4
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
518
Okunma
OSMANLI, BENİM ATAMDIR DİYENLER!
Öncelikle şunu söyleyeyim. Osmanlıyı inkar etmemekle birlikte, HANEDANLIK İLE, DEVLET tanimlarının birbirinden çok farklı anlamlar tasıdığını belirterek söze baslayayım.
O ata dediğiniz, halkın iradesinden ziyade Sultan’ın, Han’ın iradesiyle kurulmuş bir aile imparatorlugudur! Halk iradesinin olmadığı bir yönetim ise, devlet değildir. Çünkü mülkiyet Sultan ya da Han’a aittir! Halkın emek yoğun çalışıp kazandığına bir anda el koyarak, kişisel haklar yok sayılır, halk Sultan’a veya Han’a bağlı bir tebaa olarak gorulurdü! Bu sebeple kendi iradesini, halkın iradesinin üstünde tutan bir yönetim şeklinin basındaki zat benim atam sayılamayacağı gibi, olsa olsa ben erki elinde tutanın tebaası olurum!
Osmanlı bizim atamızdır diye Atatürk’e hakaret edenler ise, Atatürk’ün Bursa’da iki kız çocuğu hiristiyan oldu diye Amerikan kolejinin kapattıktan sonra, sokağa bıraktığı azman itleridir!
Osmanlı bizim atamizdır diye Atatürk’e hakaret edenler, mubadeleyle Yunanistan’a gonderdigi Pontuslar, Rumlar ve pontusların, Rumların Türkiye’de kalan seks artıklarıdır!
Osmanlı bizim atamizdır diye Atatürk’e hakaret edenler, Atatürk’ün kapattığı mason locasının ensesi kalın dobermanları, ve o dobermanlarin eğlence masalarında peydahladığı seks artıklarıdır!
Ve
O atamız dediğiniz Osmanlı var ya, O aile hanedanı, O, halkını tebaa olarak gören atan, bir ırkın kimliğini, mayasını oluşturan dili, arapça ve farscayla sana dilini unutturmuşlar!
Ayrıca O atalarınız, yine arapça bir sözcükle, (tebaa) halkı, vatana değil, kendisine (Sultan) sadakat göstermeleri şartı vardı. Oysa cumhuriyet yönetiminde, Halkın iradesi, devleti yönetenlerin iradesinin üstündedir! Bu yüzden, Osmanlı bir devlet değil, bizzat aile hanedanlığı idi!
Uyruk ( Bir devlete vatandaşlık bağı ile bağlı olmak durumu.)
Tebaa Kime Denir?
Tebaa, vatandaşlık ya da yurttaşlık kavramından çok farklıdır. Çünkü tebaanın vatandaşlık ve ya yurttaşlık hakkı bulunmamaktadır. Bir krala, sultana ya da padişaha bağlıdır. Bu sebeple tabi olmaktan çok farklı anlam ve haklar içeren yurttaşlık kavramına pek uzak bir kavramdır.
Tebaa, bir devletin hükümranlığı altında bulunan kimseleri tarif eder. Fakat doğrusu bir devlete değil daha çok kral, sultan ya da bir şekilde tek başına monarşik bir biçimde egemenliğini sürdüren kimseye bağlı olarak yaşayan halk kesimini anlatır.
Yani Türkçe, Osmanlı’nın gazabına uğramış.
İşte ispatı, işte örneği.
Yaklaşık 200 yıl önce Osmanlı’da yazılmış bir kitabın önsözü;
"Amed-i medid ve ahd-i ba’iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu’ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti’daddan..."
---------
Aşağıdaki metin ise, bin yıl önce yazılmış IRK BİTİG den bir paragraf.
"Ala atlı yol Tenggri men yarın keçe esür men otru eki yılıg kisi oglın sokusmıs kisi korkmıs korkma temis kut bergey men temis, ança biling; edgü ol."
Bu da günümüz Türkçesi;
Ala atlı yol Tanrısı ben. yarın gece eser ben. Karşıda iki yılık kişi oğluna sokuşmuş (yanaşmış), kişi korkmuş, korkma demiş, kut vereyim ben demiş. Anca bilin, iyi o.
Şimdi bilmek isterim. Atanız kimdir? Sizin iradenizi bile kendi elinde tutan osmanlı mı? Yoksa sizin iradenizi herşeyin üstünde tutan, Cumhuriyetin kurucusu yüzyılların lideri Mustafa Kemal Atatürk mü?
Efkan ÖTGÜN
5.0
100% (3)