0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
402
Okunma

Bembeyaz bir örtü gibi serildi zaman, Gecenin en sessiz anında indi kar, Üzerinde kir, pas ve günah taşıyan toprak, Bir anda tertemiz, bir anda huzur dolu.
Ey beyazlığın en derin sureti, Ey safiyetin kanatlanmış hali, Senin varlığında saklı tüm sırlar, Senin düşüşünle anlar insan kendini.
Bir çocuk gülümsüyor soğuğa aldırmadan, Avuçlarını açmış, düşen taneleri sayıyor, Her biri bir dua, her biri bir umut, Her biri Allah’tan bir lütuf gibi.
Ama ne zor, ne çetin Rabbim, Beyaz kalmak bu kirli ellerin arasında. Ne zor adil olmak, ne zor merhametli, Her adımda çamura bulanıyor ruhlar.
Dünya bir çark, döner durmadan, Kimi ezilir, kimi unutur insanlığını. Beyazı görenler siyaha bulanır, Doğrular eğrilir, eğriler doğrulardan daha gür çıkar.
Bir bilge yaşlı adam suskun, Sırtında yılların yüküyle eğilmiş, Bembeyaz karın üstünde yürürken, Geride iz bırakmamaya çalışıyor.
"Ey oğul, ey kızım," der gibi sessizce, "Bu dünya kirlenmek için mi yaratıldı sanırsın? Hayır, bu dünya arınmak içindir, Zira her düşen kar tanesi bir uyarıdır, Bize tertemiz başlamamız gerektiğini hatırlatır."
Bir gökyüzü düşün, her yıldız bir hakikat, Bembeyaz ayetler yazılmış bulutlara, Ve yeryüzü, bu hakikate kulaklarını tıkamış, Gözlerini yummuş, kalbini mühürlemiş.
Ey insanoğlu! Ey bencilliğin esiri, Kaç parça beyazlık kalır sende, Şu haram sofralarında, şu unutulmuş yetimlerin gözyaşlarında? Kaç kar tanesi dayanır sıcak nefesine?
Rabbim, yüreğim titriyor, gözlerim yanıyor, Ne kirli bir sahne çizilmiş önüme, Bir tarafta şatafat, israf ve kibir, Bir tarafta açlığın, soğuğun koynuna sığınanlar.
Ve kar yağıyor usulca, Kötüleri örtmek için değil, İyiliğin yolunu aydınlatmak için, Hakikati hatırlatmak için yağıyor kar.
Gün gelecek, kar bile yağmaz olacak, Çünkü bu dünya, beyazı tutamayacak kadar kararmış olacak. O gün geldiğinde ey insan, Ne ile temizleyeceksin kendini?
Ey Rabbim, beni bu beyazlığın içinde tut, Beni bu kirli dünyanın parçası etme, Bırak, düşen her kar tanesinde adını anayım, Ve bembeyaz bir kar gibi, sana döneyim...
Erol Kekeç/15.03.2025/Sancaktepe/İST