1
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
200
Okunma
Al başımızdan 70’likleri.. Nedir bunların derdi...
Trump, Putin, Netanyahu, Şı Cınpıng... Hepsi de 70’lik. Sarhoş gibi dünya yönetiyorlar.
Trump; 78 yaşında, Putin; 72 yaşında, Netanyahu 75 yaşında, Şı Cınpıng 71 yaşında...
Bereketler büyüklerle beraber derlerdi, ne bereketi Tanrım. Hangi çağın çocuğu bunlar. Varsa alacak nefesleri al gençlere ver, yani gücün yetmiyor mu, nedir? Yani her şeye gücün yetermiş, öyle derlerdi de, gördüğümüze, yaşadığımıza, okuduğumuza mı inanalım yoksa senin her şeye gücü yeter diyenlere mi?
Ne koltuk sevdasıymış arkadaş? Yani başımıza gelmediği için mi anlayamıyoruz ehtiyarları..
Dünyevi saadete gel saadete... Sana ne elin devletlerinden, ülkelerinden, başkanlarından, seçmişler işte, sana mı soracaklardı...
Pardon efendim, duyamıyorum, biri mi seslendi. Geberesice bunaklar... Yani bunları gördükçe insanın ihtiyarlara da hürmeti kalmıyor... Sulu beyinler... İşleri güçleri hır gür, kan irin, savaş, bomba... Bir kaç ihtiyar için binlerce on binlerce insan; hayvanlar gibi öldürülüyor.
Geçenlerde bir haber okudum, bebeklerini öldürmüş cennete gitsinler diye.. Yani dünyaya bulaşıp günaha münaha girmesin falan diye, küçücük bebekleri.. . Ya hu madem öldürecektin niye getirdin dünyaya...
Dünyevi eveleme geveleme, kim bunak, derdin ne senin, nörüyon...
Pardon efendim, duyamıyorum, biri mi sesleniyor...
Sevgili Tanrım ne güzel demiş deruni aşıklarımız ozanlarımız;
Ne demişler ne demişler;
Yap köpüklü kahve, yak bir sigara
Genç yaşında göç git, bakma ardına..
İnsanların kusurlarını biliyorum kendimden, sayısız kusurumuz var, say say bitmez...
Peki ya, Tanrının kusuru yok mudur, varsa nedir, lütfen gençler cevaplasın!? Hiç bir kitapta, hikayede yazmıyor, anlatmıyor... Arada derede bir kaç kurgu sinemada Tanrıyı sorguluyorlar ama o kadar işte. Kaç kişi izler, nasıl yorumlar, ne der, bilinmez... Var mı aklınızda böyle diziler veya filmler arkadaşlar, ben erken bunadım, unutkanlık da çabası...
Daha iyi, güzel ve huzurlu bir canlı ve dünya yaratamaz mıydı?
Doğum bile sorunlu, hem hayvanlarda hem insanlarda, lakin annelik duygusu diyorlar ya; nedir bu 9 ay bekle, bin bir acıyla bir canlı getir dünyaya.. El bebek gül bebek büyüt, ya davulcuya ya zurnacıya, bir de unutur, arada bir telefonla anne nasılsın, baba var mı sıkıntı demeyle evlatlık ettiğini düşünür.. Zaten çoğu anne baba da, aman iyi olsunlar da bizi arayıp sormasalar da olur der bizim kültürde genelde... Hayvanların durumu daha çok sıkıntı; balıklar mesela; dinozorlar, akrebinden, kuşuna ..bu nesil devamı daha iyi ve huzurlu bir şekilde sağlanamaz mıydı?
Bütün hayvanlar diğer hayvanların yavrularını yemek olarak görüyor. Aslanlar mesela; daha yeni yürümeye başlayan aslan yavrularını parçalıyor boğuyor, bir de yiyor yani.. Koyun ve keçilerde böyle bir sorun yok ama onlar otçul olduğu için herhalde.. İnsan ise hem etçil hem otçul..
Konuyu da dağıttık...
Tanrının görevlendirdiği söylenen mahlukatlar, insan üstü güçler de işini yapmıyor galiba, savsaklıyor... Ya hu; yüzbinlerce insanın yaşadığı şehir, şehirler bir depremle moloz yığınına dönüyor, kim sorumlu bu yer altındaki kıta katmanlarından ??
Tsunamiler bir taraftan, aşırı sıcaklıklar, kuraklık, aşırı soğuk, yıldırım, sel, bulaşıcı hastalıklar... say say bitmez...
Yani daha güzel bir dünya, daha sağlam bir gezegen yaratsaydın olmaz mıydı Tanrım?
Tanrının kusurlarını sayabilenler çağımızın gerçek düşünürleri, alimleri olabilir herhalde. Bilmiyorum..
Lakin bu galaksilerde de gezegenlerde de,
Konuyu toparlayamayacağım galiba.. İnsanların insanlara verdiği cevaplar aydınlatmıyor, gençler de yapay zekadan öğreniyor. Yapay Zeka ne diyor bu konularda acaba hiç soran oldu mu?
İnsan kendini çözemedi binlerce yıldır, yani ortalama on bin yılda; insanı tam olarak bilen, anlatan yorumlayan bir miras yok... Akıllılar, aptal denilenleri güdüyor.. Geçenlerde, Buda’nın oğluymuş haberlere düştü, 9 yaşında mı ne, yeni bir tarikat doğmuş dünyanın bir tarafında yine.. Devlet olaya el atmış ama, çocuğun annesi 6 ay sonra kutsal çocuk yeniden yayınlarına başlayacak gibi bir gönderide bulunmuş. Gel bir de burdan yak arkadaş..
Sevgili Gece ve Sevgili Klavye;
Sen söyle bize nasıl düşünsün bu çağın insanları? Dünyanın dört bir tarafı sallanıyor, insanlar insanları yakıyor, geçenlerde yine iki mezhep arası çatışma çıkmış, birileri birilerin evlerini barklarını yakmış, evlerin içindeki insanları da; ha keza öldürenler, insanları köpek olarak gören kimi inanç sahipleri de hiç bitmiyor dünyanın orasında burasında..
Dünyevi, senin memleket ne alemde...
"Ayılana gazoz bayılana limon".. İzah edemiyorum, mizahı da artık kendim bile kaldıramıyorum.. Şimdi sorsan bana; nerede yaşamak istersin deyü...
Yani aşırı soğuk olmasın... Aşırı sıcak da olmaz.. Krallık başkanlık olmasın, dinlerin işi gücü insanları bölmek, hakaret etmek, kendini akıllı diğerini ahmak görmek, onlar da olmasın, çalışmak da olmasın...
Yok abi dünyada bengillere uygun bir yer, hadi bulduk diyelim; gidecek heves de yok, böyle zindanda yaşar gibi sahte gülücüklerle, hiç bir yerde ve şekilde umut göremesek de, herkese umut aşılamaya çalışarak, gecenin sabahı falan vardır, şerde hayır, hayırda şer falan... Kendimizi oyalamaya devam...
Bak yine ayaklarım üşüdü... Üşemeyen bir ayak olsa daha iyi olmaz mıydı?
Lan Dünyevi, yat zıbar... Senin beynin sulanmış... Tanrının kusuru var mıymış, yürü git, cahil cühela seni..
Ya hu şunun şurasında yaşarsak 20-30 yıl daha elden ayaktan düşmeden yaşayıp uçup gitcez, nedir bu hengame arkadaş?
İnsanlığı, canı, bilgiyi ve Tanrıyı bulan varsa posta gönderin arkadaşlar..
En sevenlerinize emanet..
Y.