmaya çalıştım 1 soru hakkım olduğunu söyledi cafe biraz yoğunlaşmıştı 1 soru hakkım var nasıl kullancağımı düşündüm çift olanları zaten eledim biraz renkli giyinmiştir diye düşündüm sadece saçının hangi renk olduğunu sordum ya sen bulursun cevabı geldi bi sarı koyu mavi olan saçı kız vardı oraya doğru yöneldim arkası dönüktü omu deilmi risk li bi durumdu elbette ama şansımı denemek istedim merhaba ondan da bi yanıt merhaba sesini zaten az çok biliyordum o olduğundan emin oldum sesini tarif edemiyorum ne çok ince ne çok kalın onunla sadece yarım saat sohbet ettik bilardo oynamayı teklif ettim kabül etti bu kıza aşık olmaya başlamıştım çok tatlı çok sevecen yardım etmeyi bilen nazik birisi bir elmas gibi ama türünün tek örneği buluşmalar derken sevgili sevgiliden sonra ciddiye bindi işler ailesi ile tanışmalar oda benim ailemle tanıştı beraber eğlendik gezdik tozduk oda beni seviyordu aşıktık birbirimize gerçek aşk zor günümde yanımda oldu bende onun ailesi ile tatile gitmeler benim ailemle gitmeler derken 2. Yılımıza geldik diyebiliriz ben yemek yemesini seven birisiyim oda aynı şekilde ben yemek yapmasını da ondan öğrendim diyebilirim ha ama et konusunda da ben tüyolar veriyordum onun üniversite hayatı bitti mezun oldu iş sahibi ankaradan iş teklifi geldi ailelerden izin alınıp gidildi biraz büyük bi yer bizim için bi ev tuttuk o çalışıyor ben çalışıyor zaman hızlı geçti 3. Yılımız da idik eğlenmek istedik 1 senin yoğunluğu kafa izni yapmak istedik bi tatil yapalım dedik ve rize tarafına hiç gitmemiştik rize ye bi yolculuk yapmaya karar verdik yola çıktık gezdik tozduk eğlendik ankaraya tekrar geldiğimizde hasta durumda idi ikimizde duruumun ciddi olduğunu düşünmüyorduk yorgunluk filan olur böyle dedik aradan 2 hafta geçti hala aynı durumda hastaneye gittik kanser dediler ikimizde şok içinde donup kaldık işlerime ara verdim onun yanında oldum konyaya geri taşındık aile evlerine döndük bu durumu daha iyi atlatmak için onada ailesi moral olur hem benim ailemde bi süre onlarda kaldım sonra aile evime geçtim bu durumu zor bela atlattık her gün yanında oldum olmasam bile her hafta en za 4 gün yanında idim ardından evlilik filan derken 7 sene geçmiş 7 sene az deil neyse bunu kutlamaya bi mekana gitmiştim bir anda onu gördüm ve beni bıraktığı çocuk hala ayrılmamışlar hatta çocukları bile olmuş evlenmişler hayatına devam etmiş gece hakkında konuştuk uzun bir geceydi benim için bende evlendim vs muhabbetler derken gecenin sonunda ayrıldık bidaha konuşmadık iki yabancı olarak kaldık benim başıma gelen en güzel şey sanırım şuan hayatımda olan kişinin gelmesi

Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Başlık yok Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Başlık yok yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
başlık yok yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
18.5.2025 21:40:37
Beğeni:
1
Okunma:
174
Yorum:
0
BEĞENENLER
SON YAZILARI
POPÜLER YAZILARI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL