Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - pitigrilli
Nevin subaşı
Nevin subaşı
VİP ÜYE

Tutunma biçimleri

Yorum

Tutunma biçimleri

4

Yorum

24

Beğeni

0,0

Puan

378

Okunma

Okuduğunuz yazı 18.3.2025 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.

Tutunma biçimleri



Yapıtlardaki "söyleyiş tarzı " olayların değil olguların, ve maruz kalınan çeşitte farklılıklar olduğu halde; içerikte bireye içkin alımlama üzerinden bir "yeniden söyleyiş" e zorunluluk uyandırır

gözlemci, okur ve izlenimci üzerinde cereyan edecek mesele her ne ise onu, zihin düzlemindeki hazırda bulunanlar ile çarpıcı aksiyonlara iletir ve tetiklemesini sağlar

bu da yeni bir etki olmakla kalmayıp, ömrünü uzatmak isteyen ve aslında açığa çıkmak için fırsat kollayan duygu veya düşüncenin ismetini (masumiyet) temsil eder

elbette sanat bir çok nedenle var ve olacaktır
fakat ideolojik bakımdan adlandırılmış belirgin kalıplara ve üsluba bürünmüş dünya görüşleri de bir hali veya bir yüzü ile ruhaniyet içerebilir

farklı disiplinler arasında gidip gelen bir çok eser naif bir" âna " (esin) dokunmadan oluşmayacağı gibi, kendi içinde bir bütünlüğe ve lezzete de onsuz ulaşamaz zannediyorum

izlenimci açısından; sanata dair insan yapıtlarına takla attıran söylemler ve şekil şartlar dünyasında; birbirine değen, değerken değişen ve değiştiren fakat yine de eser’in yularını hükmü altına alan üretim tutumları
bize şunu hatırlatır ise; daha anlamlı bir yere
çıkılabilir:

söylenmemiş söz yoktur evet ama, nasıl ve neye ’göre’ yeniden söylenmeye cüret edilmiştir?

çün ki toplum ve bireyin algı ve etkileşim sahasındaki yetkinliği
yani musa’ dönemi; saklanması gereken birey olgusu aşılmış ve
kadın -erkek bağlamında ruh (isa) bütünlüğüne geçilmiştir

bu bakımdan; "bireyin" kendi varlığını ifa (eylem ) ile ifadesini, verdiği mücadeleyi (yaşam sorumluluğu-sıratı müstakim -yol ve kendine özgü araçları) nasıl yeniden yorumlayabildiği bir döneme (muhammed) varılmıştır da denilebilir

bu bağlamda anlaşılıyor ki
bir yanıyla insana /bireye (muhammed) bırakılan alan; yetkin kişinin (bireyin) kendi benliğini saflaştırabilme etkinliği olarak da tasnif edilebilir bir çağın dışında ve yaşamın içindeyizdir

...her kar tanesinin farklı yanıtlara bürünmesi
gibi; birbirini temsil eden, fakat tekrarlamayan...

sanat;insan eliyle üretilmiş şeylere ve onların dışında kalan (insan yaratımı olmayan) diğer herşeyin herşeye katılıp karıştığı
ontolojik bir düzleme yayılıyor ve neresinden
bakarsak oradan yeni birşey ekliyor bize

alınan etkilerle hep yeniden, yeniden
yorumlama serüveni hatta eklektik bilinç seviyelerinin saltık biçimlenişi değil miydi yaşam

( gariptir ki hegel’in antik yunan heykel sanatını bir çeşit ibadet gibi algılaması, ortaya çıkan eseri (iman) alınıp satılamaz addetmesi çok uç
bulunabilir şimdilerde
ama benim gözümde onu, tam bir mümin
olarak tanımlar )

okurunda (izleyen - dinleyen) ifade bulan her kelimenin yaradanın müstesna yapısının bir göstergesi olarak algılanması ve etkileşim gücü (tezahür) karşısında yeniden yapılanmayı sezinlemek te çok mümkün

o halde şiir neden söylenir de yazılmaz?
yazılır da söylenilemez?

bilgi, eylem, seziş, ifade ve daha bir çok set ve süzgeç aralıklarının
bireyi yoklayan ve zorlayan düzeneği; havada uçuştuğunu varsayabileceğimiz enerjiyi vakumlayan bağdaşıkların tümü ve ondan seçtiklerimizin
harmanlanması halinde o ulaşılası anlatma arzusuna ne denli yaklaşılır?
sorusuna yanıt aramak için denilebilir

sırtını kendine, sonra bir yol göstericiye (irade) daha sonra yaratımın eser miktarına yaslamış
bir ruhaniyet tebessümü, ideolojik yahut marjinal hedeflerle yazılmış
ve yazılacak şiirlerin yanında olageldiği düşünüldüğünde, yazılan ve okunanlar tamamen masumdur

.•

*sürecek gibi notlar

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Tutunma biçimleri Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Tutunma biçimleri yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Tutunma biçimleri yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
İbrahim Kurt
İbrahim Kurt, @ibrahimkurt
19.3.2025 20:16:47
güzel bir çalışma okudum kutluyıorum
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-
Mehmet Aluc-Kul Mehmet-, @mehmet-aluc-kul-mehmet
19.3.2025 04:22:06
Belki bazen yazılanların içinde kaybolarak süreci izlemek gerekir. İhtimaller, serzenişler, dünyasında yazılanın kıvrandığını kaosun içinde izlemeye benzer diyerek kardeşim kaleme almış sanki. Söylemler birikmiş yüreğinde ve ortaya çıkmış ve kardeşim uzaktan seyrediyor gibi algıladım tebriklerimle.
Yinsani
Yinsani, @yinsani2
19.3.2025 00:48:32
ne güzel harala gürele, ondan bundan aşırma, taklit ve toplumsal tohumlanma varıken hatta yazmak varıken böyle de anlatılmaz ki anlatılmak istenen.

şuncacık dünya ömründe nedir sayısız yıldızlar kainatından ve hatta tanrısal bilinçlerin çektiği eza nedir, artık anlamak zorlaşıyor şahsen bende.

eşeğe ters binmek lazım düz gidenler eşeğe müdahale ettiği için çukura düşüyor, oysa ters binsek,eşek salına salına bir yol bulur herhalde..

edebiyat bir zihin ve gönül sığınağı, günümüzde de yapay zeka ile harmanlanacağı için insanin pek bir değeri kalmadı, ileride insanın iş gücüne de ihtiyaç kalmayacağı için .... kala ki şiir ne yazı ne.. son devrin kalvyezanlarıyız ve görüntü ( reklam, film, dizi, belgesel) fersah fersah öne geçti günümüzde.

bir ara saymaya kalkmıştım yıldızları pardon, çizgi film, dizi ve filmleri, yanlış hatırlamıyorum 5-7 bin arası bir edebiyat parçasıydılar. hayvanlardan insanlara, insan üstünden, uzaylılılara kadar insanın her türlü halini gösteriyorlar yaklaşık 50 yıldır ekranlarda..

ne diyorum ben efendim, güzel bir üslup ve anlatı diyecektim sadece.. çok güzel bir anlatı lakin ne anlasın mollası doçenti halkın halinden.. halk da öyle böyle değil, trafikte sokakta apartmanda köyde kentte bıçak saplayacağı veya kurşun sıkacağı yer arıyor.. şiir ve yazın bunun önünde durabilir mi?

yanlış tarif edilmişleri çağa uydurup doğru tarifini verebilir miyiz o masaya sunulan yemeklerin.. eskiden hayvanları anlayan milletler epey fark atmış çağında, günümüzde ise robotları anlayanlar binecek gidecek medeniyete lakin durmuyor dünya kan dökmeden..

neyse efendim sayın gulenin ifadesine imza atmak lazım.. lafazanlığım için sörry dediklerinden.

"hem dünyaya sırtımı dönmüşüm, hem de bu kaosun içindeyim."

güzel anlatımınız ve üslubunuz için kendi adıma teşekkür ederim.
saygılarımla.
Gule
Gule, @gule
18.3.2025 19:20:26
Yazın dünyası bana bazen, tutunamayanların tutunma çabaları gibi geliyor. Ortada bir gayya kuyusu var sanki ve yazar bütün ihtimaller dahilinde; kendi sonunu ya da kendi kuyusunu kazacağı, kendi kaosunu yaratacağı veya evvelinde olmakta olana "battı balık yan gider" hesabı, ipleri iyice kopartıp ivme kazandıracağı envai çeşit bi düş sahasındaki o kuyunun üstünden cambaz gibi atlayıp durarak, hayata meydan okumanın da tersine bir nevi kendi dalgasını geçerek, soru(n)larını pışpışlayıp uyutmaya ya da sakinleştirmeye çalıştırıyor sanki...

Dünyanın bütün kaosunu almış kafanın içine hapsetmişsin gibi bi harp sözkonusu orda ve bunu kimseye çaktırmadan -ki çoğunlukla yazma eylemi burdan tezahür ediyor- tek başına halletmek zorundasın. İşin komedisi de burda yatıyor. Düşünsene brüt anatomi yasasının bize reva gördüğü 1130 cm³'lük hacimlik beynimizde bir curcunadır kopmuş gidiyor.

Bundan sebeptir ki sadece yazan sıfatıyla değil, hem okur, hem gözlemci, hem de izlenimci konumda bi karmaşıklıklar zinciriyiz dememde bi mahsur görmüyorum.

Canım Nevin hem dünyaya sırtımı dönmüşüm, hem de bu kaosun içindeyim.

Güzel yazı, güzel beyin fırtınası, güzel sorgulayıp irdelemişsin.

Sevgiler çokça.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ