0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
169
Okunma
İyi ki zaman var.
Ve iyi ki bu zaman durmadan akıp gidiyor.
Öyle olmasaydı acıyan yaralarımız nasıl kabuk tutacak?
Nasıl iyileşecek?
Hiç geçmeyecek sandığımız her yaraya merhem gibidir zaman.
Shakespeare de:
" Zaman her yaranın ilacıdır." demiyor mu?
Peki zaman gerçekten her şeyin ilacı mı?
Yada zaman içinde baş edemediğimiz sıkıntılara, çaresini bulamadığımız yaralara boyun eğip sonra zamana mı sığınıyoruz?
İçinden çıkamadığımız dertleri zamana bırakıp, "ben bir çözüm bulamadım sen bana bir çözüm bul" demek midir yoksa?
Aslında evet.
Bazen içinden çıkamadığımız sıkıntılar karşısında çaresiz kalıp nasıl davranacağımızı, nasıl yapacağımızı bilemediğimizde çareyi zamana bırakırız. Bazen ne yaparsak yapalım, ne söylersek söyleyelim, karşımızdaki kişi bizi anlayamadığından her şeyi akışına bırakmak gerekir.
Yani zamana bırakmak gerekir. Sinirlenmenin, incitip kırmanın hiç bir anlamı yoktur. Zorla güzelliğin olmayacağını anlayıp her şeyi zamana bırakmak bence en güzel çözümdür.
Yaşadığın acılar, ayrılıklar, üzüntüler hemen geçmiyor elbet. Bir anda unutulmuyor. Üzerinden mutlaka zamanın geçmesi gerek. Sessizce sabretmek gerek.
Ne güzel söylemiş Mevlana:
"Sabret! Zor zamanlar güzel kapılar açacaktır." Diye.
Akışına bırak!
Sabır limanına sığınıp zamana bırak her şeyi.
Başka türlü kendini yorarsın, kalbini yorarsın, gönlünü yorarsın.
Olmayacak bir şeyi oldurmaya çalışma!
Zorlama!
Zamandır her şeye ilaç.
İnan!
İnsan bazen anlatmak istediğini hiç bir zaman anlatamaz. Yada anlatsa da karşıdaki bunu anlayamaz. İşte tam o sırada her şeyi zamana bırakın. Zaman, ona sizin söylemek istediğinizin daha fazlasını anlatır. Sizin adınıza zaman her şeyi söyler.
Boşuna dememişler "zaman her şeyin ilacıdır " diye.
HER ŞEY ZAMANA BAĞLI
Her şey zamana bağlı:
Tohum olmak,
Filizlenmek,
Yeşillenmek
Gibi...
Her şey zamana bağlı;
Okumak,
Yazmak,
Bilmek
Gibi...
Her şey zamana bağlı;
Bakmak,
Tanımak,
Sevmek
Gibi...
Her şey zamana bağlı;
Küsmek,
Barışmak,
Affetmek
Gibi...
Her şey zamana bağlı;
Yaşamak,
Yaşlanmak,
Ölmek
Gibi...
Abdurrahman Tümer