Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. hepsini kendimiz yapacak kadar bol zamanımız yok. grucho marx
Hamdiye Hatipoğlu
Hamdiye Hatipoğlu

Duygusal yoksunluk ve kadın

Yorum

Duygusal yoksunluk ve kadın

3

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

213

Okunma

Duygusal yoksunluk ve kadın

Duygusal yoksunluk ve kadın

"Yakışıklı kedoşumun konuyla ilgisi yoktur, canlar"
_
Bencil, saygısız ve empati yoksunu..

Var mı sizin de çevrenizde böyle birileri?
Belki ailen de, belki, komşu belki okulunda kısaca toplumun çoğunluğunda.

Hep karşılaşılır hayatın her alanında.
Ama en çok yaralayan’ı ailede gördüğüdür, çocuğun. Öyle derin öyle sessiz işler bunu yüreciğine.
Hep birşeyler eksik kalır, o da bilmez nedenini .

O çocuk yaş alır, yıllar geçer .
Büyürken, düşünceleri de gelişir. Başka aileler, insanlar ve davranışlar görür.
Kitaplar okurken, hayatı inceler durur.
Sonra bakar ki, eksikliğini hisettiği şeyler karşısında. O duyguları işler bir bir.

Ailesiyle ne zaman bir araya gelse, huzursuzluk vardır içinde, boşluk ya da başka birşey, var işte bişeyler.
İçindeki bu iç sıkıntısının sebebini, duygusal yoksunluktan olduğunu geç fark eder.

"Saygı" olmassa olmazımdır, der. Bakar geriye, gözleri buğulu; anne ve babasının birbirlerine olan saygısızlığı gelince aklına, içi burulur. Bu saygısız ortamda ona saygı duyulabilir miydi ?
Ah be çocuk ah!

Peki ya empati!
Saygı empati’ye hayran hayran bakarken, önemseyen bir kalp çıkagelir.
Evet saygı empatsız olmaz, olamaz.
Kendini geliştiren ve farkındalığı olan bir beyin, yanlışı ve doğruyu ayırd edebilir.
Tabi bu araştırmaya ve gözlemleme yetisiyle olur . Deneysel mizaçla tüm varlığını inceler. Öfke duyar bazen, isyan eder. Niye geldim yaw bu dünyaya der arada bir, yaradanla konuşur hayat boyu.
Şüpheci ve sorgulayan yönü, çocukluğundan gelen o eksiği bulmuştur. Bingo!
Aç değil açıkta değil tüm bedensel ihtiyaçlar karşılanmıştı oysa.
İçerde bi yerde bir eksiklik vardı işte, tanımlayamıyordu . Şimdi hepsi gün ışığına çıkmış ve ona haykırıyordu, kendine sarıl. Sen değerlisin ve şefkatini o küçük kıza göster, yaş alsan bile... Evet zaman acımasızmış geçen geçmiş ama insanın özü aynıydı. Bu bilgi ve farkındalık otuz sene önce olsa çok başka olurdu tabii.

Bunu belki bulamayan, kendini sorgulayıp üzülen ve sebebini öğrenmesine engel "annelik kutsallığı’na" takılmış bireylere biraz farkındalık yaratmak.
Aslında dünyayı, toplumu, aileyi yöneten: ’Kadın!
Saygı görmeyen çocuklar, maalesef bencil ve kendini düşünen kadınlar tarafından büyütüldükleri için ’Kadının Adı Yok’ aslında.
(Duygu Asena’yı sevgiyle anıyorum.)

Asena, erkek egemen toplumu anlatıyordu gerçi. Ben biraz farklı bakıyorum. Sinsi birşeyler var gibi aslında. Erkeklere atıf yapılıyor ama kadını zekâsı arkaya atılıyor gibi. Oysa kadının zekâsını basitleştirmek büyük ahmaklık gibi geliyor bana.
Aile yapısı incelendiğinde istisnalar dışında (benim yetiştiğim bölgede de) hep kadının dediği olur mesela. Erkek ne yaparsa yapsın kadın onu kendi düşüncesine mecbur bırakır. Adam pes eder sonunda. Biraz inceleyin yakın çevrenizi hatta sizin de içinde olduğunuz kendi ailenizdeki olaylara bir bakın, evin en son karar mercii kim ? İmza yetkisi :))
Kadın acayip rolcüdür, eşine ve bazen çocuklarına bile...
Güzel kandırır yani. Kimsenin ruhu duymaz . Anneliğin kutsallığına sığınarak tüm oyunlarını hatasız ve bunu tüm zerafetiyle yapar.
Bencil davranışları "biz" olma durumuna ters düşer. Bunun farkında bile olamaz. Özür dilemek bu yüzden çok zordur onun için. Hep zeytinyağı gibi üstte çıkmak ister.
Magduru bile oynar işine gelirse.
Kadını anlamak erkek beyniyle bu yüzden çok karmaşıktır. Zeki ve farkındalığı olan erkekler bunu çözerler o ayrı ( ;
Kızlar mı , ee onlarda annelerinden gördüğünü yapar/ yapmaz. Tamamen kendilerini geliştirmeleriyle alâkalı .
(ahlakasız : )) diyerek kızıma öpücüklerimi gönderiyorum (: )

Erkekler bu yazımda muaflar. Benzer özellikte olabilen babalar/ ebeveynler için de aynı şeyler söylenebilir. Belki başka bir yazımda onlara yer veririm.

Konumuza dönersek, kadın ve anne toplumun ana demirbaşı ( muhasebe deyişiyle ( : ) ana baba olmadan önce ehliyet gibi, mümkün olabise de sınava tabi tutulabilinse. Anneler pedagoji eğitimi alabilse.. _

___Bunu paylaşma ve yazma isteğim; araştırmacı ve empat hem cinslerime, kendilerini ve karşılaştıkları insanların davranışlarının sebeplerini bilmeleri için, biraz ışık tutmaktı.
Ne de olsa "varlığın temeli yansımaydı" (söz benim _)

___Yazımı burada sonlandırıp, yapay zeka gemoşun bazı tavsiyeleri ile sizi baş başa bırakıyorum. Umarım faydalı olur.
Gönülden gönüle muhabbetle..._

Gemoş(gemini) diyor ki :
Empati ve saygı eksikliği olan birinden beklediğiniz onayı alamayabilirsiniz. Kendi değerinizin farkında olun ve kendi kendinizi onaylamaya odaklanın.

Görüşmeleri Seçici Hale Getirin: Her zaman ve her konuda iletişim kurmak zorunda değilsiniz. Sizin için daha az yıpratıcı olabilecek zamanlarda ve konularda iletişim kurmayı tercih edebilirsiniz.
"Hayır" Demeyi Öğrenin: İsteklerinize veya sınırlarınıza uymayan şeylere "hayır" demekten çekinmeyin. Bunu yaparken suçluluk duymayın.

Belirlediğiniz sınırları ihlal etmesi durumunda ne yapacağınızı önceden planlayın ve bu sonuçları uygulamaya kararlı olun.
Örneğin,
saygısız bir konuşma sırasında, telefonu kapatmak ya da ziyaret sonlandırmak gibi.

Destekleyici İlişkiler Kurun:

Hayatınızda sizi anlayan, saygı duyan ve destekleyen insanlarla vakit geçirin. Bu, anneniz ile olan ilişkinizin olumsuz etkilerini dengelemenize yardımcı olacaktır.

Sınırları belirlemeniz ilişkilerin netliğini belirlemede faydalı olacaktır.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Duygusal yoksunluk ve kadın Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Duygusal yoksunluk ve kadın yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Duygusal yoksunluk ve kadın yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
serdarascioglu
serdarascioglu, @serdarascioglu
14.5.2025 17:30:50
YAZIYI GÜZEL YAZMIŞSINIZDA....BENCİL-SAYGISIZ-EMPATİ YOKSUNU İFADELERİNİZDE BİR KEDİ RESMİNİN BAŞ KÖŞEDE OLMASIDA GERÇEKTEN ÜZÜNTÜ VERCİ OLMUŞ . BU YANSIMA YADA YADSIMA OLABİLİR..? KORKU TÜNELLERİNDE..YAŞANAN KORKULAR ASLINDA TANIMAMAK VE BİLGİ-EĞİTİM YOKSUNLUĞUDUR..! ÇÜNKÜ BİLMEDİKLERİMİZDEN DAİMA KORKARIZ BİLGİ-ZEKA-CAHİLLİK VE DELİDEN KORKMAK GİBİDİR.....! OYSAKİ..DELİLERİ VE AKILLI ZEKİ İNSANLARI SEVERİM DE...BÜTÜN SORUN KURNAZLIKTADIR...? KURNAZ VE ÜÇ KAĞITÇI ÇALAR..YALAN SÖYLER..! OYSAKİ...HAYVANLADA İSE; BU YOKTUR ONLAR ASİLDİRLER...MAYMUNLAR HARİÇ...! O YÜZDEN
MAYMUNA DEĞİL... İNSANA BENZEMEK ÇOK ÖNEMLİDİR..!
İNSANLARI EĞİTİMLE YONTARSIN ..FAKAT ASLA DEĞİŞTİREMEZSİN....! ÇİN ATASÖZÜ DER Kİ... DEĞİŞİMİ KENDİNDEN BAŞLATIN.......?
İNSANLARI YARGILAMA....! BIRAK DA SAHİBİ...ELBET TERBİYE EDECEKTİR ÖYLE YADA BÖYLE....100-YAŞINDA BİLE...! EN ACIMASIZ VARLIK İNSANDIR..HER AN KABUK DEĞİŞTİREBİLİR.. BUNUN BAYAN VE ERKEĞİ OLMAZ...VİCDNINA BAKILIR...? SAYGILARIMLA...!
serdarascioglu
serdarascioglu, @serdarascioglu
14.5.2025 17:06:39
dördüncü cemre
dördüncü cemre, @dorduncucemre
14.5.2025 14:50:11
İletişimde en önemli kavram empati ve sempati sanırım,tabi bu kavramları ne kadar algılayabildiğimizle de ilişkili bir durum.Empati kurabilmek için dinlemek ve anlamak gerek,oysa bir çoğumuz anlamak için dinlemiyor cevap vermek için sıramızı bekliyoruz,buradan sağlıklı bir empati kurabilmek için önce içtenlikle dinlemek,anlamak hissetmek gerekiyor buraya varmak istedim,keza Shakespeare "Hissetmediğiniz hiç bir şeyi anlayamazsınız" der, bu konular psikoloji,sosyolojinin alanına giriyor zira yetkin de değilim bu konularda uzattım biraz afedersiniz, kadın erkek konusunda da insanoğlunun ataerkil bir gelenekten geldiği muhakkak,tabi töre gelenek malesesj bu çağda hala konuşuluyor,yaşanıyor, oysa ne kadar basit önce can,insan diye bakabilsek hiç aşılmayacak durum değil, anlamlıydı yazınız,öğretici hem,emeği ve kalemi tebrikliyorum çokça...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL