0
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
189
Okunma
Kimin suçu
Adaletsizliğe edilmiş yemin,
Öylesine bozuk her yanda zemin,
Hiç kimse kimseden olamaz emin,
Kalmadı tutacak dalımız bizim.
Kahraman Murâdî
Hakim in çekici vurması ile mahkemenin ilk görüşmesi açılmıştı yargılanan bir hırsız idi sabıkası bir hayli kalabalıktı lüks arabaları çalmaktan zengin evlerine girmekten ve zenginleri hacklemekten sorgulanıyordu hakim ise hırsızlığı kızım işlese elini keserdim diyen Peygamber ümmetinden hakaniyetli bir amcaydı acaba suç işleyen evlada ceza kesebilecek miydi peki asıl suçlu kimdi babası bir evladı olduğunu unutursa baba babalık evlât evlât olduğunu hatırlamazsa hiç kimsenin görev ve vazifesini yerine getirmediği bir toplumda zeminin düz durması beklenebilirmiydi ilk duruşma için herkes toplandı hakim cübbesini giydi tokmağı eline aldı masaya vurdu sordu sen Hamza arslan ne suç işledin bütün bu insanlar senden şikayetçi neden çaldın Hamza cevap verdi zenginler arkası sağlam dayılar ayılar nice banka dolandırdı ben bir baklava çaldım suç oldu sizin adalet anlayışına tüküreyim emi yukarıdaki makama ensesi kalın olana laf söylemez dünyanın adaleti hep zenginden yana işler bu dünya mahkemesi asıl hırsızlar en baş köşeye otururken o karıncalar yerlerde sürünür zindanlarda çürür çocukların sahipsiz kaldığı bir memlekette mizan mı kalır terazimi sağlam durur adalet çocuk oyuncağı olmuş hakim bey zengine geç fakire dur derse bir memlekette karışır haram ile helal birbirine oysaki herkes vazife sahibi olsa mesuliyetini kabul etse böylece adalet yerleşir en baş köşeye
Küçük Hamza İstanbulun kenar semtlerinden birinde dünyaya gelmiş babasını tanımayan çocukların gülüşleri hep eksiktir zaten bir evde baba yoksa evin tüm yükü çocuğa aittir bu yüzden küçük yaşta evin tüm sorumluluğunu üzerinde hisseden çocuklar okul yerine parklarda su satmaya giderler simet satarlarki hayatları devam etsin mahallede hamzaya hamo diye seslenirlerdi bizim Türk insanı sever isim kısaltmayı mana ve anlam daraltmayı misal çoğu mahallede Ahmet Ahmo Ahmi Muhammed Mami mumi mustafa mıstık şeklinde çağrılırdı oysaki ne güzeldi Muhammed Mustafa ismi keşke her insan o ismi üzerinde lâyık olduğu şekilde taşısa ama Mevlânanın bir sözü vardır tut ki miras kaldı sana o zülfikar ya sende onu taşıma kapasitesi yoksa o zülfikar kirlenmezmi isim taşımakta böyledir işte temizseniz çocuklarınıza güzel isimler verir kötü ve kem iseniz güzel isimleri kirletmeyin hamo üç kardeşti nazlıcan ve Ayhan hamonun üvey babası ismini haketmeyen Mustafaya herkes Allahsız kitapsız Mustafa derdi çünkü ne kitap bilir ne iman bilirdi imansız cenabet karısını satan deyyuslardandı işte ilk o gün anladı hayatın acımasızlığını ve babası olacak deyyusun karnına soktuğu bıçakla 6 yerinden deldi namussuzu ve annesinin namusunu ilk o gün kurtardı
Gidiyordu Hamza hakim önüne çıkardılar onu yaşı 13 tü ve baba katilliği ile suçlanıyordu hakim ilk önce hamoya baktı evladım neden cinayet işledin demeden önce zaten kararını vermişti hamo oğlum hiç çıkılırmı hakimin karşısına evladım eski elbiseyle elbise insanı zengin gösterir insanlar elbiseye önem verirler desede hamonun sakız alacak parası yoktuki elbiseyi alsın o elbiselerini ya çöpten bulur yada çalardı ancak bu dünyada bir dilim ekmek çalmakla bin dilim ekmek çalmak aynı değildir Türkiyede sadece suçsuzlar eziyet görür hapse atılır ancak dayısı ayısı olanlar mutlaka her suçtan yırtarlar görevini kötüye kullanan poliste olsa askerde olsa o bizden değildir her polis elbisesi giyen polis olmaz adi makam yoktur adi insan vardır ve makamıda elbiseyide anlam ve manayı kirleten insanlardır milyonlarca vurgunu yapan ülkemizde fink atardı ve hakimde nasıl bir adaletse küçük hamoyu atın içeri diyerek tam 10 yıl verdi oysaki dünyada bazı bok böcekleri vardı tam bir haşere gibi insanın kanını emerler karısını satan babalar mutlaka kızlarını da satarlar para için aşağılaşan küçük kızlara tecavüz eden piç kurularının kalemi çoktan kırılmalıydı ne yapalım Müslümanlar soruyorlar mevlânın yardımı ne zaman mutlaka yardım gelecektir yeterki müminler yıkılmasın ümit kesmesin mazlumlarda bir tek kulak arkası kaldı o da yakında gider herhalde o gün ters kelepçe takılanlardan biriside bizim hamoydu ve kendisi Adem baba koğuşuna girerken arslanlar gibi vakur ve dikti içinde baba dediği hayvanı öldürüp kurtulmanın sevinci bir deyyus geberirken bir mazlum kişi içeri giriyordu işte adalet
sabırlı ve ihtiyatlı olarak hayra dua etmeli, hayırlı ve devamlı olan işler yapma gayreti içinde olmalıyız.
Kuraandan öğütler
Hamzadan sonra ve kocasının ölümü ile Tülay 2 çocuğu ile tek başına kaldı biri kız biri erkek Ayhan ile sorin hayatta her iş zor olsada bir kadın tek başına dul bu daha zordu yani sabrın yıkılma noktası
her insan mutlaka ahiret saadetini ve cennet gibi bir yaşam ister ancak her insan aynı yoldan aynı sınavdan geçmez dayanan sıkıntı çeken insanlar ın mükâfatı dahada fazlalaşır herkesin nimeti çektiği zahmet kadardır zahmetsiz nimet olmaz
Evet Tülay hanım kocasından kurtulunca rahat bir nefes alsada 3 çocuk ve hayatın yükü onu bekliyordu hayat kimi zaman tüm yükünü birden yükünü yüklemez üzerine hiç acele etmeden bir dert biter diğerini yüklerki sabrınız müjdelensin
bir kadının en güzel işi el sanatıdır kimisi dantel satar kimisi dikiş nakış kimiside kilim boyar ve çocuklu dul bir kadın içinin boş durma gibi bir lüksü yoktur Evet insan acele etmemeli idi tam zamanında yaydan çıkan ok gibi tam vaktinde fikir olgunlaştıktan sonra karar verebilmeliydi
İşte o gün Tülay hanım Ankaranın en maharetli ustabaşının yanında iş başı yapacaktı mümin müminin yardımcısıdır her hayat insanın dilinde gayret istek ve dua varsa yeniden başlar Tülay hanımın o zor gecelerde döktüğü gözyaşlarını bir gören vardı ve ona önünde bir iş kapısı açıyordu ibret ile bakan gözler elbette kimin nasıl niçin yaptığını çok iyi biliyordu
Hamzanın annesi bir yandan çalışıyor bir yandan büyük abim recep üniversite sınavlarına hazırlanıyor avukat olmak istiyordu çünkü hamo tek başına hapiste yaşayamayacak kadar masum bir çocuktu hapishanede her türlü rezilliği tatmıştı adeta subyancılık falaka küçük çocuklara sarsıntılık eden ibne oğlu ibne gardiyanlar hapis hayatı böyleydi elektrik ile tanışmayan insanın köpekleştiğini görüp
çocukların makatındaki jop izlerine şahit olabilirdiniz insanlar hapishaneye girdikleri zaman ya helâk olur yeryüzünden silinir gider yada Adem olup çıkardı boşuna bu karanlık odalara Adem baba koğuşu dememişlerdi tecavüzler işkenceler de binlerce insan bu zindanlarda hep can vermişlerdi insanda şeref ve haysiyet olmazsa hiç kimseye üniforma şeref kazandırmaz insan ilk önce Allahın bahşettiği nimet olarak bizlere verdiği takva elbisesini esma zırhını giyecek diğer elbiseler ondan sonra o gün karanlık bir geceydi hamo kendisine tecavüz etmek isteyen gardiyanın birisinin gözüne tornavida sokarak tamamen kör etti diğer gardiyanı ise levyeyle sakat bıraktı ve kardeşi recep avukat olmuş onu savunmaya gelmişti duruşma açıldı hamo tam bir muhalifti iktitadara muhalif gardiyanlara müdüre yeri geldiği zaman insan kendisine bile muhalif olacaktı ancak doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar muhalif olan susturulur işte sırf o gün hamonun kalemini kırdı kendisine büyük diyen böcükler ve hamo o gün son kez annesinin gözünün içine baktı kardeşlerim sana emanet der gibiydi ve abim deniz gezmiş gibi Pir sultan şeyh bedrettin gibi kendi ayağı ile idam sehpasını tekmeledi ve o gün Allah katına yükseldi çünkü kim mazlumsa Cenabı Hak onu sever dünya hayatına son verir yanına alır hamonun destanı dilden dile söylenecekti dünyayı kaybedecek fakat ahiretini gül bahçesi edecekti
5.0
100% (1)