0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
292
Okunma
Kalp, incecik bir camdan yapılmış bir kase gibidir, çabuk kırılır...
Kırma!
İncitme!
Üzme!
Ve kırılan her kalpte hiç geçmeyen bir iz kalır...
Özür dilesende, kendini affetirsen de o iz hep kalır...
Onun için hiç kimsenin kalbini kırma!
Bu dünyada hiç hak etmediğimiz kaba bir davranışla karşılaşmış olabilirsiniz. Herkesi kendiniz gibi iyi biri zannedersiniz. Ama öyle olmadığını size yapılan kötülüklerden, hoş olmayan davranışlardan anlamışsınız.
Sevginizi, saygınızı suistimal edenler olmuştur elbet. Ve bundan mütevellit kalbiniz incinmiş, yüreğiniz incinmiş, içinizi bir hüzün kaplamış olabilir.
İnceliginiz karşısında incelik göremediğinizde, zerafet karşısında zerafet göremediğinizde, olumlu bir davranış karşısında olumlu bir davranış göremediğinizde, sevip saydıklarınız karşısında, aynı davranışı görmediğinizde alınırsınız. Kırılırsınız. İncinirsiniz. Belki bu yapılan her olumsuz davranış karşısında kalbinizin ince ince kırıldığını farkedersiniz.
Haklısınız. Yerden göğe kadar haklısınız. Sizin yerinizde kim olursa olsun aynı duyguya sahip olur. Aynı üzüntüyü taşır yüreğinin bir köşesinde.
Oysa siz hep iyi davranınız. Hep Hüsnü zanda bulundunuz. İyilik ettiniz. Olması gereken gibi davrandınız. Ama bütün bunların karşılığı vefasızlık olunca kalbiniz kırılıyor, yüreğiniz açıyor, üzülüyorsunuz.
Üzülmeyin!
Çünkü bu koca dünyada herkes sizin gibi olmayabilir. Herkes sizin gibi dostça düşünmeyebilir.
İyi kalpli insanların hayatları zordur. Onlar merhamet sahibidir. Onlar sizin gibi zariftir. Kibardır. Kadir kıymet bilendir. Gül dalı gibi çabuk kırılırlar. Çabuk incinirler.
Yolda muhtaç birini gördüklerinde onu görmezden gelemezler. Ona ilgisiz kayıtsız kalamazlar. Empati yaparlar. Kendilerini onun yerine koyarak ona göre yardımcı olurlar.
Yolda aç, susuz ya da yaralı bir sokak hayvanlarını gördüklerininde, hemen alıp veterinere götürürler. Onları orada acı içinde bırakmazlar. Yaralarına merhem olmaya çalışırlar.
Merhametlidirler.
Açsa bir tas su verir, susuzsa bir kap mama bırakırlar yanlarına. Muhtaçın, kimsesizin, yetimin, öksüzün gözünden tanırlar, boyun büküşünden, hal dilinden anlarlar. Titreyen sesinden, mahcup duruşundan, masum bakışından bilirler. Onların kalbi incedir. Zariftir. Çabuk kırılırlar. Çabuk incinirler.
Ve sen onlardan birisin, biliyorum.
Üzülme!
Allah hüzünlü kalpleri sever.
Allah kırık kalplerdedir.
Hazreti Mevlana Mesnevi’de, gönül inciten değil, gönül almanın önemine değinir.
Unutma! Kalbi kırık insanların, Cenab-ı Allah nezdinde ki itibar ve mevkileri yüksektir.
Hazreti Musa (a.s) bir gün:
"Ya Rabbi! Seni nerede arayacağım?" Diye niyazda bulunmuştu.
Rabbimiz de:
"Beni kalbi kırıkların yanında ara!" Buyurdu.
Kalbi kırık insanların, kalbinin kırık olduğunu hiç kimse bilmez. Onların halinden hiç kimse anlamaz. Onları bu halde görenler halleriyle hemhal olmaz. Kalbinin kırıklığına, lime lime oluşuna aldırış etmezler. Oysa onlar, yüce Rabbimizin yanında itibar sahibidirler. Mevki sahibidirler. Allah onların sesini duyar, hallerini bilir, niyazlarını, dualarını kabul eder.
Siz siz olun, kalbi kırık olanların ahını almayın. Hiç kimsenin kalbini kırmayın. Çünkü Allah kırık kalplerdedir. Ve kırık kalplerin hikayesi hep kısa olur. Hep sessiz olur. Hep hüzünlü olur.
Kırık kalplerin hikayesi gözden düşen iki damla yaş olur.
Ve kırık kalplerin dostu her zaman Allah olur.
İmam Rabbani hazretleri:
" Kalp Allah’ın komşusudur. Kalbin Allah’a yakın olduğu kadar hiç bir şeye yakın değildir. Onun için mümin olsun, asi olsun, hiç bir insanın kalbini incitmeyin. Kalp kırmak büyük bir günahtır." Der.
HİÇ KİMSENİN KALBİNİ İNCİTME!
Unutma!
Kırılan kalpte her zaman bir iz kalır...
Çok sevdiğim bir hikaye:
Bir gün bir baba oğluna bir tahta vermiş. Ve ona, bu tahtaya kırdığın her kalp için bir çivi çak!" demiş.
Çocuk babasının dediğini yaparak her kırdığı kalp için tahtaya bir çivi çakmış. Bir gün bakmış ki, tahtada hiç boş yer kalmamış. Babası ona, şimdi kırdığın kalpleri bir bir tamir et. Kalbini kırdığın her insandan özür dile. Ve tamir ettiğin her kalp için tahtadan bir çivi sök!" demiş. Oğlu babasının dediğini yapmış.
Ve en sonunda çocuk:
"Bak baba bütün çiviler bitti." demiş.
Baba tahtayı eline almış ve oğluna şöyle demiş:
"Ne kadar tamir etsen de kırılan kalbin bu tahtada ki izi gibi izi kalır. Onun için hiçbir zaman, hiç bir insanın kalbini kırma." Demiş.
Abdurrahman Tümer