İnsanların elinden hayalleri alınacak olursa, başka ne zevkleri kalır? foostenelle
ipekyolu
ipekyolu

KÖY ENSTİTÜLERİ

Yorum

KÖY ENSTİTÜLERİ

1

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

153

Okunma

KÖY ENSTİTÜLERİ

17 NİSAN KÖY ENSTİTÜLERİ BAYRAMI
YAHYA AKSOY
“Aynı yolda aynı emek/ Gönüllerde tek bir dilek/ Türk köyünü önde görmek/Engelleri aşıyoruz, /ülkümüze koşuyoruz/ Mehmetçiğin oğlu kızı/Atatürk’ten aldık hızı/ Başarırız kavgamızı/ Engelleri aşıyoruz,/ Ülkümüze koşuyoruz.” ( 1 )
Türkiye cumhuriyetinin çağdaşlık yolunda en önemli ve etkin bir eğitim kurumu olarak, ülkemize özgü kurulan köy enstitüleri , 17 nisan 1940’ta 3803 sayılı kanunla kuruldu.
çoğunluğu okuma yazma bilmeyen köylerimize öğretmen yetiştiren ve yurt genelinde yaygın ve etkin bir şekilde hizmet vermekte olan köy enstitüleri kısa sürede siyasi nedenlerle 1954 ’de kapatıldı. Oysa Bir ülkenin zenginliği eğitimli insan gücüdür.Dünyaya Örnek teşkil eden eğitim kurumları unutulmaz.Köy enstitüleri bunun en özgün ve en güzel örnekleri olmuştur.
bu alanda büyük atılımlar yaratarak , köylümüze ve ülkemize umut ışığı olan köy enstitüsü mezunu öğretmenlerimiz bütün alanlarda toplumsal değişim ve dönüşümün öncüleri oldular.Dünyanın en büyük eğitimcileri bu örnek üzerinde yıllardır çalışmaktalar.
kısa sürede dünyaya örnek bir eğitim kurumu olarak çağdaş toplumu oluşturmada unutulmaz izler bırakan köy enstitülerinden mezun olan öğretmenlerimizin aramızdan ayrılanlarını rahmet ve minnetle anarken, ülkemizin aydınlanması yolunda, özverili ,üstün hizmetlerine devam etmekte olan tüm öğretmenlerimizi sevgiyle selamlıyorum.
Kurtuluş Savaşımız devam ederken , bir yandan cephelerde savaşlarla planlı bir şekilde uğraşan Gazi Mustafa kemal Atatürk , bir yandan da iç sorunlarla ve öncelikle eğitim sorunları ile yakından ilgilenmiştir.
15 Temmuz 1921 ’de büyük bir eğitim kongresi ve daha sonra 27 Ağustos 1928 ’de Ankara’da öğretmenler kongresi toplanmıştır.Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bu kongrenin başkanı Atıf beye, Cumhurbaşkanı olarak gönderdiği telgrafta özetle şunları ifade etmiştir:"Öğretmen arkadaşlarımızın yeni Türk harfleri ile son Türk’ü okutuncaya kadar büyük bir azim ve imanla çalışmaya karar vermelerinden pek memnun ve mütehassis oldum..."
Cumhuriyetin ilk yıllarında ,on dört milyon olan nüfusun çoğunluğunun okur yazarlık seviyesinin çok düşük bulunduğu kırsal kesimde, Anadolu köylerinin %98’inde okul bulunmamaktaydı.
29 Ağustos 1928 ’de Dolmabahçe Sarayı’nda Gazi Mustafa kemal’in önderliğinde yapılan toplantıda harf devrimi konusunda gerçekçi ve önemli kararlar alınmıştır:"Milleti cehaletten kurtarmak için kendi diline uymayan Arap harflerini terk edip, Latin esasından Türk harflerini kabul etmekten başka çare yoktur..."
"Okuma yazmayı, her yurttaşa,kadına,erkeğe;hamala,sandalcıya öğretiniz.Bunu yurtseverlik ödevi biliniz" diyen Atatürk; 24 Kasım 1928 tarihinde 1048 sayı ile resmi gazetede yayımlanan Millet Mektepleri Talimatnamesinin 4. Maddesinde ifade edildiği gibi : " Bu teşkilatın reisi umumiliğini ve Millet "Mektebi’nin baş muallimliğini Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal Hz. kabûl buyurmuşlardır."
Atatürk’ün doğumunun yüzüncü yılında (1981 ) ,MEB bu tarihi esas alarak 24 Kasım’ ı Türkiye’ye özgü bir gün olarak değerlendirmiş ve "ÖĞRETMENLER GÜNÜ" olarak ilan etmiştir.Birleşmiş Milletlerin Eğitim,Bilim ve Kültür örgütü (UNESCO) tarafından 5 Ekim günü, 1994’ten beri "DÜNYA ÖĞRETMENLER GÜNÜ" olarak ilan edilmiştir. Yüzden fazla ülkede, 5 ekim Öğretmenler Günü olarak her yıl kutlanmaktadır.
Bu tarihlerde, öğretmenlerin tüm sorunları ele alınarak, uluslararası öğretmenler çatı örgütleri ile işbirliği ve dayanışma amaçlanmakta, dünya çocukları için daha iyi bir gelecek sağlamada öğretmenin rolüne ve devletlerin eğitime daha fazla pay ayırmasına dikkat çekilmektedir.
O tarihlerde ,Kültür Bakanlığı ile MEB işbirliği sonucunda Ankara’da düzenlenen OKUMA YAZMA SEFERBERLİĞİ SERGİSİNDE ,tarafımca bütün arşivlerden derlediğim bilgi ve belgeler bir kitap halinde yayımlanmıştır.TBMM kabul etmiş bulunduğu yeni Türk harflerini altın harfleri bastırıp çerçeveleterek Atatürk’e armağan etmiştir. (Bu tarihi belge ,Anıtkabir Atatürk Müzesinde sergilenmektedir.
İlk "OKUMA YAZMA SEFERBERLİĞİ" yurt genelinde başlatılmış ve yurdumuzun her tarafı okul haline getirilmiştir. Mustafa Kemal "BAŞÖĞRETMENLİK " yaparak yeni alfabeyi kara tahta başında ve her yerde halka ve aydınlara açıklamaya başladı. İlk dört ay içinde 5000 öğretmen yeni alfabeyi öğrenerek okuma yazma kurslarında herkese öğretmeye başladı.yeni kurslar açılmasına hızla devam edildi.
Bu aylarda Anadolu’yu dolaşan bir Fransız gazeteci- yazar izlenimlerini şöyle anlatmaktadır:"Ankara’dan Diyarbakır’a, Sivas’tan Konya’ya kadar gittim.Hemen her köy ve kasabada durdum. büyük bir halk kitlesinin gayretine yakından tanık oldum.Gençlerin ve ihtiyarların yeni yazıyı öğrenmek için gösterdikleri gayret pek dokunaklı idi..."
1928 yılının sonlarında okuma-yazma kurs sayısı 5500 ve bu kurslara devam eden öğrenci sayısı 220.000 ’i bulmuştu.Bütün kitaplar yeni yazı ile basılarak okullara dağıtıldı. 1-X1.1928’de Latin harflerinin kabulü hakkındaki 1353 sayılı kanun TBMM ’den geçti.Millet Mekteplerinde Halk Eğitimi , seviyelere göre A ve B sınıflarında açılan dört aylık kurslarda gece ve gündüz devam etti.
Mustafa Kemal’den bir alfabe isteyen köylüye : " Pekalâ, ama sana iki alfabe göndereceğim. Biri sana, biri hanımına" dedi ve gönderdi. Toplum hayatı için, okur- yazarlık sürekli gündemde tutulmalıdır.
"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir..." diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk,ulusun eğitilmesi,güçlenmesi ve bilinçlenmesinde çok önemli ve öncelikli bir yeri bulunan birliğimizin, kimliğimizin ve kültürümüzün temel kaynağı olan " DİL DEVRİMİ " ile toplumun bilgiden bilince ulaşarak çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni yücelteceğine inanmıştır.Ulusal sorumluluklar unutulamz.
Eğitim konularında, her zaman neyi, nasıl ve ne zaman yapacağımızı öğrenmek için, Başöğretmen Atatürk’ün uygulamalarından gerekli dersleri almalıyız. Tarih kendisine ihanet edenleri affetmez.
KÖY ENSTİTÜLERİ : “Sanat ve üretim kültür devrimi /Köy Enstitüleri can oldu bize
Eğitimde çağdaş yolun evrimi /Köy Enstitüleri kan oldu bize/Köyün geleceğe açılan gözü /Halk çocuklarının cevherden sözü/İlim ışığının aydınlık yüzü/Köy Enstitüleri yön oldu bize/Ustalık zanaat herkesin işi/Yoktur öğrenmenin zamanı yaşı/Bilginin güneşi mücevher taşı /Köy Enstitüleri tan oldu bize/Köylüye kılavuz olan eğiten /Kardeş okullara yardım seyirten/Üretirken aynı anda öğreten /Köy Enstitüleri fen oldu bize/Gülüm Ana der ki bilime koşan /Yeni reformlarda aşkla buluşan /Atatürk yolunda insan yetiştiren /Köy Enstitüleri şan oldu bize. / Gülüm Ana-Songül Dündar
Okuma yazma alanında %94.1 ile dünya ülkeleri arasında 84. sırada yer alan ülkemizin bu konuyu bütün yönleriyle ele alması gerektiğine inanıyorum. Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm köy enstitülü öğretmenleri ve rahmetle ve minnetle anıyoruz. Türkiye Aydınlanması Köy Enstitüleri Bayramı kutlu olsun.
-----------------------
(1)(Bu marş 1942 yılında Pazarören Köy Enst. 3/A sınıfının uygulamalı Türkçe dersinde yazılmış,müzik öğrt. Bedri Akalın tarafından bestelenmiştir.)



Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Köy enstitüleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Köy enstitüleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KÖY ENSTİTÜLERİ yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Yılmaz Süslü
Yılmaz Süslü, @yilmazsuslu
18.4.2025 16:37:19
Dünyaca ünlü Finlandiya eğitim sisteminin bizden ,köy enstitülerinden gittiği söylenir. Kapatılınca halk yine köle ruhuna ,bağnaz,hurafeci , üretmez,cahil hale sokuldu. Benim geçtiğim sistemin de dahil gayesi köle,biatkar,eleştiremez bir kitle yetiştiren okulları görünce bu müdür ve kadrolarından ve onları görevlendiren sözde milli eğitim kadrolarından bu halkın alacağı çok şey var . Kimsenin yanına kalmaz!Hele ki batı emperyalist isteğiyle topluma yapılan zihni vahşetin cezasını siz biçin...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL