1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
481
Okunma
COĞRAFYA VE ÖZGELİŞİM 6
Sevgili Özgelişim Yolcusu dostum,
Bir güzel konuşmadan sonra sorulan soruların çok olması bizi o kadar mutlu etti ki, günlerce bu sorulara bu köşede cevap vererek sadece soranları değil, bugünlerde ve yarınlarda o soruların cevabını merak edenler için köşe başlarına yazı olarak, cevap olarak, serpelim de , bu bilgiler ekin gibi boy vererek gelecek nesillere de gıda olsun değil mi ?
04. Mart.2025 günü Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen edebiyat Fakültesi Coğrafya bölümü 2. Sınıf öğrencilerine Doç.Dr. Hüseyin Mertol’un daveti ile verdiğimiz “Coğrafya ve Özgelişim” konulu konuşmamızın soru cevaplarına devam ediyoruz. Güzel yürekleri ile güzel sorular soranlara teşekkürler ve selamlarımızla. Bu yazlar aynı zamanda güzel soruların güzel yazılar meydana getireceğinin de ispatı değil mi ?
O halde soruları cevaplamaya devam edelim.
SORU-Kişisel Gelişim için ne tür kitaplar okumalıyız?
Etkili İletişim Kurmanın yolları nelerdir? (Ela Özgül)
CCEVAP- Ben daha önce belirttiğim gibi bu bilgilerimi hep okumaya ve okuduklarımı gücüm oranında uygulamaya çalışmaya borçluyum. Bu yıllarca hatta 30 yıl boyunca devam ettirdiğim, dergiler, kitaplar, köşe yazıları , okullarda konferanslar , kişisel sohbetler ile daima devam etti. Şu anda anlatırken bile sizlere öğrendiklerimi tekrar ederek pekiştirmenin gayretindeyim. Ve mutluluğunu yaşıyorum. “ Öğretirken öğretmek” diye bir deyim vardır. Bu söz bunu açıklar işte.
Dikkat ederseniz çok bilen değil , bildiklerini güzel anlatan, etkili anlatan, samimi anlatan özü sözü bir olan öğretmenlerinizden daha çok şey öğrenirsiniz. Birikim önemli. Kişisel Gelişim de böyledir. Hem okuyacak, hem dinleyeceki hem tanıştığımız herkes ile iletişimi devam ettirerek öğrenmeyi sürekli hale getireceğiz.
Ama bu tür konuşmalarda salonda 40 kişi varsa bunu yapan ya bir ya iki kişi olur. Yani iletişimi sürekli hale getirmek için çalışan. Başka arkadaşlarına ya anlatılmaz ya da dinlayen iletişimi geliştirmek istemez. Bu da bireyin gelişmesine engel olur.
Sizler , okulunuza konuşmaya gelen kişisel gelişim konuşmacıları ile gerek yüzyüze gerek sosyal medyadan her zaman iletişimde olarak bu yönünüzü geliştirmeye bakarsanız etkili iletişim içine girdiğinizi greceksiniz. Önemli olan ilk adımı cearet ile atarak bunu devam ettirmek. Sizler bunu yapacak güçtesiniz. Ben buna inanıyorum. Ama mutlaka cesaret ve gayret etmek de gerekir ama.
Şahsen ben yanımıza gelenlere kitap hediye etmekten, önermekten sohbet etmekten zevk duyuyorum.
Güzel sorunuza çok teşekkür ederim Ela.
SORU- Engel durumunuz ortaya çıktıktan sonra ne hissettiniz ve sizi okumaya ve kendinizi geliştirmeye yönlendiren durum nedir ? (Halime Betül)
CCEVAP- Aniden işitme engelli olunca okulun tavsiyesi “işitme Engelliler okulu” Ama ailem benim sağır dilsiz okuluna gitmeme karşıydı. Ben konuşuyordum ve o okullarda çok kişi konuşamıyordu. Okulu ailem ikna etti ve ben okuluma devam ettim. Ortaokulda hiç sınıfta kalmadım. Bu da başarılı olacağımın bir ispatıydı ve ben lisede sınıfta kaldım ama sınıfın yarısından çoğu da kalmıştı. Ben 2 sene daha dışarda kalınca bir gün “oku” emrinin şiddetini hisssettim ve bu emrin sadece dinle alakalı değil, aynı zamanda hayatı kolaylaştırmak için çaba harcamak ile de alakalı olduğunu anlayınca durmadan okumaya başladım. Desrlerle alakalı olsun ya da olmasın. İlçede bir halk kütüphanesi yoktu. Çevremdeki insanların kitaplıklarından, babamın aldığı kitaplardan babamın devamlı okuduğu Tercüman Gazetesi ve eklerinden o zaman çok faydalandım. Bir de baktım artık sınıfta kalmıyorum. 1986 yılında lise sonda 18 kişiyiz. 17 kişi sınava girmiş ve bunlardan 6 sı kazanmış. Baktım ben 6. Kişi içinde 3. Sıradayım. İlçe 3. Demek .O sene tercihleri yüksek tutunca açıkta kaldık. Br sene daha sınava girince Hayal bile edemediğim İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini kazanmışım. Annem şaka sandı. Yanlışlık vardır dedi. 13 amca çocuğu içinden ilk defa biri işitme engelli Üniversite kazanmış ve tabuları, önyargıları ayaklar altına almıştı. “Bu sefer de okulu kazandı ama bitemez okulu kazanmak başka bitmek başka “ dediler ve ben liseden daha büyük başarı ile tamamladım İstanbul Üniversitesinin muazzam kütüphanesi , Beyazıt Devlet Kütüphanesi beyazıt Millet kütüphanesi, şöyle geriye doğru 40 sene baktığımz zaman muhtaşem bir zenginliğin içinde Üniversite tamamlamışım. Oku emrini bence her genç ciddiye alsın “Okumakla Var oldum” kitabımı boşuna yazmadım mesela. Okuyanlar oku emrinin muhteşemliğini bu kitapla daha iyi anladık dediler mesela. Bu kitabı tüm Üniversitelilerin okumasını isterim. Tam da sizin sordugunu sorunun cevabı 240 sayfa boyunca anlatılıyor.
Güzel soruna teşekkürler Halime.
SORU- Anlattıklarınız için teşekkür ederiz.
İlk kitabınız yayınlanlandıktan sonra neler hissettiniz. (Barış Yelşilyurt)
Cevap – Hiç unutmam ilk kitabım “ sessiz Dünyadan Esintiler” yayınlandıktan sonra bir akşam üzeri kargodan , düğüne gitmek üzere iken almıştım. Kitabı ilk elime aldığımda 2006 yılında ve 39 yaşında iken heyecandan ve sevinçten bindiğim halk otobüsünde nerede ise bayılacaktım. Düğün yapılan bahçeye gidene kadar heyecanla yermde duramadığımı hatırlıyorum. Arkadaşımın düğünü idi. Kitabı bebek gibi düğün boyunca elimde tuttuğumu sıcaklığını ve sevgisini hissettiğimi halen hatırlıyorum. 7. Kitabım yayınlandıktan sonra bile o heyecean halen var. İlk kitap heyecanını unutmadım yani.
Bu yüzden ilk kitap heyecanını anlıyorum. Hatta o kitabı 9. Cumhurbaşkanımız Süleyman Demirel’e kargo ile yollamış ve teşekkür mektubu almıştım. Yerel basın haber yapmıştı.
Yıllar sonra bu kitabı ilk çıktığı zaman , hediye ettiğimiz okuma yazma bilmeyen yaşlı amcalarımızın, o kitabı torunlarının miras bıraktığını öğrenince sevincimiz daha da artttı. Yıllar sonra bile tıp Fakültesi hocalarının o kitabımız için “ beni en çok o kitap etkiledi” demeleri de gerçekten mutluluk vermişti bana. Halen de kitabı okuyan, bana ulaşan faydalanan insanların olması mutluluk verici. Çok satmasından daha çok etkili olması bizi mutlu etti.
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişim işte böyle bir şey. Sana soru sorarlar, o soru seni heyecanlandırır, duygulandırır, daha güzele daha iyiye yönlendirir. Mutluluk verir. Soru soran gence özgüven verdiğinin soru sorma fırsatı verdiğinden farkına varırsın. Onların gelişmesini, seni ziyaret etmesini yeni sorular sormasını beklersin. Onlara soru sordukları zaman verdiğin hediyelerden verirsin. Tabii ilgini suistimal etmeden ve yanına isteyerek heyacanla öğrenmek için gelenler için geçerli bu .
Sevgili Özgelişim yolcusu dostum,
Özgelişim işte insana kendini değerli hissettirir ve O’na değer veren ve davet eden insanlara sevgi ve saygı duyar. Doç.Dr Hüseyin Mertol’a duyduğumuz sevgi ve saygı gibi. Bunu herkes anlamaz ve zaten herkesten beklenmez. Davet edenler sağ olsunlar . Değer verenler değer görsünler...
5.0
100% (1)