Kızgınken karar veren, fırtınalı havada yelken açan bir insandır. euripides
Tüya
Tüya

Suyun Hafızasından Söz Et Bana

Yorum

Suyun Hafızasından Söz Et Bana

( 2 kişi )

5

Yorum

14

Beğeni

5,0

Puan

308

Okunma

Suyun Hafızasından Söz Et Bana

Suyun Hafızasından Söz Et Bana



Kendi kendimle polemikteyim. Ne başı var, ne de sonu bu diyalogun.
İç çelişkilerin tenine dadanmış diş çelişkilerin dişleri. Ne yapsam da kurtaramıyorum kendimi bu zulumden.
Başım dönüyor. Bu bitimsiz çatışmanın dış duvarlarına yaslanmaya çalışıyorum, bekli kurtulurum diye. Ama nafile...
.
Etrafım insanlarla dolu. Aynı zamanda insansız bir mekandayım. Şizofrenik bir yapının labirentini düşündürüyor bana bu olgu.
Neyse, diyorum; kuşların sesine kulak kabartmalıyım. Zira onlardır yaşamın habercisi ve ruhuma pozitif enerji.
Oysa bugün, onlar da sessiz. Güneş siper altında. Bulutlar kapkara. Rüzgar dahi esmiyor. Bu durgunluk, bu susku, tabiatın ölümünün habercisi mi yoksa?
Neler oluyor, ey! Anlayanınız var mı?

Etrafıma bakıyorum telaşla. Yetmezmiş gibi, her yer gri duvarlarla çevrili. Hepsi de insan mimarisi, hepsi de insan projesi. Duvarların yüksekliği bir yana, harcı nefretle kombine edilmiş bir karma. Dikenleri öyle yoğun ki, kimseciklerin aşması mümkün değil. Kuşlar, böcekler yaklaşmıyor onlara.
Yalnızım ve çok korkuyorum. Yaşadıklarım, seins fiktion gibi bir şeye. Bu yüzden, ben, ben değilim. Aslında sen de, (artık her kimsen) sen değilsin. Tahmin edeceğin gibi; kaynağı, bizi hamur gibi yoğuran öldürücü nefret. Öyle kanıksamışız ki bu çarpıklığı; taze ve gevrek simit yemeyle eş tutuyoruz olmakta olanı.

Ey, sen! Bana bir gerçekten söz et: Bir gerçeğin kaynağından. Suyun hafızasından söz et! Ve bana, bir bardak su ikram et! Ama, hiçbir insan elinden geçmemiş olsun.

Arkadan bir tanıdığın sesini duyuyorum: "Üzülmekten heba oluyorsun. Hep unutuyorsun: üzülmenle değişmiyor dünya!" Sonra derin bir iç çekiyor.
"Üzülme diyene bak!" diyorum.
Gülüyoruz. Bu gülüş çaresizliğimizi anlatıyor hayata.

Bahar gelmiş. Merhaba bahar! Merhaba börtü böcek!
Yürümeliyim kalbinizin içinde. Kendimden kaçmak ya da varolmak için içinizde.
Ağaçların sancıyan tomurcuklarıyla konuşmalıyım.
Bana, geçirdikleri evreleri anlatsınlar.
Çimenleri boş veriyorum.
Onlar beni hiç kaale almadan büyüyorlar nasılsa.
Gerçi üzerine basarken içim burkuluyor, ama...

Bir sosyalistin konuşmasını dinledim dün akşam. Hiç uyuyamadım bu yüzden. Sonra, kendimi sorguladım. Sesi hala kulağımda. Öyle pak ve sevecendi ki yüzü ve bakışları... Sırtında kaç yıllık ceketiyle, ütü istemeyen gömleğiyle dolaşıyormuş, hiç kimseye aldırmadan. Senin, benim gibi toplu taşımacılığı kullanıyormuş. Yani halk arasında.
Ve kirada yaşıyormuş hala. Halbuki, özel mülkiyet sahibi olabilecek pozisyonda. Kültürlü, entelektüel, duyarlı ve güzel bir insanın yaşam tarzını sergiliyor her haliyle. "Hayat çok kısa. Yaşamı bir evin içine sıkıştırmamalı ve onun için yaşamamalı insan, diyor."

Ev sahibi olma projesi, kapitalist sistemin insanı programlama biçimlerinden bir örnek elbette. Yani kredi çek, borçla yaşa hayatın boyunca. Bankalara da bol bol kazanç sağla. Ev sahibi olmak için, hiç durmaksızın çalış, bağımlı yaşa ve yaşamı henüz tatmadan da öl, mantığı var temelde. Neyse...

Şimdi hasta bu insan. Bu yamuk ve kirli düzeni kurtarmak için; hak, kukuk, yasa vs diyerek çok yordu kendini. Ama o, hasta yatağında dahi gülümsüyor dünyaya. Vaz geçmiyor ezilenlerin hakkından söz etmekten; iyi bir dünyanın mümkün olması için mücadele etmekten. İçimden: İyileş, n’olur!" diyorum. Senin varlığına, her zamankinden daha çok ihtiyacı var bu dünyanın... Ama, duymuyor beni. Olsun!

Başımı kaldırıyorum ağaçların doruklarına.
Dallarında yeşerme stresi. Bu stres, öyle belirgin ki, doğum sancısı çeker gibi.
Gökyüzü surreal bir tablonun silik çizgilerini andırıyor.
Bir helikopter geçiyor üzerimden.
Renginden anlıyorum ki uçan ambulans.
Kim ölmek üzere acaba?
"Bak hele! Düşünme...Yaşam bu!" diyor kulağımdaki yakınımın sesi.

Bir yanlışı var bu düzenin, diyorum. Öyle böyle değil. Köklü bir yanlış bu. Asırların birikimi. Katliamların, zulmün, inançların, açlığın, hastalıkların, kraliyetlerin, toprak ağalarının ve emperyalizmin. Zaten kaotik ve berbat olan bu dünya, bataklığa dönüşmenin işiğinde. Geberesice erk! Kahrolasıca kapital! Yeni bir düzen, yeni savaşlar, yeni paylaşımların üstesinden nasıl gelinir? Biz derken, kendimi çıkarıyorum o kollektiften. Kafam gelecek kuşaklarda. Onlar ne olacak, ah...

Hiç düşündünüz mü? Çocuklarımız, torunlarımız, nasıl anacak sizi? Sanırım sadece küfür edecekler. En iyi ihtimalle: "o zamanlar, imkanları varmış, ama...cahillermiş" diyecekler. O da, yaşanacak bir toplumun fertleri olmayı başarabilirlerse tabii.

Hah! İçinizden bazıları hemen duaya başlıyor. "Allah korusun beeee! Bu kadın kafir, ayol! Ecnebilerin içinde yaşıyor ya! Belliydi zaten... Ya ya..! Allah büyüktür! Onun kerametine akıl erdiremez kimse. O, nasıl isterse, öyle olur! Kadere boyun eğeceksin, anam! Töbe töbe..."

De buyurun! Hem ağzına bol bol sıçalım bu dünyanın; hem de, bir yerlerden kurtarıcı bekleyelim, he! Bu ne vahim bir çelişki kardeşim?

Ey! Yeter!
Sabrını taşırmayın tabiatın!
Kendinize gelin!
Kalan bir dirhem aklınızla düşünmeyi deneyin, bir zahmet, ha?

Bir de unutmayın: geberttikleriniz ile, siz de gebereceksiniz mutlaka...

Not: foto bana ait


H. K. Nisan 2025 Sthlm

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Suyun hafızasından söz et bana Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Suyun hafızasından söz et bana yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Suyun Hafızasından Söz Et Bana yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
YANILGI USTASI
YANILGI USTASI , @yanilgiustasi
20.4.2025 23:01:36

Sevgili Tüya , Azrailden önce ölmek bu olsa gerek .Ahtapot gibi birçok koldan yapışmışız ilkelliğimizin kurbanı doğanın , iyinin , güzelin ve barışın boğazına ; iyiler ise direniyor kâh diri kâh baygın .Selam olsun direnenlerin yüreğine .

Sevgiler canım .
Etkili Yorum
Gule
Gule, @gule
20.4.2025 22:34:59
Bir değil, birçok yanlışı var bu düzenin...
Suya, sabuna temiz bir şey bırakmadık ki ya da çitileyip paklayacakları temiz bir şeyler en azından...

"Kültürlü, entelektüel, duyarlı ve güzel" insanların çoğalması temennisi ile acil şifalar diliyorum güleç yüzlü sosyalist abimize...

Sevgiyle Tüya'm.
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
20.4.2025 21:16:36
5 puan verdi
Sevgili Tüya,

Gönülden gelen nazik sözleriniz için çok teşekkür ederim. Yazınıza yaptığım yorumun size ulaşması, ne kadar doğru bir hissiyatla yazdığıma dair içimdeki güveni pekiştirdi. Sizin gibi derinlikli ve anlamlı yazılarla tanışmak, her zaman insanı zenginleştiriyor. Sayfanıza adım atmak benim için bir onur, sıcak karşılamanız ise gerçekten içten ve kıymetli.

İleriye dönük daha fazla paylaşım yaparak bu güzel gönül bağını güçlendirmeyi dilerim. Yazılarınız, şiirlerinizle daha çok iç içe olmayı dört gözle bekliyorum.

Saygılarımla ve en içten dileklerimle,
Celil Çınkır
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-, @mehmet-aluc-kul-mehmet
20.4.2025 20:25:45
Kardeşimi tebrikler ederim okuyucuyu içine çeken mısralarınızla hayran kaldım selamlarımla.
Etkili Yorum
Celil ÇINKIR
Celil ÇINKIR, @celilcinkir
20.4.2025 20:23:39
5 puan verdi
Merhaba efendim öncelikle ilginç hikaye başlığı için tebrik ediyorum. Okuru yazının içerisine çeken bir başlık.
"Suyun Hafızasından Söz Et Bana", içsel bir çığlık, vicdanın yankısı ve dünyanın kaotik düzenine karşı bir varoluş isyanı... Metin, bireysel bunalımın toplumsal eleştiriye evrilmesini öyle doğal bir dille, öyle yalın bir samimiyetle aktarıyor ki, okur hem yüreğinde bir sızı hissediyor hem de zihin kıvrımlarında bir sorguya sürükleniyor. Şizofrenik yapıdan küresel kapitalizme, kuşların sessizliğinden bir sosyalistin yorgun tebessümüne uzanan bu anlatı, hem şiirsel hem felsefi bir manifesto gibi. Her satırı su gibi; berrak ama derin. Ve evet, bu dünya biraz da suyun hafızasını unuttuğu için böyle...

Saygılarımla
Delibal

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL