2
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
168
Okunma
Hayat gerçekten kaldığı yerden devam ediyor mu, yoksa sadece öyleymiş gibi bir yanılsama mı yaratılıyor? Televizyon ekranlarında bir anlık yer bulan, her şeyin yolundaymış gibi gösterildiği haberler, gerçeğin ta kendisi mi? Şehrin bir yarası hala kanayan bir enkaz yığınıyken, kaybın ve acının ağırlığı omuzlarımızdayken, nasıl olur da her şey normalmiş gibi bir algı oluşturulmaya çalışılır?
Neden insanların yaşadığı zorluklar göz ardı ediliyor? Memleketimize sahip çıkıp gitmediğimiz için mi bu sessizlik? Bir yanımız umutla yeşermeye çalışırken, diğer yanımız hala enkaz yığını. Haberlerde yeni binaların yükseldiğini, şehrin ayağa kalktığını duyuyoruz elbette bu güzel haberlere de ihtiyacımız var, ancak bu durum, toprağını bırakmayan, her gün o tarifsiz acıyla yüzleşen bizlerin yaşadığı zorlukları ve içimizdeki derin çöküntüyü örtbas ediyor.
Zaman gerçekten her şeyin ilacı mı? Belki bazı yaraları kabuk bağlar, ancak bu denli derin acılar için zaman tek başına bir şifa kaynağı olmuyor. Kayıpların, yıkımın ve yaşanan travmanın izleri kolay kolay silinmiyor, aksine her geçen gün daha da derinleşiyor. "Hayalet şehir" demek ağır mı olur bilmiyorum ama bu hâliyle şehrimiz sadece sessizlik içinde çığlık atıyor.
Yıkılan yerlere evler inşa ediliyor, ancak bizim gördüğümüz sadece beton yığınları değil. Anılarımızın, yaşanmışlıklarımızın enkaz altında kaldığı bir şehirde, yeni yapıların yükselmesi bir umut ışığı olsa da, içimizdeki o derin boşluğu doldurmuyor. Belki zaman her acıyı dindiremez, ama iyileşmek için yan yana atacağımız her kararlı adım, Hatay’ı yeniden o eski, güzel günlerine taşıyacak. Bu kadim şehir, sadece taş ve topraktan değil; en derin hatıralarımızdan, sarsılmaz direncimizden ve bitmeyen sevgimizden yeniden doğacak. Ve o gün geldiğinde... Bu derin sessizlik, yerini yeniden coşkulu kahkahalara; bu acı veren yıkım, sonsuz bir umuda bırakacak.
Sabırla güzel günleri bekliyoruz.
İrem DİRLİK
5.0
100% (1)