Başkalarının yanlışlarından öğrenmeliyiz. hepsini kendimiz yapacak kadar bol zamanımız yok. grucho marx
Sadegül
Sadegül

Atatürkle ilgili bir yazı

Yorum

Atatürkle ilgili bir yazı

( 2 kişi )

1

Yorum

2

Beğeni

5,0

Puan

97

Okunma

Atatürkle ilgili bir yazı

Atatürkle ilgili bir yazı

ATATÜRK’ÜN, (KIYTIRIKTAN) DÜŞMANLARI,
İYİ DINLEYİN ŞU SÖYLEYECEKLERİMİZİ...
BOŞVERİN CENAZELERİNİZE 100.000’LERİN KATILMA DURUMUNU, YABANCI ÜLKELER 3.KATİPLERİNİ GÖNDERİNCE BÜYÜK ADAM OLUYORSUNUZ YA;
ATATÜRK’ÜN CENAZESINE, SAYGILARINDAN
8 ÜLKE ASKERİ TÖREN BİRLİKLERİNİ GÖNDERDİ...
OKUYUNDA, GÖRÜN, NE KADAR KÜÇÜKSÜNÜZ

Okumayan "Türküm"
"ATATÜRKÇÜ’YÜM" demesin.

Yıllar önce bir internet müzayedesinden aldığım 1929 baskılı D. von Mikusch’un ’’GAZI MUSTAFA KEMAL’’ kitabının arasından 1938 yılına ait, yani sonradan kesilip konmuş bir gazete kupürü çıkmıştı. Atatürk’ün cenaze törenini takip eden bir Alman gazetecinin haberi. Yazdıklarından oldukça etkilendim ve okuması zor gotik yazılı Almanca metni Türkçe’ye çevirdim. Okuyun derim.
*
ATATÜRK İÇİN YAS
Ankara’da cenaze töreni
Ankara, 21 Kasım 1938
Atatürk’ün cenazesi onun son zaferi oldu. Cenaze töreninde tüm tezatlar susmuştu. Türk ve Alman askerleri naaşının arkasında yürüyorlardı. Stalin ve Hitler’in temsilcileri aynı sıradaydı. Valencia ve Franco çelenk göndermişlerdi. Naaşının önünde faşistler, demokratlar ve komünistler eğildiler. Türk halkının her kesimi ağlıyordu . Fakir ve zengin, alt ve üst arasında hiç bir fark yoktu. Ankara bugün dünyanın şimdiye kadar gördüğü en etkileyici cenaze törenine tanıklık ediyordu.
Tören, bir süvari bölüğü tarafından açıldı. Onların arkasından bir topçu bölüğü ile ellerinde bayraklarla ve bando ile cumhuriyet muhafızları geliyordu. Sonra askeri okulların öğrencileri ve alfabetik sırayla önce Almanlar olmak üzere Bulgarlar, İngilizler, Fransızlar, Yunanlılar, Romenler, Ruslar ve nihayet Yugoslavlar’dan oluşan birlikler yer alıyordu. Her dilde komutlar yükseliyordu. Almanca komutu Farsça komut, Yunanca komutu Rusça komut takip ediyordu. Ruslar Karadeniz filosunun bir müfrezesini göndermişlerdi. Çelik miğferli ve SS üniforması içindeki Baron v. Neurath, kolu yukarıda, Prusya merasim yürüyüşüyle geçen Alman bahriye birliğini selamlıyordu. Yabancı birlikleri Türk denizcileri takip etti. Bando, Chopin’in cenaze marşını çalıyordu. Onların arkasından büyük ölünün naaşını taşıyan top arabası geliyordu. Top arabasının her iki tarafında kılıçlarını çekmiş oniki general yürüyordu. Mütevazi giyimli yaşlı bir kadın, tek aile üyesi olarak Atatürk’ün kızkardeşi, eşinin kolundaydı. Onları, kanunun öngördüğü şekilde yalnız olarak cumhuriyetin yeni başkanı İsmet İnönü takip ediyordu. Onun arkasında tek sıra halinde millet meclisi başkanı, başbakan ve Türk ordusunun genel kurmay başkanı geliyordu. Yabancı özel misyonların renkli üniformaları harika bir görüntü teşkil ediyordu. Dünyanın tüm ülkeleri temsil ediliyordu. İtalyan heyetine eski Milletler Cemiyeti delegesi Baron Aloisi, Fransız heyetine içişleri bakanı Sarraut, Yunanistan heyetine ise başbakan Metaksas başkanlık ediyordu. Onların arkasından Türk hükümeti üyeleri, milletvekilleri, devlet memurları ve subaylar geliyordu. Bir bölük piyade ile görkemli cenaze alayı son buluyordu.
Cenaze alayı saat onikide, Atatürk’ün şanına layık bir anıtkabir yapılıncaya kadar geçici istirahatgahı olan etnografya müzesine ulaştı. Yaşamında imkansızı mümkün kılmış olan Mustafa Kemal Atatürk ölümünde de aynı şeyi yaptı. Onun naaşının arkasında ilk defa birbirleri ile savaşan İspanyol cumhuriyet hükümetinin temsilcileri ile Franco’nun resmi olmayan askeri idaresinin temsilcileri yürüyorlardı.
Müzenin önüne gelindiğinde tabut generaller tarafından top arabasından alınarak salona taşındı. Orada, cumhurbaşkanı ve Atatürk’ün kızkardeşinin yanı sıra yüksek yetkililer toplanmıştı. Üç dakikalık saygı duruşunda salona sessizlik hakimdi. Hiç konuşulmadı ve hiç bir dini tören düzenlenmedi. Cumhurbaşkanının müzeyi terk etmesiyle resmi cenaze töreni tamamlandı. Dünyanın her yanından çelenkler gönderilmişti. Türk gazetelerinin tahminlerine göre bunların sayısı yirmi bini buluyordu. Bunları Ankara’ya getirmek için sekiz vagon gerekmişti. Müze içinde naaşın her iki tarafına sadece devlet başkanlarının gönderdikleri çelenkler konuldu. Diğer çelenkler, yaşamı sırasında kendisi için yapılan anıtlarda yerlerini aldılar.
Tören sırasında bazı ufak hadiseler de yaşandı. Yunanistan başbakanı General Metaksas bayıldı ve subayları tarafından cenaze alayından çıkarılmak zorunda kaldı.
Türkiye’de, 10 Aralık’a kadar ulusal yas tutulacak. Tüm okullar sekiz gün daha kapalı. Anıtların önünde meşaleler yanıyor ve halk önderinin heykellerini seyrediyor. Yas sadece devlet başkanı için değil, aynı zamanda cumhuriyetin kurucusu ve şekil vereni için de. Atatürk’ün naaşını taşıyan top arabası geçerken askerler gözyaşlarını tutamadılar; aynı imparatorluk muhafızlarının Napolyon’la vedalaşırken ağladıkları gibi.

Teşekkürler Cevat Nas

Paylaş:
2 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Atatürkle ilgili bir yazı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Atatürkle ilgili bir yazı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Atatürkle ilgili bir yazı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Gönül Pınarı
Gönül Pınarı, @gonul-pinari
29.4.2025 19:10:10
5 puan verdi
Öncelikle bizler zaten o büyük insanın kıymetini değerini ve de bu ülkeye yaptıklarını biliyor ve minnettarlığımızı her fırsatta dile getiriyor ve en daim Kabri Şerifini/Anıtkabir'i ziyaret ederek saygılarımızı sunmaktayız
Çünkü o kahramanlıklarıyla ve yaptıklarıyla sadece Türk Milletinin gönlünde taht kurmamış dünya devletlerinin dünya milletlerince büyük önder olarak kabul edilmiştir. Dünya lideri Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk, o kısa ömrüne, Osmanlının son döneminde eğitim ekonomi ve sosyal yaşam yönlerinden perişan olan Anadolu insanı elde yok avuçta yok ama tüm bu olumsuzluklara rağmen Atasının Komutasında o dillere destan Kurtuluş savaşını aynen Malazgirt zaferini kazanan Sultan Alparslan veya Mısırı fetheden Yavuz Sultan Selim ve de İstanbul'u fetheden Fatih Sultan Mehmet gibi vefakar Anadolu insanıyla birlikte başarmış ve on yıl gibi kısa bir süre içinde de büyük atılımları yapmıştır.
Yeni dönemin dünya ülkelerinde uygulanan üretim sistemlerine uyum sağlayamaması, sanayileşmede geç kalınması, sonucu yıkılan Osmanlı imparatorluğunun yabancı ülkelerin endüstri ürünlerine olan bağımlılık gibi ülkeyi zaafa düşüren konuların olumsuzluklarından ders çıkaran Atatürk, üretimin önemini anlatmak için ” Her fabrika bir kaledir.” demiş ve bu düşüncenin ürünü olarak da 1924 – 38 arasında Ülkemizde büyük bir atılım gerçekleştirmiştir. Bu kapsamda açtığı fabrikalardan bazılarını şu şekilde sıralamak mümkündür.:
1-Ankara Fişek Fabrikası (1924)
2-Gölcük Tersanesi (1924)
3- Şakir Zümre Fabrikası (1925)
4-Eskişehir Hava Tamirhanesi (1925)
5-Alpullu Şeker Fabrikası (1926)
7-Uşak Şeker Fabrikası(1926)
8-Kırıkkale Mühimmat Fabrikası (1926)
9-Bünyan Dokuma Fabrikası (1927)
10-Eskişehir Kiremit Fabrikası (1927)
11-Kırıkkale elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1928)
12- Ankara Çimento Fabrikası (1928)
13-Ankara Havagazı Fabrikası (1929) 14-İstanbul Otomobil Montaj Fabrikası (1929) 15-Kayaş Kapsül Fabrikası (1930)
16-Nuri Killigil Tabanca, Havan ve Mühimmat Fabrikası (1930)
17-Kırıkkale Elektrik Santrali ve Çelik Fabrikası (1931- Genişletildi)
18-Eskişehir Şeker Fabrikası (1934)
19-Turhal Şeker Fabrikaları (1934)
20-Konya Ereğli Bez Fabrikası(1934)
21-Bakırköy Bez Fabrikası (1934)
22-Bursa Süt Fabrikası (1934)
23-İzmit Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1934 Temel atma)
24-Zonguldak Antrasit Fabrikası (1934 Temel Atma)
25-Zonguldak Kömür Yıkama Fabrikası (1934)
26-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1934)
27-Isparta Gülyağı Fabrikası (1934)
28-Ankara, Konya, Eskişehir ve Sivas Buğday Filoları (1934)
29-Paşabahçe Şişe ve Cam Fabrikası (1935 – Tamamlandı)
30-Kayseri Bez Fabrikası (1934 Temel atma)
31-Nazilli Basma Fabrikası (1935- Temel atma)
32-Bursa Merinos Fabrikası (1935 Temel Atma)
33-Gemlik Suni İpek Fabrikası (1935 Temel Atma)
34-Keçiborlu Kükürt Fabrikası (1935)
35- Ankara Çubuk Barajı (1936)
36-Zonguldak Taş Kömür Fabrikası (1935)
37-Barut, Tüfek ve Top Fabrikası (1936) 38-Nuri Demirağ Uçak Fabrikası (1936- İlk Türk Uçağı NUD-36 Üretildi) 39-Malatya Sigara Fabrikası (1936)
40-Bitlis Sigara Fabrikası (1936)
41-Malatya Bez Fabrikası (1937 temel atma- Bu fabrika hariç bütün bez ve dokuma fabrikaları Atatürk’ün sağlığında açılmıştır.)
42-İzmit Kağıt ve Karton Fabrikası (1934- Temel Atma)
43-Karabük Demir Çelik Fabrikası (1937- Temel Atma)
44-Divriği Demir Ocakları (1938)
45-İzmir Klor Fabrikası (1938- Temel Atma)
46-Sivas Çimento Fabrikası (1938-Temel Atma)
Bu noktayı nazardan bakıldığında değerli paylaşımcı hanımefendiye katılmamak elde değil öyle dünya devletlerini ayağa kaldıracak her babayiğidin harççıda değil gücü de değildir. Ama insan nankör olunca gerçekleri doğruları unutuveriyor. Bu vesileyle Ülkemizin kurucusu Cumhuriyetimizin banisi Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü, silah arkadaşlarını ve bu uğurda şahadet şerbetini için tüm şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anıyor ruhları şad mekanları cennet olsun diyor siz değerli paylaşımcı da canı gönülden kutluyorum.
Saygılarımla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL