Kavramak için görmek, görmek için de dikkatle bakmak gerek! - pitigrilli
Entellektüel-41
Entellektüel-41

ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ?

Yorum

ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ?

( 2 kişi )

4

Yorum

5

Beğeni

5,0

Puan

150

Okunma

ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ?

ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ?


18 Mart 1915 yılında gerçekleşmiş olan Çanakkale Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu ile “İtilaf Devletleri” arasında cereyan eden çok önemli bir muharebedir.
Tarihten silinmek istenen bir devletin, esir ve zelil edilmek istenen bir milletin toprağını, bayrağını, namusunu, şerefini, ecdadından yadigâr olan tüm kutsal değerlerini korumak adına; canını seve seve verdiği, ama bu değerlerinden, vatan topraklarından bir zerresini bile düşmanına teslim etmediği, vatanına sevdalı; 213.882 koç yiğidinin hayatlarını seve seve adadıkları destanın adıdır.
Bu destan; Çanakkale sırtlarında ‘’Allah’ın Adını Yürekten Haykıranların’’ kanlarıyla yazılmıştır. O mübarek kanlardan, vatanın bağrında miskler saçan güller, papatyalar, nergisler, laleler, sümbüller vb. filiz vermiştir. Bu yüzden Çanakkale’nin dağları, dünyanın en paha biçilmez en nadide çiçek bahçesidir ve şüheda kokmaktadır.
Dünya var olduğu sürece, Türk Milletini tarih sahnesinden silmek isteyen emperyalist güçler; tarih sayfalarını aralayıp, Çanakkale’yi neden geçemedik? Diye sorguladıklarında:
Büyük Türk Ulusunun inancına, vatanına, bayrağına, milletine, devletine olan sevdasını görecek, vatan bellediğimiz “bu gazi toprakları ele geçirmeye kalkışmanın bedelinin neler olduğu” gerçeğini bir kez daha hayretle ve gıptayla öğreneceklerdir.
İngiliz donanmasının Çanakkale Boğazına ilk saldırısı, 3 Kasım 1914 tarihinde yapılan Seddülbahir Kalesi bombardımanıyla başlamıştır. Bu saldırının ardından; Çanakkale seferinin fikir babası Winston Churchill’in 25 Kasım 1914 tarihinde İngiliz Savunma Konseyinde yaptığı konuşma dikkat çekicidir:
‘’Osmanlı İmparatorluğunun ne olduğunu hepimiz biliyoruz. Daha dünkü Balkan Savaşı bozgunu bunun kanıtı değil mi? Donanmamız bir vuruşta Çanakkale Boğazı’nı ele geçirebilir. Topkapı açıklarında görülmesi bile, bu hasta adamın ellerini kaldırıp teslim olması için yeter de artar bile…’’
Ancak Çanakkale’de; büyük hezimete uğrayan düşmanın ve Churchill’in karşısında hiç tahmin edemediği, aklına dahi getirmediği bir gerçek vardı: Savaş meydanlarının yiğit askeri Mehmetçiğin sarsılmaz imanı ile vatan, bayrak ve millet sevdasıydı.
Bu hezimeti izleyen İngiliz kuvvetleri komutanı, General Hamilton, yaşananları şöyle anlatmıştır: “Gebe dağlar Türk doğurmakta devam ediyor.’’
Evet, o destanın yazıldığı tarihte, Çanakkale’nin dağlarından, taşlarından, ağaçlarından, hülasa vatanımıza kucak açan ‘toprak ana’ dan adeta Mehmetçik fışkırmıştır. Çünkü o gazi topraklar; işgal edenlerin, mazluma zulmedenlerin değil, Allaha büyük bir tevekkülle iman edenlerin, hayatlarını vatanı için seve seve feda edenlerin yurduydu.
Sarsılmaz bir imanla bu kahramanlar; İngilizlere, Fransızlara, Anzaklara, Hindulara, kısacası katil ve insafsız bu yığınlara tarihin en acı yenilgisini Çanakkale’de tattırdı.
“Bu savaşlarda; 47.000 Fransız, 205.000 İngiliz/Hintli, Avustralyalı, Yeni Zelandalı (Anzak) Senegalli ölmüştür. Bu savaşlarda İngilizler, acımasızca ve sinsice müstemlekelerinin askerlerini de kullanmıştır.
İstanbul’dan Çanakkale’ye giden “18 yaşındaki askerlerin” resmini görmüşsünüzdür. Ya da “Onbeşliler” türküsünü hepimiz dinlemişizdir. İşte onlar da böyle düşünüyorlardı: Belki öleceğiz ama teslim olmayacağız…
Tarihte iz bırakan kimi yaşanmışlıklar hüzünlüdür, acılarımızı depreştirir. Fakat Çanakkale, öyle kutlu ve anlamlıdır ki, ağrısı gurur vermekte, yaralı gönüllerde yanık türkülere dönüşmektedir.
Andıkça bir o kadar onurlandıran, başımızı dik tutmamıza vesile olan, böylesine eşsiz bir destanı, yeni nesillerin hücrelerine ilmek ilmek işlemek gerek. Bu yüzden, yediden yetmişe her kesin, savaşın geçtiği yerleri gezip görmesi, gerçekleri öğrenmesi, özümsemesi, içselleştirmesi, dersler çıkarması ve ibret alması elzemdir.
Çünkü Çanakkale öylesine devasa bir destandır ki, aynısının değil, benzerinin bile tekrarlanması, her bakımdan asla mümkün değildir. Yazıldığı yer vatan toprakları, başrollerde yer alan Mehmetçik’tir. Her sahnesi kanla icra edilen ve 213.882 koç yiğidin şehadetine, onulmaz acılara, gözyaşlarına, ıstıraba, çileye, sönen ocaklara mal olan bir destandır.
Çanakkale savaşları, aynı zamanda düşman tarafından akla hayale gelmedik vahşetin, zulmün, hilenin, kalleşliğin, adaletsizliğin, uygulandığı, akla hayale sığmayan, insanlığı utandıran haksız ve çirkin bir saldırıdır. Bu saldırıda vahşi, gaddar, acımasız, canavarlaşmış düşmanlar rol almış, her türlü çirkin ve rezilliklerle bir milleti yok etmeye çalışmıştır.
Buna rağmen Mehmetçik, bu canavarlığa ve her türlü çirkinliğe, merhametini, vefasını, şefkatini, mertliğini, sabrını, tevekkülünü vb. hasletlerini katarak, insani boyut getirmiş, akılların almadığı, gücün yetmediği taş kalplerin anlayamadığı ibret sahneleri icra etmiştir.
Feryatlarına dayanamadığı düşmanını, şefkatle sırtlayarak cephe gerisine taşımış, düşmanına siperden sigara atmış, düşmanını bir nebze de olsa utandırarak insanlık dersi vermiştir.
Bire karşı on kat düşmana eyvallah etmemiş, rakipleri her türlü konforla, modern silahlarla donanımlı iken, O cepkenine taşlardan düğme yapmış, yırtık ve söküğünü kendi dikmiş, peksimetini yanındakiyle paylaşmış, kurşun yağmuru altında, ölüme tebessüm ederek, huşu ile cemaatle namaz kılmıştır.
Çanakkale Savaşı dünyada deniz, kara ve havada harp silahlarının birlikte kullanıldığı ilk savaştır. Çanakkale Savaşı, ilklerin zaferidir. İngilizler, uçak gemisini ilk defa kullanmışlardır. Fransızlar, balon gemisi kullanmışlardır.
Çanakkale, dar alanda yapılan çok yoğun bir savaştır. Savaşta 1 metrekarelik alana 6 bin mermi düşmüştür. 600 milyonda bir olan 2 merminin çarpışma ihtimali Çanakkale’de defalarca gerçekleşmiştir.
Sonuç olarak, Çanakkale Savaşı, sadece bir askeri başarı değil, aynı zamanda Türk milletinin; fedakârlığını, sabrını, ahde vefasını, dayanışmasını, cesaretini, şükrünü, cesaretini, kararlılığını ve hoşgörüsünü vb. karakterlerini, simgeleyen bir destandır.
Vatan ve vazife uğruna hayatlarını seve seve feda eden tüm şehitlerimizi rahmetle, minnetle anıyor, aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyorum. Ruhları şad olsun…
Hayatta olan gazilerimize saygılarımı, dualarımı göndererek, sağlıklı, hayırlı ömürler, diliyorum.

Sevgiyle kalın…
Seyfettin Karamızrak



Paylaş:
5 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

100% (2)

Çanakkale neden geçilmez? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çanakkale neden geçilmez? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÇANAKKALE NEDEN GEÇİLMEZ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
nejat hoca
nejat hoca, @nejathoca
18.3.2025 10:25:33
5 puan verdi
Metin, Çanakkale’nin sadece bir savaş değil, aynı zamanda inancın, fedakarlığın ve birliğin simgesi olduğunu güçlü bir şekilde ifade ediyor. Mehmetçik’in zor koşullara rağmen gösterdiği azim ve kararlılık, insanlık tarihine önemli bir ders niteliğinde aktarılmış. Ayrıca, savaşın insani yönü de metinde öne çıkarılmış; düşmana gösterilen şefkat ve merhamet, Türk milletinin erdemlerini gözler önüne sermiş.Kutluyorum efendim.
Oktay Güvener
Oktay Güvener, @oktayguvener
18.3.2025 10:10:03
Çanakkale, milletimizin diriliş destanıdır. Bu topraklar, vatan uğruna canını feda eden yiğitlerin aziz hatırasını taşır. Her bir mısra, şehitlerimizin fedakarlığını, iman dolu yüreklerini ve vatan sevgisini yüceltiyor. Bugün, onların sayesinde özgürce nefes alıyoruz. Şiiriniz, Çanakkale ruhunu yeniden canlandırıyor ve bize o kutlu mücadeleyi hatırlatıyor. Şehitlerimizi minnetle anıyoruz. Ruhları şad olsun, mekanları cennet olsun.
Gönül Pınarı
Gönül Pınarı, @gonul-pinari
18.3.2025 05:54:05
Dünya tarihinde Çanakkale Destanı olarak şanlı yerini alan ve merminin mermiyle vurulduğu Çanakkale zaferini öyle kendiliğinden oluşmuş bir savaş gibi sadece adından bahsetmek onun Başkomutanından söz etmeyip öksüz bırakmak ne kadar doğru bilemedim.
Çünkü her başarının bir lideri önderi vardır, Çanakkale Destanının da lideri önderi Başkomutanı Gazi Mustafa Kelam Atatürk'tür. Bilindiği gibi Çanakkale zaferi öyle sıradan sadece bir savaş değildir, bu güzel vatanımızın üzerine çullanan akbabalar çakallar misali o yedi düvele karşı başında Başkomutanı olan bir milletin topyekûn canını dişine takarak ölümü öldürürcesine aya kalkması yeniden dirilmesi ve de şahlanma durumudur, yani tarihe kanla yazılan Türk Milletinin varoluş diriliş kara bahtını değiştirme bu Cennet vatanına yeniden sahip çıkma destanıdır.
Hatta bu savaş öyle sıradan beyinlerin algılayıp anlayamayacağı, kadar derinliği ve dahi bilgeliği gerektiren savaş teknikleri ve de başarılarla doludur. O anları; ancak yerli yabancı bütün gözlemcilerin Çanakkale adeta cehennemin yaşandığı sonunda Türk Milletinin bir bütün olarak vatanına hür ve özgür olarak yeniden kavuşmasını sağlayan başarı destanının somut göstergesidir. Tarihte her bir başarılmış savaşın bir lideri ve komutanı vardır ve onun adıyla anılmıştır. Örneğin Malazgirt savaşı Cennet mekan Alpaslan ile İstanbul'un fethi Fatih Sultan Mehmet ile Mısır seferi Yavuz Sultan selim han ile ve daha niceleri Türk Milletinin diriliş ve yeniden var oluş destanının yazılmasına sahne olan Çanakkale zaferinin Komutanı önderi lideri ve ve kahramanı ise Marşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk'tür
Bu vesileyle başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bu uğurda canlarını feda eden tüm şehitlerimizi rahmet minnet ve şükranla anıyor ruhları şad mekanları cennet olsun diyorum. Yüce Rabbim bir bu necip Millete bir daha böyle bir durumu yaşatmasın inşallah kaleminiz daim olsun.
Saygılarımla esenlikler diliyorum.
Esrakilic1982
Esrakilic1982, @esrakilic1982
18.3.2025 03:09:05
5 puan verdi
Çanakkale, toprağa düşen her damla kanla değil, yürekte yankı bulan her inançla yazıldı. O, ne bir yer, ne de bir zaman dilimidir; o, vatanın her köşesinde hissedilen bir kudretin, milletin gönlünde yankılanan bir ezginin adıdır. Çanakkale’de, bir milletin toprağını savunurken canını feda eden her Mehmetçik, adeta bir yıldız gibi göğün karanlıklarında parladı, sonsuzluğa adım attı. Vatanın her zerresini korumak adına, cesaretin kudretine aşkla sarılanlar, tarihe damgasını vurdu. Bir halk, yıldızlara adını yazdırırken, şehitlerin her bir adı, bu toprakların çeyrek yüzyıllık uğruna dökülen kanla kazandı vatanın yüceliğini. Çanakkale bir destandır, ama her destan, bir halkın hafızasında sonsuzluğa bir yankı bırakır. Biz, Çanakkale'yi unutmadık; zira biz, o tarihin ta kendisiyiz.

Çanakkale, sadece bir zaferin değil, bir milletin yeniden doğuşunun simgesidir. O büyük direnişin içinden yükselen her ses, bir halkın yeniden uyanışını, özgürlük mücadelesini ve toprağa olan derin bağlılığını haykırıyordu. O toprağın her karışında, her bir Mehmetçik, milletin umudunu taşıdı, onurlu bir duruşla cepheye koştu. Her biri, adını tarihe altın harflerle yazdıran bir kahraman olarak, bir milletin vatan sevgisini ve fedakârlığını temsil etti.

Çanakkale, sadece bir zafer değil, milletin bir arada durarak neleri başarabildiğini gösteren bir simgedir. O günden bugüne, Çanakkale ruhu her birimizin yüreğinde yaşamaya devam ediyor. Şehitlerimizin fedakârlığı, milletimizin gücüne güç katıyor, her anı, her adımı, her kararı vatan için bir fedakârlık olduğunu hatırlatıyor. Çanakkale, geçmişin izleriyle bugüne ışık tutan, milletin birliğini pekiştiren, geleceğe umut bırakan bir destandır.

Bizler, Çanakkale'nin evlatları olarak, o kahramanların mirasına sahip çıkmak, bu topraklarda özgürce yaşamanın değerini her an içimizde hissetmek için varız. Unutmadık, unutmayacağız. Çünkü Çanakkale, sadece bir yer değil, bir milletin kalbidir, bir halkın ruhudur, bir tarih yolculuğudur.

Yüreğinize sağlık
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ