Ödünç alınan son kuruşla ödenen ilk kuruş arasında tabii muazzam bir fark vardır. goethe
Mu
Muhammed Rıdvan Kaya

Bayramda Oruç Tutmanın Hükmü ve Yanlış Anlayışlar

Yorum

Bayramda Oruç Tutmanın Hükmü ve Yanlış Anlayışlar

2

Yorum

2

Beğeni

0,0

Puan

194

Okunma

Bayramda Oruç Tutmanın Hükmü ve Yanlış Anlayışlar

Dini inançlarımız dayanağını Kur’an’dan alan, akıl ve ilimle desteklenen bir anlayış üzerine kuruludur. Ancak zamanla bazı yanlış inanışlar, hurafeler ve kültürel etkilerle dinin asıl kaynaklarından uzaklaşan yorumlar ortaya çıkmıştır. Bayram günlerinde oruç tutulamayacağına dair iddialar da bu türden bir yanılgıdır. Bayram günlerinde oruç tutmanın haram olduğunu iddia edenlerin dayandığı temel argümanlardan biri bayramın sevinç ve kutlama günü olduğu bu nedenle ibadet ve riyazetle geçirilmemesi gerektiği düşüncesidir. Oysa İslam’da ibadetlerin zamanı ve şekli kişisel yorumlardan ziyade ilahi emir ile belirlenmiştir. Kur’an-ı Kerim’de bayram günlerinde oruç tutmanın yasaklandığına dair herhangi bir açık hüküm bulunmamaktadır. Aksine isteyen bir mümin farz oruçlarının kazasını yapmak amacıyla bayram günlerinde de oruç tutabilir. Bu kişinin Allah’a yakınlaşma arzusunun bir göstergesidir. İnsanların böyle bir tercihi kutlama ruhuyla çelişen bir durum değildir bilakis ruhsal bir olgunluk ve manevi tatmin sağlama çabasıdır. Bayram günlerinde oruç tutmanın yanlış olduğu iddiasını savunanlar arasında şeytanın bayram günü oruç tuttuğu gibi bir inanış da yer almaktadır. Bu iddia herhangi bir dini temele dayanmayan hurafe niteliğinde bir iddiadır. Şeytan Kur’an’da Allah’a isyan eden, kendini üstün gören ve kıyamet gününe kadar insanları saptırmakla görevli bir varlık olarak tanımlanmıştır. Böyle bir varlığın Allah’a kulluk etmek anlamına gelen oruç ibadetini yerine getireceği düşünülemez. Şeytanın bayram günü oruç tuttuğu inancı tarihte dinî bilgilerin sınırlı olduğu, bilimsel ve coğrafi gerçeklerin henüz bilinmediği dönemlerde ortaya çıkmış bir hurafedir. O dönemde dünyanın farklı bölgelerinde aynı anda farklı zaman dilimlerinin yaşandığı bilgisi yaygın değildi. Bu yüzden bir bölgede bayram günü yaşanırken başka bir bölgede hâlâ oruç günü olabileceği gerçeği göz ardı edilmiştir. Günümüzde teknolojinin ve bilimin ilerlemesiyle bu tür yanlış inanışların temelsizliği daha kolay bir şekilde ortaya konmaktadır. Günümüzde dünyanın farklı saat dilimlerinde yaşanan zaman farklılıkları dini hükümlerin evrenselliğini anlamak açısından da önemlidir. Örneğin Türkiye saatiyle bayram sabahı saat 9:53’te dünyanın batısında bir yer hala bir önceki günü yaşamaktadır. Aynı anda doğudaki bir başka bölge ise Türkiye’den daha önce bayrama girmiş durumdadır. Bu durumda bayram günü oruç tutmanın yasak olduğunu iddia edenlerin argümanları farklı zaman dilimlerinde çelişkili bir hâl alır. Eğer bu iddia doğru olsaydı aynı gün içerisinde dünyanın bir bölgesinde helal olan bir ibadet başka bir bölgede haram sayılacaktı. Bu İslam’ın evrensel prensipleriyle çelişen bir durumdur. Hurafelerin ortaya çıkışı genellikle bilgisizlik ve yanlış yorumlamalarla ilişkilidir. Bayramda oruç tutulamayacağı iddiası da tarihsel bağlamda bu duruma örnek teşkil eder. O dönemlerde teknolojinin yetersizliği, dünyanın coğrafi gerçekliklerinin bilinmemesi ve dinî bilgilerin yeterince yaygın olmaması böyle yanlış inanışların ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. İnsanlar bu yanlış bilgileri sorgulamadan benimsemiş ve günümüze kadar aktarmışlardır. Bayramda oruç tutulamayacağı iddiası ile iki bayram arasında düğün yapılamayacağı gibi diğer batıl inanışlar arasında bir fark yoktur. Her iki iddia da dini temel taşımayan toplum tarafından üretilmiş ve zamanla yanlış bir şekilde dinin bir parçası gibi algılanmış inanışlardır. Sonuç olarak bayram günlerinde oruç tutmanın dinen herhangi bir sakıncası yoktur. Bu tür yanlış inanışlar İslam’ın özüne uygun olmayan ve dinin evrensel mesajını çarpıtan hurafelerden kaynaklanmaktadır. Müminler dini bilgilerini hurafeler yerine Kur’an ışığında edinmeli, dinî hükümleri bilim ve akılla desteklenen bir anlayışla değerlendirmelidir. Bayramda oruç tutmak isteyenler bu konuda hiçbir tereddüt yaşamadan ibadetlerini yerine getirebilirler. İslam’ın evrenselliği ve akla dayalı yapısı bu tür yanlış anlayışları düzeltmek için en önemli rehberimizdir.

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bayramda oruç tutmanın hükmü ve yanlış anlayışlar Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bayramda oruç tutmanın hükmü ve yanlış anlayışlar yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Bayramda Oruç Tutmanın Hükmü ve Yanlış Anlayışlar yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
3.5.2025 18:28:43
Baştan sona sindire sindire okudum. Tespit ettiğim nokta şu: Metin içerisinde geçen görüşler yazarın şahsi değerlendirmesidir ve yalnızca kendisini bağlar. Bu tür konular sadece Kur’an-ı Kerim ile sınırlı değildir; uygulamada sünnet, hadis, fıkıh, icma ve kıyas gibi kaynaklar da dikkate alınır. Sünneti göz ardı ederek hüküm vermek, İslam hukukunun temel yapısıyla çelişir. Peygamber Efendimiz’in uygulamaları bizim için en açık rehberdir. Ayrıca bu konu, mezhepler arası farklı yorumlar barındıran bir meseledir. Dolayısıyla herkesin kendi mezhebine göre hareket etmesi ve bu gibi meselelerde mutlak bir hüküm vermekten kaçınılması daha isabetli olur.
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
3.5.2025 18:28:42
Baştan sona sindire sindire okudum. Tespit ettiğim nokta şu: Metin içerisinde geçen görüşler yazarın şahsi değerlendirmesidir ve yalnızca kendisini bağlar. Bu tür konular sadece Kur’an-ı Kerim ile sınırlı değildir; uygulamada sünnet, hadis, fıkıh, icma ve kıyas gibi kaynaklar da dikkate alınır. Sünneti göz ardı ederek hüküm vermek, İslam hukukunun temel yapısıyla çelişir. Peygamber Efendimiz’in uygulamaları bizim için en açık rehberdir. Ayrıca bu konu, mezhepler arası farklı yorumlar barındıran bir meseledir. Dolayısıyla herkesin kendi mezhebine göre hareket etmesi ve bu gibi meselelerde mutlak bir hüküm vermekten kaçınılması daha isabetli olur.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL