Ne yazik ki, vücudun çökmesi, zekanın olgunluk zamanına rastlar. ahmet haşim
turgaykurtulus
turgaykurtulus
VİP ÜYE

İnsan Ruhunun Derinliklerinde Bir Yolculuk

Yorum

İnsan Ruhunun Derinliklerinde Bir Yolculuk

( 6 kişi )

6

Yorum

21

Beğeni

5,0

Puan

376

Okunma

Okuduğunuz yazı 17.5.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
İnsan Ruhunun Derinliklerinde Bir Yolculuk

İnsan Ruhunun Derinliklerinde Bir Yolculuk

Acı, insan olmanın kaçınılmaz bir gerçeğidir. Bedenin ve ruhun derinliklerine işleyen bir his, bazen bir kayıpla, bazen bir hayal kırıklığıyla, bazen de kelimelere dökülemeyen bir boşlukla kendini gösterir. Onunla tanışmak için illa büyük felaketler yaşamak gerekmez. Günlük hayatın içinde de kendini hissettirir; bir dostun ihanetinde, bir hayalin yarım kalışında, bir sevdanın soluşunda... Ama acının bir dili vardır ve onu anlamak, insanın kendini anlamasıyla eşdeğerdir.

Acı çekmek, çoğu zaman bir zayıflık göstergesi gibi algılanır. Oysa, insanı en çok büyüten deneyimlerin içinde hep bir parça acı vardır. Bizi değiştiren, dönüştüren, derinleştiren odur. İnsanoğlu, en çok acıyla olgunlaşır. Bu yüzden, onunla savaşmak yerine onu anlamaya çalışmak, ondan öğrenmek gerekir. Çünkü acı, içinde büyük bir bilgelik barındırır.

Bazen hayat, insana ağır gelir. İçindeki boşluk büyür, geçmişin gölgeleri peşini bırakmaz, gelecek ise belirsizlik içinde kaybolur. İşte tam o noktada, acıyı bir düşman olarak görmek yerine bir rehber olarak kabul etmek gerekir. Çünkü o, insanın içine dönmesini sağlar. Yaşanan her zor an, insanın içindeki gücü keşfetmesi için bir fırsattır.

Kırılganlık, çoğu zaman bir zaaf gibi görülse de, aslında en büyük cesaret göstergesidir. Kendini açmak, duygularını ifade etmek, korkularınla yüzleşmek, yara almaktan korkmadan sevmek… Bunlar, insanın en güçlü yanlarıdır. Çünkü acıyı yok saymak onu ortadan kaldırmaz, sadece erteler. Ama onunla yüzleşmek, insanın kendi gerçeğini bulmasını sağlar.

Modern dünya, acıyı saklamayı, onu hızlıca tüketmeyi öğütler. “Görmezden gel, yok say, unut” der. Ama acıyı bastırmak, onu daha da derinleştirir. İnsan, onu yok etmeye çalıştıkça, aslında ona daha da bağımlı hale gelir. Oysa, acıyla sağlıklı bir ilişki kurmak mümkündür. Onu kabullenmek, anlamlandırmak ve ondan öğrenmek, insanın ruhsal dayanıklılığını artırır.

Büyük düşünürler ve yazarlar, acıyı hep insan ruhunun temel yapı taşlarından biri olarak görmüşlerdir. Nietzsche, "Beni öldürmeyen şey, beni güçlendirir" derken, aslında acının dönüştürücü gücüne işaret eder. Rumi, “Dert, insanı yok etmez; pişirir, olgunlaştırır” derken, acının insanı nasıl yoğurduğunu anlatır.

Peki, acıyı nasıl anlamlandırabiliriz? Öncelikle, onunla barış yaparak. Kaçmak yerine onun içinde durarak, hissettiklerini inkâr etmek yerine onlara isim vererek, iyileşmek için zaman tanıyarak...

Acı, hayatın bir gerçeği ama tek gerçeği değil. Mutluluk da var, sevgi de, dostluk da, umut da… İnsan, ne sadece acısından ibaret ne de sadece sevinçlerinden. Önemli olan, acının içinden geçerken kendini kaybetmemek, ondan öğrenerek ilerlemek. Çünkü hayat, her şeye rağmen yaşamaya değer.

Turgay Kurtuluş

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (6)

5.0

100% (6)

İnsan ruhunun derinliklerinde bir yolculuk Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz İnsan ruhunun derinliklerinde bir yolculuk yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İnsan Ruhunun Derinliklerinde Bir Yolculuk yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
18.5.2025 20:58:47
Ben acıyı şiire uygulayanlardanım. Acı çekmeyen yazar ,şair belirli kavramları en üst şekliyle yansıtamaz. Çünkü uyarlamakta ,yaratmakta olduğu kavramların mücadelesini vermemiş , bu yolla acı çekmemiş bir kişi nitelikli işler yaratamaz. Güncel hayat içinde acı bir olgunlaşmanın , aslında gerçeğin uyanışın kendisidir. Acı çekmenin özgürlük olduğu olgusundan , acı çekmeyenlerin ,acı çekmekten korkan nesil içinde soruların olduğu açık. Net bir şekilde deneme sorularını da açık...
ayşe1
ayşe1, @ayse1
18.5.2025 16:33:51
5 puan verdi
Ben de şiir kitabımda "acı olgunluğun meyvesi" demiştim.
Her insan acıyı tadar, yaşar ama onu nasıl yöneteceği, onun aydınlatmasıyla geleceğini nasıl yönlendireceği eğitim, çaba ve sabrın müşterek becerisi veya yenilgisi.
Yazınız mükemmeldi.
Takdir ve tebriklerimle.
Etkili Yorum
andelip
andelip, @andelip
18.5.2025 11:49:11
İnsanoğlunun acı gerçeğini yazmışsınız kıymetli hocam.
Acı, ruhun en ıssız gecesinde yankılanan sessiz bir çığlık gibidir.
Ne tam anlamıyla dile gelir, ne de bütünüyle susar.
Kalbin duvarlarına çarpa çarpa büyür; gözyaşı olur, sitem olur, bazen de kelimelere sığamayan bir ağırlık hâline gelir.
Acı, bir gülün soluşunda saklı hüzündür; bir annenin boş beşiğe bakarken iç geçirmesi,
bir âşığın vuslata erememiş duasıdır. Zamanla yarası kabuk bağlasa da izi şiir olur, sızısı hatıra.
Sessizlikte yankılanan bir feryattır; görünmeyen ama hissedilen, anlatılamayan ama anlaşılan bir duygudur...
Tebrik ediyorum
neneh.
neneh., @neneh-
18.5.2025 10:42:43
5 puan verdi
Muhteşemdi.Hayat acısıyla tatlısıyla birlikte sunuluyor.Kutluyor ve Üstadı selamlıyorum.Saglıcakla.Saygıyla.
Hüma Efkan
Hüma Efkan, @humaefkan
18.5.2025 10:29:35
Acı çekmek insanı olgunlaştırır mı?

Kimilerine göre evet, kimilerine göre ise, hayır.

Bana göre ise, acı çekmek hoş bir duygu olmamakla birlikte, çıkarımlar yapmanız halinde, eğitici bir yönü vardır.

Bu yüzden; insan, acı çekmemiş olsaydı, hiçbir derinlik, alçakgönüllülük ve şefkatli olmayı kazanamazdı.

Çünkü acı çekmek, talepkâr olan ilkel benliğimizi (ID) hırpalayarak kabuğunu çatlatır ve haslet duyduğumuz ikili ilişkiler ve toplumsal yaşamda, insan olma bilincini artırır!

Efkan ÖTGÜN
16 Ocak 2023
Etkili Yorum
Burakz
Burakz, @burakz
17.5.2025 18:21:11
Hem ruhsal hem de düşünsel katmanları olan, insanın iç yolculuğuna ait yazınızı tebrik ederim.

saygılar.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL