0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
220
Okunma
Neyin var? Yorgun gibisin.
Yo, esasında hayat karşıma daha şaşılacak ne çıkarabilir diye düşünüp, görebileceğim muhtemel manzaralara psikolojimi hazırlarken zamanın nasıl geçtiğini anlamamışım. Koskoca çağ geçmiş. Aslında haklısın bu durum beni biraz yordu fakat yorgunluğum fiziksel değil, ruhsal.
Nasıl aşacaksın bu durumu?
Sanırım aşamayacağım. Alışmak ve mış gibi yapmak şu devirde en mantıklısı gibi.
Ne yani. İçine sinmeyen durumlara, sahte dostluklara, omurgasız insanlara samimi olmayan gülücükler saçıp ’ hı hı evet, en iyisi sizsiniz’ mi diyeceksin?
Daha iyi bir fikrin varsa seni dinliyorum?
Şey, eee... Sanırım yok. Ama böyle de olmamalı.
Bak dostum; bu hayatta gerçek olan iki şey var. Biri doğum diğeri ölüm. Bu ikisi arasında geçen zamana da yaşam diyorlar. Kimine göre bir simülasyon kimine göre de gerçek hayata bir geçiş evresi. Sen ismine ne dersen de, bu iki olgu arasında geçen zamana ayak uydurmak her baba yiğidin harcı değil maalesef. Sürekli değişiyor herşey çünkü. "Bu kadar da olmaz" dediğin ne varsa bir süre sonra karşına çıkıyor. Beklemediğin insanlar beklemediğin reaksiyonlar gösteriyor. Ummadığın olaylarla ummadığın ortamlarda karşılaşıyorsun ve "hiç sanmıyorum" dediğin kişiler seni haksız çıkartıyor. Sen de bir süre sonra herkesi, herşeyi aynı sanıyorsun. Ve sana bir sır vereyim mi?
Lütfen..
Sanmak, insanı ziyan ediyor. İçten içe çürütüyor lanetli bir kanser hücresi gibi.
Anlıyorum.
Sanmıyorum. Neyse, şimdi böyle bir çağa ayak uydurmak mümkün mü sence?
Tabi ki değil.
E o zaman ya bu çağdan yok olacaksın ya da bu çağdakiler yokmuş gibi davranacaksın.
Ve sen de onlar yok’muş’ gibi davranıyorsun.
Çabuk kavrıyorsun.
*
5.0
100% (2)