0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
189
Okunma
BİRLİK BERABERLİK HUZUR VE GÜVENDE SİYASET KURUMU
Huzurun ve güvenliğin kaynağı, aynı toprak parçasında yaşayan, aynı dil, kültür ve tarih içinde bir arada olan insanların birliği ile mümkündür. “ Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.” Hadisi şerifi bunu açıkça ifade eder.
İnsanlar neden ayrılığa düşer? Bunun birinci sebebi bireysel düşünce ve menfaatlerini öncelemelerindendir. Yani özellikle kendi menfaatleri her şeyin üstünde olmasındandır. Belki de yasalar, gelenekler ve görenekler, yasaklar ve tabii ki din insanları düzene sokmak, birlik ve beraberlik içinde huzurlu bir hayat sürmelerini sağlamak içindir.
Bunca uyarılara rağmen insan, dünya kurulalı beri kavgayı, bölünmüşlüğü ve felaketleri tekrar tekrar yaşamıştır. Bunca tecrübe, nasihat, uyarı insanoğluna fayda vermemektedir. İnsanların tamamının başına buyruk olduğunu söylemek pek doğru olmaz ama bencil, sadece kendini düşünen, başkasına hayat hakkı tanımayan, özellikle toplumun huzurunu, yasalarını, gelenek ve göreneklerini, kültürünü önemsemeyen, aşağılayan, bozmaya çalışan, kuralsızlığı kural haline getiren başıbozuklar yüzünden toplumların huzuru ve güvenliği sıkıntıya girmektedir. Kurunun yanında yaşın yanması gibi iyiler bu ortamda kaybolurken yangın alıp başını gidiyor. Bu yangını nasıl söndürebiliriz? Sorusu da insanları hep meşgul etmiş, bunun için de yasalar, gelenekler, töreler ortaya çıkmıştır. Peygamberler de zaten böyle zamanlarda Allah(cc) tarafından görevlendirilmişlerdir. Çünkü her insan kendi hesabını verecek, uyarılmadım, haberim yoktu, diyemeyecektir.
Bunca tarihi geçmişe, tecrübeye, felaketlere uğramış; nice medeniyetlere, huzur ve refaha şahitlik etmiş insanoğlu neden her defasında yeniden bir savaşa, kavgaya, bölünmüşlüğe, sapkınlığa, kaosa sürükleniyor? Bizim de içinde bulunduğumuz şu zaman diliminde yaşadıklarımız, şahit olduklarımız bize göstermiştir ki, insan zenginleştikçe, bir şeyler başardıkça, eşyaya hükmetmeye başladıkça kendinden başka kimseyi tanımaz olmuştur. Böylece kurumlar da bu sistem içinde bozulup, gerçek faaliyetlerini yerine getirememiş, hatta düzeni sağlamak yerine düzenin bozulmasının birincil sebebi konumuna gelmiştir. Özellikle siyaset kurumu bunun en bariz örneğidir. Devletler, siyasetle yönetilir. Bir devletin güçlü olması için siyaset kurumunun sağlıklı ve güçlü olması gerekir. Bu kurumun sağlıklı olabilmesi için de siyasetçilerin dürüst, ahlaklı, samimi, iyi niyetli, vatansever ve empati yeteneği gelişmiş kişiler olmalıdır. Şahsen, günümüzdeki siyasetçilerin samimiyetleri tartışılır, diye düşünüyorum. Aynı davaya inanmış insanların birbiriyle anlaşamıyor olmaları bunun en bariz örneğidir. Aynı davaya baş koymuş insanlar ki ortada gerçekten bir vatan davası varsa gerektiğinde fedakârlık yapabilmelidir. Davası için fedakârlık yapamayanlar hangi davanın adamlarıdır? Beraber hareket ederken birbirine toz kondurmayanlar, haksızlıklar karşısında susanlar, hatta bu haksızlığı haklıymış gibi savunanların yollarını ayırınca birbirlerine fütursuzca saldırmaları hangi samimiyetin, dava adamlığının icabıdır? Halkı/seçmeni dahi riyakâr hale sokan bu tür siyasetçilerin ta kendisidir.
Dünya devletlerinin halkları arasında hiçbir problem yokken o devletlerin siyasetçileri sayesinde değil midir ki halklar da birbirine düşman olmuş. Sırf siyasi geleceklerini sağlama almak için halkı kışkırtma yoluna gitmiştir. Birlik ve beraberlikten, kardeşlikten bahseden siyasetçilerimizin kürsüye çıkınca asıp kesmeleri, diğer partilere ve partililere saldırmaları, aşağılamaları hangi siyasi ahlakın ve samimiyetin ürünüdür?
Aile de toplum da siyasetle yönetilir. Siyasetçi ahlaklı, dürüst, samimi ve çalışkansa toplum da ahlaklı, dürüst, samimi ve çalışkan olacaktır. Birlik ve beraber olmanın, dirlik içinde yaşamanın birinci şartı, farklı anlayış ve düşüncede olunsa bile toplumsal konularda, milli meselelerde, dış etkenlere karşı birlikte hareket edebilmektir. Bunu sağlayacak olan da siyasetçilerdir.
Sözümüzü, biliyorum ki hiçbir siyasetçi kendi üzerine almayacaktır. Her biri ben en doğruyum, eleştiriler hep diğerlerini ilgilendiriyor, anlayışında olacaktır. İşte en büyük problem de budur. Milli meseleleri kendi siyasi ikbal meseleleriyle karıştıran ve sadece kendi menfaatlerini düşünen siyasetçilerin bu millete vereceği, kargaşa ve güvensizlikten başka hiçbir şey değildir.
18.03.2021