Kendisini başkalarının kurtarmasını bekleyen kişiler yalnızca kölelerdir. voltaire
turgaykurtulus
turgaykurtulus
VİP ÜYE

Gölgeden Gelenler

Yorum

Gölgeden Gelenler

( 2 kişi )

2

Yorum

6

Beğeni

5,0

Puan

124

Okunma

Gölgeden Gelenler

Gölgeden Gelenler

Kuzeybatı’nın rüzgârla yıkanan taş kentlerinden biri olan Deluna, yüksek duvarların ardında yavaş yaşayan bir şehirdi. Her sokağı, suskunlukla örülmüş; her ev, bir sırla mühürlenmişti. Fakat bu sessizlik, sadece geçmişin değil, bastırılmış arzuların ve sorgulanmamış korkuların sessizliğiydi.

Deluna’ya bir yabancı geldi. Adı Alar, sesi rüzgâr gibi yumuşak ama taşıdığı bakış fırtınalıydı. Ne geçmişiyle övünüyordu ne de gelecekle savaşıyordu. Tek bir derdi vardı: insanları kendileriyle yüzleştirmek. Çünkü biliyordu ki, özgürlük dışarıdan gelmezdi içeriden kırılması gereken bir duvardı.

İlk durağı, şehrin kıyısındaki Aren Tapınağı oldu. Burada yaşayan Vezira, halkın ruhunu şiirle terbiye ettiğini söyleyen bir kadındı. Her sabah meydanda sesini yankılatıyor, dizeleriyle korkuyu kutsuyordu. "Sükûn, Tanrı’nın lütfudur," derken, insanların susmasına övgü diziyordu.

Alar onu dinledikten sonra yaklaştı. Sessizce bir taşın üzerine oturdu ve şöyle dedi:

"Sözlerin su gibi, evet. Ama bu su içimizi serinletmiyor, içimize çamur taşıyor. İnsan, korkuyla sustuğunda huzur bulmaz sadece uzaklaşır kendinden. Gerçek şiir, insanı uyutmaz. Uyandırır."

Vezira o gün ilk defa kendi dizelerini kâğıttan değil, aynadan okudu.

Deluna’nın kalbine yürüdüğünde, dar sokaklarda Uhra isimli bir demirciye rastladı. Güçlüydü, sesinden kıvılcım düşerdi adeta. Ama Uhra’nın gücü, başkalarının zayıflığını küçümsemekten geliyordu. "Kim acizse, zincirlenmeli," diyordu. "Güç, düzen demektir."

Alar, elini ocağın kenarına koydu, sıcağı avuçladı ve yanıt verdi:

"Ateşin kuvveti, yalnız eritmekte değil; şekil verebilmekte yatar. Ama sen yalnız eritiyorsun. Unutma: her çekiç, hem yapar hem yıkar. Gerçek güç, zayıfa alan tanımaktır. Yoksa sadece kırıntıların efendisi olursun."

Uhra, ilk defa çekicini yere bıraktı. Parmaklarına baktı, ilk defa kanı fark etti.

Sonra Alar, şehrin dışındaki Erinu Bahçeleri’ne gitti. Burada yaşayan yaşlı bilge Lioren, gökyüzünü inceleyen bir yıldız okuyucusuydu. Fakat o da kendi kehanetleriyle halkı korkutuyor, “Yol çizilmiştir, değiştiremezsiniz” diyerek umudu zincire vuruyordu.

Alar, yıldızlara baktı. Uzun bir sessizlikten sonra fısıldadı:

"Yıldızlar yön gösterir, yazgı değil. İnsan yola çıkar, ama yolu kendi adımlarıyla yazar. Kehanetin zincir değil, pusula olmalı. Özgürlük, gökyüzünün dayattığı değil; kalbin kabul ettiğidir."

Lioren, teleskobundan ilk defa kendi gözünü çekti ve gökyüzüne çıplak gözle baktı.

Son olarak, Deluna’nın en yüksek kulesinde yaşayan Raina adında bir düşünür vardı. Düşünceleri çoktu, kitapları ağırdı ama kalbi kilitliydi. O, duyguları zayıflık, sevdayı sapma, özgürlüğü ise düzensizlik olarak görüyordu.

Alar, Raina’nın kitaplarının arasında yürüdü. Bir cildi çekti, yere düştü. Toz kalktı, o an konuştu:

"Düşünce, yalnız akılla var olamaz. Kalp olmadan fikir bir zincire dönüşür. Senin kulelerin yüksek ama içine kapalı. Gerçek fikir, hem başı hem kalbi aynı anda tutar. Özgürlük, duygunun ve düşüncenin eş yürüdüğü bir patikadır."

Raina, kitaplıktan ilk kez bir roman aldı. İçinde şiir vardı. Gözleri buğulandı.

Ve Alar şehri terk ettiğinde, Deluna hâlâ suskundu ama bu kez sessizlik bir korkudan değil, düşünmekten doğuyordu. Herkes içindeki zincirin sesini dinliyordu. Ve belki ilk kez, o zinciri kırmak için bir istek taşıyordu.

Çünkü Alar, zincirleri parçalayan biri değildi. Sadece onların varlığını gösteren bir aynaydı.

Turgay Kurtuluş

Paylaş:
6 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Gölgeden gelenler Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gölgeden gelenler yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gölgeden Gelenler yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Nurefşan.
Nurefşan., @nurefsan-
25.4.2025 16:53:10
Keşke biraz daha uzun olsaydı dedim. Kaleminin duruluğunu sakin sakin yazışın okurken keyif veriyor süslemiyor cilalamıyor içten yazıyorsunz.
Alar şehre gelen bir yabancı şehri ve sakinlerini kendi korkuları, sınırlamaları ve zincirleriyle yüzleştiriyor.
Diğer karakterler farklı toplumsal ve bireysel kısıtlamaları dile getirmiş.
Başrol Alar .... zincirlerinden kurtulmaya davet ediyor...
Yani özgürlük dışadan gelmez zincirlerinden kurtulmak istiyorsan bu senin içinde demişsin ve çok güzeldi yine yine yine. Bunu biraz daha geliştirip bir roman yapsan severek okuruz.
Tüya
Tüya, @tuya
19.4.2025 18:50:14
Bu hikaye, bir çeviri mi yoksa alıntılanmış mı? Bana tanıdık geldi de...

Söylencenin kırmak istediği zincirler içimizde madem, derhal kırıp geçmeli; özgürlüğe kavuşmak için...

İyi bir kurgu, yalın anlatım.

Saygılar, Turgay bey.

© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL