1
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
206
Okunma
Anlatmak istersin ama boğazın düğümlenir, susarsın. Bazen susmak zorunda kalırsın. Henüz yedi-sekiz yaşlarında bir çocuksundur; yokluk ve sevgisizlikle büyüyen baban için hep yükünsündür. Annen için evin yükünü hafifleten bir yardımcısındır ama bir evlat, bir kız çocuğu değilsindir. Bir gün sokakta oyun oynuyorsun, çok mutlusun. Arkadaşlarınla birlikte olmak sana çocuk olduğunu hatırlatıyor. Sen hiçbir şeyden habersiz, oyuna dalmışken birden bir büyüğün gelir ve sana çok kızar. "Senin sokakta ne işin var? Senin amcan öldü, utanmıyor musun oynamaya?!" Sen henüz sekiz yaşındasın, çocuksun, anlam veremezsin duyduklarına ve etrafına baktığında, ama "Anneanne kuzenim de top oynuyor, onun babası ölmüş." dersin ve yine azar işitirsin. O çocuk, sen kızsın, çabuk içeri git! Ağlayarak içeri girersin. Çocukluğunu unutursun. Kız olduğunu sorgularsın. "Erkek olsaydım, ben de oynayabilirdim." dersin.
5.0
100% (3)